KUR’ANDAKİ PEYGAMBER DUALARI, ADEM AS VE EŞİ
Â'raf 23: رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ
“(Âdem ve eşi) şöyle dua etmişlerdi: “Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbette kaybedenlerden olacağız.””
Adem ve eşi neden bu duayı yaptılar?
Hepimizin bildiği gibi Adem as ilk insan, ilk halife, ilk peygamber...
Yaratılış mevzusu derin ve çetrefilli bir konu olması hasebiyle burada detaylara girmeden, doğrudan yazımın konusu olan DUA AYETİne değinmek istiyorum.
Kur'an'da Adem as'ın ismi 25 ayette geçer.
Kıssanın anlatımı tertip sırasına göre; Bakara 30-39, Maide 27-31, Â'raf 11-27, Hicr 28-44, Tâhâ 115-123, Kehf 50, Sâd 71-85.
Yaratılış süreci, halifelik görevi, meleklerin bilgi almak için itirazı, Adem as'a isimler öğretilmesi, meleklere secde emri verilmesi, İblis hariç hepsinin secde etmesi, cennet hayatı, imtihan, İblis'in vesvese ve desiseleri, cezalandırılması, dünya hayatı konuları işlenmektedir.
Tekrarmış gibi gelse de her grup ayette farklı konuya mercek tutuluyor.
Bakara 30-39 ayet grubunda, meleklerin sorusuna karşılık Rabbimizin onlara verdiği cevap üzerinden bir eğitim metodu öğreniyoruz. Bilmek için sorulan soruya bilen, yaratan, her şeyin tek hakimi olan Allah, kırmadan incitmeden nazik bir cevap veriyor. Öğretmen öğrenci ilişkisinde dikkat edilmesi gereken hususları Allah bize bu dialogla öğretiyor olabilir, Allahu alem...
Adem as'a secde etmeyen İblis'e: “(Allah) şöyle demişti: “Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan neydi?” (İblis de) “Ben ondan hayırlıyım (üstünüm). Beni ateşten yarattın; onu çamurdan yarattın.” demişti.”
İblis neden secde etmedi?
-Büyüklendiği için (Bakara 34)
-Kendisinin daha hayırlı olduğunu düşündüğü için (Â'raf 12)
-Ateşten yaratılmasının üstünlük olduğuna inandığı için (Â'raf 12)
-Rabbinin emrinden çıktığı için (Kehf 50)
İblis'i Allah’a isyana sürükleyen iki haslet: KİBİR ve ASABİYET!
"ÜSTÜNLÜK TAKVADADIR!"
“Irkçılığa çağıran bizden değildir! Irkçılık davası uğruna savaşan ve bu uğurda ölen bizden değildir!” Muhammed sav
KİBİR; şeytanî bir vasıf, küfrün köprüsü, kalbin mühürlenme ve perdelenme sebebidir. Hakikat karşısında insanı konumlandıran bir haldir. İnsanın anlama melekesini zayıflatan bir durumdur. Sadeliği yıkan ve sonu azap olan bir hastalıktır.
Secdeden kaçınan İblis Â'raf 13-18 ve Hicr 32-40 ayet gruplarında Allah'a kafa tutuyor ve insanların yeniden diriltilecekleri güne kadar mühlet istiyor. Kovulmuş olan şeytanın artık bir vaadi var; Allah’ın kullarını saptırmak, doğru yoldan çıkarmak!
Kur'an'da Şeytan;
-Bakara 36, ayakları kaydıran
-Â’raf 15, kıyamete kadar mücadelesini devam ettiren
-Â’raf 16, doğru yolda oturup çelme takacak
-Â’raf 17, saptırmak için her türlü yolu kullanacak (ön, arka, sağ, sol)
-Â’raf 20, vesvese veren
-Â’raf 22, apaçık düşman
-Hicr 39, günahları süsleyen
-İsra 64, mallar ve çocuklar üzerinden vesveselerle kötülüklerine ortak olan, adamlarıyla işler çeviren
-Bakara 268, fakirlikle korkutur, cimriliği emreder.
Tüm bunlara karşın etkilenmeyecek olanlar ise İHLAS SAHİBİ İNSANLAR (Hicr40,42, İsra 65, Sad 82-84).
Bu mühleti aldıktan sonra şeytan, cennete(sıkıntının olmadığı kusursuz bir bahçeye) yerleşen Adem ve eşini kandırma çabalarına başladı.
Bu cennette çeşit çeşit nimetler var, yemek içmek serbest. Lakin bir ağacı işaret ederek “şu ağaca YAKLAŞMAYIN!” buyuruyor Allah. O ağaçtan yemeyin değil, ağaca yaklaşmayın!
Yaklaşma! Mıknatıs etkisi var.
Lâ takrebu!
Yaklaşma, yanılırsın!
Yaklaşma, yorulursun!
Yaklaşma, yıkılırsın!
Yaklaşma, yakarsın!
Yaklaşma, yanarsın!
Haram ve helaller bellidir. Şüpheli şeylerden sakınmak kişinin dininin güzelliğindendir. Terk etmesi iffetindendir. Şüpheliden ne kadar kaçarsa iffetini o kadar korur.
Neden Allah bir ağaca yaklaşma der?
Bir sınır koyarak bir şeyin farkına varmamızı ister. Farkındalık oluşturmak. Rabbimizin bu sınır ve yasakları koyması şefkatinden dolayıdır. Konulan her sınır insanın insan kalması ile alakalıdır. İnsan sadece yaptıklarıyla değil, yapmadıklarıyla da insandır. Bizi diğer varlıklardan ayıran da budur, secde edilmesinin gerekçesi de.
Ağacın cinsinden bahsetmez Rabbimiz Kur’an’da.
Tâhâ 120, ölümsüzlük ağacı. İnsan zaafının en hassas olduğu noktadan yaklaşıyor şeytan.
Eğer o ağaca yaklaşırsanız;
-Bakara 35, yerseniz zalimlerden olursunuz.
-Â’raf 22, şeytanı dost edinmiş olursunuz.
-Tâhâ 117, cennetten çıkarılır, yorulur sıkıntıya düşersiniz, Allah'ın emrini unutur asi olursunuz.
Şeytan, ambalajsız bir şekilde insanı kandırmaz! Sağdan, soldan, önden, arkadan yaklaşarak, Allah adını kullanıp aldatarak çeşitli hilelere başvurur, süslü gösterir. “Melek olur, ölümsüzleşirsiniz" (Â’raf 20), “Ebedi saltanatın sahibi olursunuz.” (Tâhâ 120).
Adem as ve eşine, şeytanın apaçık düşman olduğunu daha önceden Allah söylediği için hemen kanmadılar. Lakin uzun çabalar sonrasında (Tâhâ 120) şeytan onları tuzağa düşürdü: “ben size öğüt ve nasihat verenlerdenim” diye yemin etti. Allah adına yaptığı bunu. (Â’raf 21).
Adem as'ın;
-Aradığı melekleşmekti, bulduğu beşerileşmek oldu.
-Aradığı ölümsüzlüktü, bulduğu ölümlülük oldu.
-Aradığı zahmetsizlikti, bulduğu zahmetlilik oldu.
“Adem unuttu ve biz onu azimli bulamadık.” (Tâhâ 115).
“O ağacın meyvesinden yiyince ayıp yerleri göründü.” (Â’raf 22, Tâhâ 121).
DİKKAT!
Şeytan mahremiyetin ifşasından vuracak, farkında ol! Kim buna çağırırsa, şeytanın dostudur.
İlk imtihan yediklerimizden geldi. Yediklerimiz helal değilse yaptıklarımız helal olamaz. Haramla beslenen bir bedenin Allah'ın istediği hayatı ortaya koyması mümkün değildir. İlk başta iffet duygusu zedelenir.
“Âdem ve eşi yasak ağaçtan) yemiş ve edep yerleri görünmüştü. (Ardından) bahçenin yapraklarından üzerlerine örtmeye başlamışlardı. (Böylece) Âdem (unutarak) Rabbine karşı gelmiş (asi olmuş) ve hata yapmıştı.” (Tâhâ 121).
İşte burada Adem ve Şeytan farkı ortaya çıktı. Şeytan “neden secde etmedin?” sorusuna bahaneler sundu. Ama Adem as bir bahane uydurmadı, şeytan ayarttığı halde onu suçlamadı. “Rabbimiz! Biz kendimize haksızlık ettik. Bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen elbette kaybedenlerden olacağız.” diyor Adem as ve eşi.
Günah karşısında Ademce/Adamca tavır sergilememizi öğretiyor Allah. O pişmanlığın ardından Allah onlara yeni kelimeler öğretiyor ve rahmetten zahmet yurduna gönderiyor.
Günah işleyince asla savunma yok. Allah'ın rahmeti senin günahından büyük.
Tevbe ettikten sonra büyük günah yoktur. Günahta ısrar ettikten sonra küçük günah yoktur. Her günahta küfre giden bir yol vardır.
Günahın küçük olanını basite alırsan, hassasiyetini kaybedersin, büyük günah olur.
Bu duaya benzerini Yunus as balığın karnındayken, Allah Resulü(selam olsun tüm Resullere ve iman ailesine) Taif dönüşü yaptığı duada buluyoruz.
Hataya/günaha bulaştığın anda af dile. Peygamberlerin duası ile dua et, tevbe et ve orada takılıp kalma! Allah’ın rahmeti geniştir, O'na güven!
Rabbim, bizi bağışla, bize mağfiret et, rahmetini üzerimizden eksik etme. Sen bizi bize bırakma, yoksa zalimlerden oluruz.
Selam ve dua ile...
Sema KOCA
03 Nisan 2022
(Detaylara girmeden ancak bu kadar özetleyebildim