Yazının başlığını okuyunca aklınızdan geçeni ve dudaklarınızdan mırıldanan kelimeleri hissediyor gibiyim.
Haksızsa değilim çünkü o kadar güzel bir ülkeye sahibiz ki 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemin yedi bölgesinde muhteşem tabiat güzellikleri mevcut bir o kadar da stratejik konumu ile göz bebeği ülkem, durum böyle olunca da düşmanlarında göz bebeği olan ülkemi tam donanımlı dünyanın en muhteşem yapıtı bir gemiye benzetelim geminin engin denizlere açılması için ne lâzım tabi ki bir rota bir kaptan yardımcı kaptan ve mürettebat, olmazsa olmaz yolcu lâzım. .
100 yıllarca geminin kaptanlığını üstlenen Padişahlar dünyanın 4 bir yanında Osmanlı flaması ile gezmedik kıta bırakmadı, görmediği okyanus deniz kalmadı ve bu gemiye binmeyen ne bir ulus kaldı, nede bir millet, herkes bu gemiden ekmek yedi seyahat etti. Hemde hiç bir geçiş ücreti de ödemeden ama bu durum diğer yandan da diğer ulusları çok rahatsız etti ve en sonunda bu geminin içinde yaşayanlar tarafından yara verdirildi ve gemiyi kızağa çekmeye karar verdiler.
Ve en son kaptan Vahdettin Han'a içerdeki hain mürettebatı sayesinde gemiyi kızağa çektirmeyi başardılar. .
Fakat bu gemi öyle bir gemiydi ki demir atıp da bekleyecek bir gemi değildi 100 yıllık bir rota çizildi yeni bir kaptan yeni bir mürettebat yeni bir flama ile gemi gözetim altında 3 tarafında mevcut denizleri açmadan yüzmesine izin verilmeliydi. .
Çünkü içindeki yolcu kafasını asla dışarı kaldırmamalıydı 100 sene göreceği şeyler sabit rotada göreceği dikta edilen şeyler olmalıydı. .
Kimi zaman; kaptana isyanlar söz konusu olurdu. Ama görevli mürettebat vazifesini layıkıyla yerine getirir iç isyan çıkartır ve kaptanı kendi istekleri doğrultusunda birini seçerek aynı rotada gemiyi yürütmeye devam ettirirlerdi, yıllar geçse de alt kamara daki yolcu ne verirlerse onu yer ne iş verirlerse onu yaparlardı. Çünkü plan böyleydi. .
Öyle zaman oldu ki o gemide rotayı değiştiren kaptanların öldürüldüğü bile oldu. .Demokrasi gemisiydi bu bayrağı cumhuriyet ama rotasız bir gemi gözünü açamayan yolcu emir altında mürettebat üst kattaki elit yolcu alt kattaki Anadolu yolcusu işte böyle üstünlerin hukukunun korunduğu, milletin yok sayıldığı bir gemiydi.
64 sene kendi etrafında dönen ve karaya vurdurulan gemi ve alt kattan üst kata çıkan, kafasını kaldıran, dünyada neler olduğunu gören, kaptanını değiştiren, mürettebatını değiştiren ve kendilerine verilen rotayı aşarak komşu ülkelerin sularına giren gemi haline gelen ülkem.
64 seneden sonra 15 sene sonra bu hale gelen ülkem
Nisan ayında zincirlerini kıracak Yeni Rotasını çizecek en önemlisi de Kendi Kaptanını kendi seçecek. .
Geminin içindeki üst kattaki üstünlerle mücadele edilecek
YA YENİ ROTA DİYECEK
YÂDA GEMİ değil kızağa, söküme gidecek. .