Futbol, İzmir’deki gençlerin olmazsa olmazıydı. 2. Abdülhamid’in kurduğu istibdat döneminde Payitaht’tan uzak olmasının avantajıyla İngiliz ve Rum Levantenlerin şehre kazandırdığı bu spor İstanbullu gençler için o kadar da kolay değildi. Bırakın bir futbol seyretmeyi üç dört gencin bir araya gelmesi bile Saray’a jurnallenir ve gençler anında zabitlerce tutuklanır ve cezalandırılırlardı. Gayr-ı Müslim gençler Müslüman gençler kadar baskı altında değildi ve Kadıköy’ün çayırları da Futbol İçin muazzamdı.
Futbol ateşiyle yanan Türk gençleri “Black Stockings Football Club” (Siyah Çoraplılar Futbol Kulübü) adı altında birleşerek, ilk Türk futbol kulübü olurlar. İsminin İngilizce olması baskıdan kurtulma umuduyla koyulmuştur. Siyah çorap üstüne giydikleri kırmızı forma ile takımlarının adına uyumlu bir görüntü sergilemişlerdir. Siyah Çoraplı futbolcular, maalesef çıktıkları ilk futbol maçında hafiyeler tarafından gözaltına alınır ve Black Stockings Football Club takımı dağıtılır. Bunun gibi birkaç deneden sonra 1905’te Galatasaray Sultanisi öğrencileri sağlam bir kulüp kurarlar ve gayr-ı Müslim takımlara karşı başarı kazanınca İstanbul’da Türk kulüplerinin sayısı artmaya başlar.
Bu kulüplerden biri Fenerbahçe’dir. Bu yazımızda 1908’de kurulmuş olan Fenerbahçe Spor Kulübünün 1913’te kaleme alınan “tarihçesi”ne yer verdik.
Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihçesi (İdman Mecmuası, 15 Haziran 1913, S.3, s.46)
1323 (1907) senesinde Frerler Mektebi (şimdiki Saint Joseph Fransız Lisesi)Türkçe muallimi ve elyevm rüsûmât (gümrük) müfettişi bulunan Enver Bey, talebe-i kadimesinden (eski öğrencilerinden) beş altı genci biraraya toplayarak bir kulüp tesis etmek arzusunda bulunduğunu bildirmişti.
Bu fikre bütün arkadaşları iştirak ederek akşamları Moda civarında idman yapmaya başlamışlardı. Altı kişilik futbol kulübü olmazsa da Enver Bey ve arkadaşları teşkil ettikleri hey'ete bir isim vermeği unutmamışlar o zaman hiç bir siyasiye hâmil edilmemesi için Fenerbahçe nâmını muvaffak bulmuşlardı.
Fenerbahçe o zamandan itibaren idmanlarına germi (hız) verdi. Bu vech ile dört beş ay zarfında a'zâsının adedini yigirmiye (yirmi) iblağ etti (vardırdı).
Biraz sonra Enver Bey riyaset- i fahriye (fahri başkanlık) mevkiinden çekildi. Kulübün yed idaresi (yönetim erki) müteşebbis, faal olan Nurizâde Ziya Bey'e tevdi edildi. Reis-i kârede bulunduğu müddet zarfında (reisliği süresince) kulübün gösterdiği faaliyet şâyân-ı takdir bir dereceye yaklaştı.
Kulüp İstanbul'un en kuvvetli timlerinden oldu. Ziya Bey faaliyetinin yalnız reisi bulunduğu kulübe münhasır kalmasını ve yalnız Fenerbahçe'nin terakki edip diğerlerinin mahrum-u tekâmül (gelişmeden mahrum) bulunmasını istemiyordu. Binanealeyh futbolun daha büyük bir mikyasda (ölçüde) ilerlemesi için birkaç Türk ve İngiliz arkadaşıyla teşrik-i mesai ederek Kadıköy'ündeki Ünyon Kulübün (Union Club) teşkiline semi etti ve meramında muvaffak oldu. Ünyon Kulüp inşâ edildikten sonra Fenerbahçe her sene İstanbul kulüplerinin içtimaından hasıl olan lig hey'etine dâhil oldu.
Kulüp en fazla güvendiği a'zâsını gayb edince (kaybedince) mağlubiyet de bittabi baş gösterdi ve hemen hemen her müsabaka gayb edilmeye başlandı. Sene nihayetinde Fenerbahçe lige dâhil olan kulüplerin sonuncusu idi.
Kulübün bekasından ümitvar olamayan rüesa birer mazeret ile kulübü terk ettiler. Kulübün idaresi en müsinni (yaşlısı) on dokuz yaşnı tecavüz edemeyen on beş gence kaldı. Bu gençler yorulmak bilmez bir faaliyetle çalışmamış olsaydılar, ne 1912 şampiyonluğu bir Türk kulübünde kalacak ne de el'an mevcudiyetleri ile terbiye-i bedeniyye sahasını tezyin eden (süsleyen) hey'etler, cemiyetler bu kadar mûşaşa (saşaalı) bir hayata sahip olacaklardı.
Halbuki Fener Bahçe birinci sene-i hayatında mağlup oldu .İkinci, üçüncü, dördüncü hatta beşinci sene dahi sonunculuğu muhafaza etti. Fakat bununla maneviyatı münkesir olmadı Yenildi fakat istiklâlini muhafaza etti . Yenilmemeyi arzu etti. Mesela Kadıköy Kulübü'yle birleşti. Üsküdar kulübüyle teşrik-i mesai etti. Bunlardan mesleğine mugayir (aykın) bir fikri -velev ki ehemmiyetten ari olsun- telakki edince birinciliğe, şampiyonluğa bilâ tereddüt (tereddütsüz) veda etti. Galibiyyet-i maddiyeden ziyade, a'zásı beynindeki mücanesetin (benzemek) maneviyattan arkadaş hattâ kardeşçe bir râbıtadan (bağlantıdan) mütevellit olmasını özledi. Hüsn-u niyet ve ikdamının mükafatını gördü.
Tevfik Bey'in taht-ı riyasetinde iken geçen sene şampiyonluğu kazandı. Mevcudiyeti dostlarına da düşmanlarına da gösterdi. Her hususta halkın muhabbetine, sportmenlerin teşvik ve tergibine (arzularına) mazhar oldu. Bu mazhariyeti idrak edince sa'yını teşdid etti (çalışmalarını hızlandırdı).
İsmini Fener Bahçe Futbol Kulübü iken Fener Bahçe Spor Kulübü'ne tahvil etti. Ve böylece terbiye-i bedenîyenin aksam-ı muhimmesini (önemli şubeleri) programına idhâl (dahil) etmiş bulundu. Timlerinin adedini tezyid etti. On dört ile on sekiz yaşlarındaki gençler için bir ikinci tim ve on ile on dört arasındaki çocuklar için üçüncü ve dördüncü timlerini teşkil etti. Hokey, tenis, kriket, av, vater polo (su topu), kürek, çocuklar için "keşşaf yoldaşlığı" şuabatını (şubelerini) temin ettikleri fevâid-i adidiyeye mebni nizamnamesini (faydalı bir surette yapılmış nizamnameyi) idhâlde hiçbir mahzur görmedi. Ahaliden daha fazla rağbet ve evliya-i umûrdan (iş başında bulunanlar) daha fazla teşvik görünce terakki ve ta'liyesi (yükselme) de daha büyük bir nispette olacaktır,"
FOTOĞRAFLAR:YUSUF BEY
13 Mart 1955 tarihli Akşam Gazetesi'nde Tarihçi Rüştü Dağlaroğlu'nun yayımladığı yazısında şu ifadelere yer verilmiştir: "Filhakika; hürriyet âşık ve mücahidi Enver (Yetiker) Bey gençlerin bu duygularını istibdat rejimine karşı mücadele uğrunda kul***dı. "1906" senesinde muhitin gürbüz gençlerini futbol talimleri yaptırmak kisvesi altında, haftanın muayyen günlerinde Fenerbahçe burnunda topladı. onlara hürriyet aşkını telkine başladı. St. Joseph Lisesi Türkçe muallimi Enver Beyin bir araya topladığı bu gençler; Ziya, Galip, Necip, Asaf, Ayetullah, Şefkati, Hayri, Hakkı Saffet, Nasuhi ve Zeki Mazlum isimlerini taşırlar... Hasan ve Hüseyin adlı iki tecrübeli futbolcunun nezaretlerinde ve İngiltereden getirilmiş Sarı - Beyaz formalar altında antrenmanlar yapan ve bu arada Enver Beyin (hürriyet) ve (birlik) umdelerini de iyiden iyiye benimseyen bu gençler topluluklarına, (Fenerbahçe) ismini verdiler. 1907 ilkbaharından itibaren bir Fenerbahçeliler topluluğu teessüs etmişti. artık.." der..
Fenerbahçe 1908'de değil, hatta 1907'de de değil; "1906" yılında ilk idmanlarını yapmak suretiyle bu tarihte faaliyete geçmiş bir kulüptür. Bahsettikleriniz çoğunlukla doğru, M. VEKİLİ Mehmed Nasuhi Baydar isimli kişi Fenerbahçe'nin eski başkanlarındandır, bu da doğru ve Saint Joseph Lisesi'nin ticaret bölümünden mezundur. Yani diğer arkadaşları gibi o da SJ Lisesi tahsillidir. Zaten FB'nin ilk kadroları hep Kadıköy, Moda SJ Lisesi'nden oluşmuş ve Kulüp, çekirdeğini bu okuldan almıştır. Yalnız, 1913'te M.Nasuhi'nin yazdığı bu anıda bir bilgi yanlıştır. O da SJ Lisesi Türkçe Öğretmeni Enver Yetiker'in Moda Çayırı'nda 1906 yılında ilk idmanları yaptırdığı at***mış. Bu bilgi, Ünlü tarihçi Rüştü Dağlaroğlu tarafından Akşam Gazetesi'nin 13 Mart 1955 tarihli yayınında da belirtilmiştir. Rumi ve Miladi hesaplamada yanlışlık yapılmakta. 1 seneden hiçbir şey çıkmaz anca kulübümüzün esas kuruluş tarihi 1906 yılıdır.rnrnFOTOĞRAF LİNKİ EKTEDİR: https://pbs.twimg.com/media/D8twdD9WwAAsGAK.png
Güzel bir yazi kaleminize saglik. Gs icinde istiyoruz :)
tebrikler sebnem hanim.yazilarinizin devamini bekliyorum.
Teşekkürler güzel paylaşım
Kalemine sağlık Şebnem hanım güzel ve detaylı bir yazı olmuş
anlamını bilmediğimiz kelimeler var ama açıklamalı olmuş. fenerbahçeliyim ama geçmişi hakkında pek bişey bilmiyorum. bilen de çok değildir heralde. fenerbahçe ile ilgili yazı olursa okuruz...