Hayatımın en zorlu dönemlerinde dahi hiç bu kadar anlamını yitirmemişti kelimeler...
Hangi kelimeden başlasam birinin can evinden vuracak diye korkuyorum. Günlerdir düşünüyorum yaşananları, kendimi onların yerine koymaya çalışıyorum. Ağlıyorum, dua ediyorum, elimden geleni yapmak için çabalıyorum. Yattığım yatak, oturduğum koltuk, yediğim yemek, ictigim su, ısındığım evimden utanıyorum. İzlediğim her haberle yüreğimdeki yangın büyüdü de büyüdü. Ama bu koskoca felaket karşısında ne kadar biçare olduğumu yine yeniden anlıyorum.
İnsanın bildiği şeylerin yeniden tokat gibi yüzüne çarparak bildirilmesi şokunu mu yaşadık, yoksa "kendi ellerimizle yaptıklarımız"ın cezasını mı, bilemiyorum.
Karmaşık duygular içindeyim. Tükenmişliğin dibinde... Çaresizliğin, acizliğin zirvesindeyim. Kelimelerin yetersizliği, sessizlik deryasında boğulmama sebep olmadan kurtulmalıyım bu tufandan...
Yaşamımın bir anlamı olmalı. Bir umudum, bir heyecanım, sımsıkı tutunabileceğim bir dalım...
"Herşeyinizi kaybettiğinizde sizi ayakta tutacak olan nedir?"
İMANIMDIR hiç şüphesiz diyebilenlere selam olsun. İman eden insanların en büyük tesellisidir ahiret inancı. Müminler bilir ve iman ederler ki burası ahiretin tarlasıdır. Dünya imtihan alanıdır. Ne ekersen ahirette onu biçersin.
Çok zor günlerden geçen güzel ülkem Türkiyem. Herşeye rağmen bir ve beraber olabileceğimizi tüm gayretiyle gösterdi. Hele gelecekten umutsuz olduğumuz "z kuşağı" (bir daha asla bu ismi kullanmayacagım gençlere) ne kadar özverili, vefakâr, sabırlı, metanetli, hassas ve çalışkan olduklarını, gerektiğinde taşın altına ellerini değil herşeyini koyabileceklerini bize gösterdiler. Daha doğrusu öğrettiler. Onların yaptıklarını görünce kendimden utandım. Aslında bizmişiz de koflayan haberimiz yokmuş...
Deprem sadece evleri, yolları, yuvaları yıkmadı ki... Beynimizdeki çarpık düşünceleri, yüreğimizde taşıdığımız kumdan kaleleri, aynaya baktığımızda dışı boyanmış içi koflasmış maskelerimizi de yıktı. Tonlarca enkazımız var artık. Bir an önce kolları sıvayıp bireysel olarak hepimiz tek tek kendi enkazlarımızdan kurtulup, en başta istiğfar ve tevbe ile yeniden ilk yaratılıştaki gibi fıtratımıza dönerek kendimizi vahiyle inşa etmeliyiz. Ama bu kez sert sağlam zeminlere ve erbabına (Kur'an) danışarak, hak ve adaletten sapmadan, sebatla, ince ince düşünerek hissederek yeniden kıyam etmeliyiz.
Hayattaysan daha dünyadaki görevin bitmemiştir. Silkelen ve kendine gel. Yol ne kadar bilinmez lakin sen yola koyul. Önemli olan zafer değil seferdir.
Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, kalanlara sabr-ı cemil diliyorum. Rabbim hayrı rahmetiyle selametle versin.
Lâ tahzen, innallâhe meâne.
Selam, rahmet, mağfiret duası ile...