Birgün bir genç atının üzerinde giderken yaşlı bir adam yanına gelip,
-Oğlum ben yaşlıyım bineğimde yok, müsaade edersen ata ben bineyim, sen yürü
der, Genç,
-Tamam amca, gel bin.
der ve yaşlı amcayı ata bindirir.
Genç adam yaşlı amca ile sohbet ederek ilerlerken yaşlı adam atı hızlandırır ve kaçmaya başlar. Maksadı atı çalıp kalmaktır.
Atının çalındığını gören genç sakin bir şekilde yaşlı adamın ardından şöyle seslenir..
-Amca, sen benim atımı değil, huyumu çaldın.
İyi niyetimi çaldın. Ben o attan bir tane daha alırım ama bundan sonra kim benden atımı isterse bir daha asla atımı ona vermem.
Bir insanın güzel bir huyunu çalmak,
iyi niyetini duygularını çalmak,
onun kalbini bozmak,
onun güzel cevherlerle donatılmış yüreğini vicdanını pisliğe bulaştırmak,
yalan sözlerle onun hayalindeki güzelliklerin katili olmak Peygamber Efendimizin (s.a.v) buyurduğu gibi en büyük hainliktir..
Hainlik; dünyaya serpiştirilen nifak tohumudur. Gün gelecek elimizle ektiğimiz o tohumlar filizlenecek, ağaç olup meyve verecek ve o zehirli meyveden biz dahil çoluk çocuğumuz yiyecek ve hainlik ettiğimiz insanların ahı vebali bizi bulacak ve Allah'ın adaleti tecelli edecektir.
Evet...
Doğruluktan ayrılmayan bir zat, kendi hayatını en güzel bir şekilde tanzim etmiş olur. Mensup olduğu çevrenin hayrına çalışır, hiçbir kimsenin malına, canına, şerefine bir zararı dokunmaz. Her millet, doğruyu ve doğruları yüceltir. Her insan doğru olanı sever.
Ne yazık ki: Herkes doğru olamaz, bu husustaki geçici zorluklara tahammül gösteremez. Halbuki, doğruluk yüzünden bir sıkıntı, bir ceza görülse de bu geçicidir, bunun sonu selâmetdir, saadetdir, ebedî hayatı kazanmaya bir vesiledir.
Allah Teala sadece dosdoğru ol emri ile kul olmamızı istiyor.
Rabbim kimseyi kimsenin imtihan sebebi eylemesin.
Dogruluktan...
Doğru yoldan ayırmasın inşallah.
Selam ve dua ile.