Yüz yıllardan buyana Devlet-i Âliye var olmuştur.
Devletin bekası için başarılı ekip başarılı liderden geçmiştir.
Sorumluluklar arttıkça, liderlerin görevleri de artmıştır.
Millet nezdinde gördüğü teveccüh Bir lider için #hizmet #devlet #bayrak anlamına gelse de bazıları için #firsattir.
Aynı Gökkubbe altında, farkli düşüncelerin var olmasına sebebiyet vermiştir. (Makam hırsı, para, kadin)
Lider ile bu tür guruplar arasına zit amaçlar vuku bulmuş,Lawrence'yi aratmamışlardır.
Mekan cennet;
Sultan II. Abdülhamid bir duasında : “Allah’ım helal etmiyorum! Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum! Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin (Muhammed) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem…” demiştir.
Tahttan indirilirken şu sözleri söylemiştir: “33 sene millet ve devletim için, memleketimin selameti için çalıştım. Elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah ve beni muhakeme edecek de Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl buldumsa, öylece teslim ediyorum; hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi Cenab-ı Hakkın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki, #düşmanlarım bütün hizmetlerime kara bir çarşaf çekmek istediler ve muvaffak oldular.”
Tarihten de görüldüğü gigi Temiz ve başarılı liderlere zarari ,dış düşmanlar değil liderin yanındaymış gibi gözüken #hainler her daim vermiştir.
Cumhuriyet döneminde durum farklimiy di elbette hayır,nerden biliyoruz çünkü;
Atatürk'ün vaktiyle
“Kahramanı kadar, haini de bol bir milletiz!”.. dediğinden biliyoruz.
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği deliğine,18 yıldır soluksuz hizmet eden Gecesini gündüzüne katan RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN milletten aldığı teveccühün sebebi neydi?
Elbette Milletin yukarıda yazdığım konuların hepsine vâkıf olmasıdır.
#GÜVEN,#SEVGİ VE #LİYAKAT
Ülkenin %52 si âdeta kendini Onda bulmuştu. 18 yıl geçen sürede Hertürlü darbe yapılmaya çalışıldı. Ilerleyen Tükiye''de önüne set geçilmeye çalışıldı.
Peki Ülkemin dış düşmanları mi geldi de Gezi olaylarını, 17,25 aralık operasyonlarını , 15 Temmuz darbesini gerçekleştirildi elbete hayır.
Peki kimler destek verdi?Halk kimlerin destek verdiğini biliyormuydu? elbette biliyordu.
Peki bu işbirlikçiler Reise ve ülkesine zarar vermek isteyenler sadace Muhalif tarafmiydi ?
Bence öyle değil ,öyle olmuş olsaydı
Ak parti ile RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN aldığı oylar arasında makas açilmazdi diye düşünüyorum.
Kendimden örnek vereyim,
2008 yılından 2014 yılına kadar aktif siyasette Davam için liderim için çocuğumdan ,eşimden,işimden zaman ayirdim emek verdim,hiç bir zaman makam delisi olmadım. Çok şükür hain de olmadım, ama kasdi olarak görev verilmiyor diye hizmetten kendimi alımı koydum hayır platform kurdum,Sosyal medya hesaplarimdan destek verdim,sitelerde köşe yazdım hizmeti görev bildim bunun için makama ihtiyacım yoktu.Peki niçin benim gibilere görev verilmiyordu?
Sebebiyse belli doğruları yazdığım için
Zerre pişmanliğim var mi yok çünkü benim yolum RECEP TAYYİP ERDOĞAN'IN yoludur,onun mücadele ettiği her şey benim mücadelemdir.
Öyle de olmaya benim icin devam edecek,ama olaya vâkıf olamayanlar için malesef durum ayni olmuyor ve bu sebeple Parti ile Reis arasında ciddi anlamda makas açılıyor.
Teşkilatcilar dışarda,ekipçiler içerde
Abdülmecit Han döneminden bir örnek ile yazıma son vereyim
Sultan Abdülmecîd devrinde İstanbul’da İngilizler’in İskoç locasına bağlı bir mason locası açma girişiminden cesaret alan Fransızlar, Beyoğlu’nda bir mason locası açıp Fuat Paşa’yı da aralarına almışlardır.
Fuat Paşa’nın yanlış siyâseti neticesinde birçok toprak kaybedilmiş ve hayli müslüman kanı dökülmüştür. Bunların yanında Fuat Paşa’nın pek çok yolsuzlukları da olmuştur. Nitekim Âlî Paşa’nın onu emîn biri hüviyetiyle gönderdiği Suriye’de aldığı rüşvetler hâriç, yaklaşık sekiz yüz bin kese para gasp ederek uhdesine geçirmesi, yaptıklarının sadece bilinen bir kısmıdır.
Nitekim sonraları Fuat Paşa’nın iki oğlunun birden ölmesi ve iki konağının da arka arkaya yanması, yaptığı yolsuzlukların ve döktüğü müslüman kanlarının bedeli olduğu İstanbul’da halk arasında konuşulan günün mevzûlarından olmuştur.
selam ve dua ile