Yaz bitiyor. Okuduğum bir haberde belediyelerimizden biri engelsiz kamp düzenlemiş. Engelliler ve aileleri doyasıya eğlenmiş. Rabbim; yapan ve emeği geçen herkesten ebediyen razı olsun.
Engelsiz kamp; engelsiz park, engellileri toplumda ayırarak engelsiz bir toplum inşa etme çabasıdır. Düşünce ve icraat olarak oldukça güzel bir çalışma gibi duruyor.
Oysa;
Biriyle sohbet ediyoruz diyor ki: "sizin dernekleriniz var." Evet, gideceğimiz ve hapsedileceğimiz bir yer. Hâlbuki dernekler gerekli eğitim ve rehabilitasyon çalışmalarının yapıldığı ve engellinin donanımlı bir şekilde topluma dâhil edildiği alanlar olmalı. Oysa bazen bu alanlar sığınaklara dönüşüyor.
Neden?
Elbette ki, dışlamalar ve ötekileştirmelerden dolayı. Bu çocuklar engelli ve engelsiz birlikte kamp yapsalar olmaz mı?
Sonrada, birlikte aynı okullarda okusalar güzel olmaz mı?
Siz hangi yasayı ve yönetmeliği çıkarırsanız çıkarın toplumsal ön yargılar devam eder.
Bir gencimiz iş arıyor. İşveren engelli ve potansiyelini bilmiyor. Ve ön yargılarından dolayı cezayı ödüyor ve engelliyi çalıştırmıyor. Gencimiz işini bulmuş, evlenmek istiyor ama diyorlar ki "ya kendin gibi biriyle evlen yâda bizden uzak dur. Biz size sadece yardım edelim, dua edelim ama hayatı paylaşmayalım."
Bir büyüğümüz yaşlanıyor onu huzur evine yerleştiriyoruz.
Yani diyorlar ki:
SİZİN DÜNYANIZ SİZE!!!
BİZİM Kİ DE BİZE.
SİZ ORADA, SADECE ORADA KALIN!!!
Görmeyeni tanımayan personel, ona; yani görme engelli vatandaşımıza adım attırmıyor. Sanki bu abimiz huzur evine değilde, tutuklu evine gelmiş.
Merkezi ve yerel idarelere çağrımızdır. Engelliler için farklı etkinlikler yapmayın.
Tüm alanları engelsiz ve erişilebilir yapın. Engelliler ve engelsizlerin birbirlerini tanıyabildiği, anlayabildiği etkinlikler planlayın.
Bu konuda Türkiye beyazay derneği ve şubeleri size danışmanlık yapacaktır.
Salih Arıkan, Tel: 0506 514 96 93