14 yıldır iktidar olan bir parti, sadece bir parti de değil, bir amaç, bir dava partisi, oy vereninden tutun da emektar mahalle başkanlarına kadar hepsinin yegâne düşüncesi gözle görülür hizmetleri ve geçmiş yıllarda demokrasi ile yönetilen ülkede muhafazakâr kesimin elinden alınmış haklarının iadesinin fiili olarak görüldüğüdür.
Cumhurbaşkanı partinin kurucusu Recep Tayyip Erdoğan öncesi ve sonrası Ak Parti diye ayırmak istiyorum. Çünkü Tabanda ve üst kademede gözle görülür bir ayrışma olduğu Kongre de konuşmalarını yapan Davutoğlu hocadan belli oluyordu, .
Hatta eski başbakan yardımcı meclis başkanı Bülent Arınç şöyle dedi.
Bu yanlışlıkları bana yapanlar başkalarına da yapıyorsa yeni genel başkandan ricamdır bu işlere bir son versinler. Biz bu partinin emektarıyız. Bu partiye hayat veren her işin içerisinde olduk, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Sıfatlarımızı da onlar tayin etmiyor. Millet bizi bu noktaya getirdi. En azından vefa olarak buna sahip çıksınlar" diye konuştu...
Buradan açık ve net bir şeyler belli oluyor. Ama unutulmaması gereken tek şey var ki
Vefa sadece insanların kendilerine dokunuşuyla değil kendileri başkalarına vefasızlık yaptığında da vefa İstanbul’da bir semtin adı olmamalı şahsımda vefasızlığı bu partide en alasından yaşamış biri olarak ki beni şahsen tanıyanlar bilir.
Küstüm, sitem ettim hatta en büyük sitemi dönemin İzmir İl teşkilat başkanı şimdiki vekilimiz Sayın Mahmut Atilla Kaya'ya yapmıştım. .
Evet, partiye küsmüştüm ama davama ve davanın kurucusu Recep Tayyip Erdoğan'a asla.
7 Haziran seçimlerinden hemen önce Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir de stat fiyaskosu İzmir İl teşkilatının bugünkü kongre ye verdiği katkının onda birini vermediğinden stadın dolmayışı içimi çok açıtmış olsa gerek ki kendim davaya sahip çıkmak adına kendi platformumu kurup Reise ve emaneti bugünkü genel başkan ve başbakan Sayın Binali Yıldırım’a #birliktedahagucluyuz (reisin neferleri) platformu ile sahip çıkmaya çalıştım çünkü şahsıma vefa göstermeyen emeğimi hiçe sayan vekil il başkanı ilçe başkanı sanırım Bülent Arınç gibi dava adamlarını nereye koyacaklarını bilmiyorlardı.
Ama biz bunların hepsini Allah’a havale ettik ve boş durmadık çalıştık çünkü biz biliyorduk ki dava büyük, davanın içinde hasbelkader makam sahibi olmuş olanlar küçük, tercihimizi elbette ki vatandan ve vatana hizmet için var olan AK Parti den yana kullanmak mecburiyetinde olduğumuzu kendimize şiar edinmek zorundaydık.
Ezcümle makamlar, koltuklar geçici vatan kalıcı, hizmetler kalıcı
Bir başkasının rüzgârı ile makam sahibi olanlar rüzgâr bitince ortada; emek ile iş başına gelenler yüreklerde kalır vesselâm