Orta yaşlı adam parkta oturuyordu. Üstüne söğüt ağacının koyu gölgesi düşmüştü. Ama adamın keyfi yerinde değildi. Çünkü bazı aile problemleri ve borçları canını sıkıyordu. Bu yüzden okumaya çalıştığı kitabı kapattı.
Sonra gelişi güzel etrafı seyretmeye koyuldu. İlerdeki ağaçlara, parktaki çiçeklere göz attı. O sırada yedi sekiz yaşlarında bir çocuk yanında belirdi. Başını önüne eğmişti. Elinde tuttuğu çiçeği göstererek adama seslendi:
“Bakınız, ne buldum?”
Adam çiçeğe baktı, Bu buruş buruş olmuş, solmuş bir karanfildi. İyice pörsümüştü ve can çekişiyor gibiydi. Çocuğa göstermelik şekilde gülümsedi ve onunla ilgilenmek istemedi.
Yerinde duran çocuk, çiçeği bununa götürdü ve içtenlikle kokladı:
“Çok güzel kokuyor, çok güzel bir çiçek” dedi.
“Bu sizin olsun, onu koklar, güzel rengini seyredersiniz.”
Çocuğun mutlu sesi şırıl şırıl akan bir suyu andırıyordu. Adam çocuğu kırmamak için karanfili aldı. Tam o sırada çocuğun görmediğini fark etti. Acıyan bir sesle:
“En güzel çiçeği bana getirmişsin, teşekkür ederim.” Dedi.
Çocuk: “Bir şey değil”dedi ve yavaş yavaş yanından ayrıldı.
Adam etkilenmişti. Bir an içinde olduğu nimetleri, güzellikleri ve zenginlikleri düşündü:
“Gözlerim var, görebiliyorum. Yazıları okuyorum, ağaçları, onların rüzgârda sallanan dallarını, görüyorum. İnsanları, bulutları görüyorum. Aynada kendimi görebiliyorum. Çocuklarımı, annemi, babamı görebiliyorum. Hiç annesini görmeyen biri olabilirdim. Hiçbir çiçeğin rengini tanıyamaya bilirdim...”
Düşünceleri uzadıkça, pek çok güzelliklerin ve zenginliklerin içinde olduğunu fark etti ve içi ferahladı. Sonra nimetlerin sadece görmekle ilgili olmadığını düşündü.
“Yaşıyorum...
yürüyorum...
konuşabiliyorum...
otura biliyorum...” diye mırıldandı.
Solmuş karanfile baktı. Kokladı. Sonra:
“Gerçek körlük, içinde olduğumuz güzellikleri ve nimetleri fark edememek mi yoksa?” dedi.
Gözleri görmeyen çocuk, kendisini bu tür körlükten mi kurtarmaya çalışmıştı. Yeniden fark etmeye çalışarak dikkatlice elindeki çiçeğe baktı, çocuğun az önce söylediği kelimeler dudaklarından döküldü:
“Çok güzel bir çiçek.”
Yüreğimizdeki çiçeklerin solmaması temennisiyle sağlıkla, huzurla ve sevgiyle kalın.
Allaha emanet olun.