Cumhuriyet’imizin ilanının 97. yıldönümünü kutluyoruz.
‘Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’ M. Kemal Atatürk
Tüm çocukların 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda ellerindeki bayraklarla yaşayacakları sevinci hissediyorum bugün. Mustafa Kemal Atatürk’ün onları çok sevdiğini bilerek uyanıp geleceklerine umut ve güven tazeledikleri gün bugün. Yaşasaydı kaç yaşında olurdu? diye küçük parmaklarında hesap yapacaklar.
Çünkü 29 Ekim milli birlik ve beraberlik gücünün bayramı bugün.
Cumhuriyet neden kuruldu?
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın önemine gelin hep birlikte kısaca yeniden göz atalım. 1914 yılında başlayan ve dört yıl süren birinci dünya savaşına yenik düşen Osmanlı Devleti ile birlikte ittifak devletleri savaşı kaybetmiş ve Fransızlar, İngilizler, İtalyanlar ve Yunanlılar devletimizi paylaşmışlardı. Yurdumuzun düşmanlar tarafından işgal edilmesi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Ya istiklal, ya ölüm’ diyerek büyük bir mücadele içine girmesine neden olmuştu. Ulusal Kurtuluş Savaşlarında büyük bir mücadeleye giren ordumuz, İnönü savaşlarını, Sakarya Meydan Muharebesi ile Başkomutanlık Meydan savaşını başarı ile kazanmış ve 1 Kasım 1922 tarihinde meclis kararı ile saltanat kaldırılmıştı. Böylece 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Antlaşması ile Türkiye bağımsızlığını tüm dünyaya duyurdu. Artık Türkiye’nin bağımsızlığı tüm dünya devletleri tarafından kabul görmüştü.
Ancak bu mutlu günlere büyük zahmetlerle erişildiğinin asla akıllardan çıkarılmaması gerekiyordu.
Mustafa Kemal Atatürk’ gelecekte vatan ve millet hayatının tehlikeye düşmemesi için hazırlıkların yapılması gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle ‘bugünlere kadar gelebilmeyi hep birlikte başardık’ diye halka sesleniyordu. ‘Yapılan bu çalışmalar bir programa dahil edilmez ise verdiğimiz bu mücadele yazık olur gider’ diyordu.
Devletin ve milletin ihtiyaçlarını karşılayacak bir programa dayanmayan reformların şahsi ve keyfi olmaktan kurtulamayacağını anlatıyordu. Çıktığı yurt gezisinde milli maksat ve görüşleri göz önünde bulunduracağını, gösterilen teveccüh ve itimada layık olacağını, vatanın, milletin çıkarlarına, barış ve halkçılık esasına dayanan Halk Fırkası adı ile bir fırka kurmanın faydalarını, nedenlerini ve sonuçlarını anlatıp halkın görüş ve düşüncelerini soruyordu. Doğu, Batı, Kuzey, Güney ayırt etmeksizin yurt gezisini tamamlayıp halkın onayını da alarak Ankara’ya geri dönmüştü. Ankara’da yapılan istişare toplantılardan sonra Atatürk’ün imzasıyla 9 Eylül 1923 günü İç İşleri Bakanlığı’na sunulan dilekçenin onaylanması ile birlikte artık ‘Halk Fırkası’ fiilen kurulmuştu.
28 Ekim 1923 gününün akşamı yakın arkadaşlarını yemeğe çağıran Mustafa Kemal Atatürk’ ‘Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’ müjdesini vermiştir. Böylece 29 Ekim 1923’te Kurtuluş Savaşı’ndan Türk milletinin zaferle çıkmasının ardındaki yönetim boşluğu giderilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti dünyanın çağdaş ve uygar ülkeleri arasında onurlu ve saygın yerini almıştı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Halk Fırkası ile birlikte ‘Halkın Egemenliği’ne dayanan 20. yüzyılın en büyük değişim ve dönüşüm projesi hayata geçirilmiş ve Mustafa Kemal Atatürk’ Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte devrimler yapılmaya başlamıştı.
Yapılan devrimler sayesinde Türkiye’yi çağdaş, uygar milletler seviyesine ulaştırmanın ilanı da tüm dünyada tekrar ediyordu. 29 Ekim Cumhuriyetin ilanı ile birlikte zaman ilerledikçe Türkiye’ tarım, ekonomi, hukuk, sanayi, ticaret gibi birçok yenilikçi alanda başarıya ulaşıyordu. Fabrikalar kuruluyor, tarım güçlendiriliyor ve eğitim seferberliği başlatılmıştı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Halk Fırkası (Cumhuriyet Halk Partisi )’nin Genel Başkanlığı’nı günümüzde Kemal Kılıçdaroğlu sürdürmektedir. Cumhuriyetin anlamlı ilke ve inklapları ışığında, emin adımlarla ilham verecek değerde hareketle yola devam eden Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a 25 gün süren ‘Adalet Yürüyüşü’ nedeni ile 2017 yılında Uluslararası Siyasi Danışmanlar Birliği (IAPC) tarafından Ülkesinde demokratik değerlere sahip çıkan ve teşvik eden kişi ve kurumlara verilen Demokrasi Ödülü’nün sahibi olmuştur.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın anlam ve önemini özenle idrak ettiğimiz bu noktadan yola çıkarak memleketimizi istila altına almak isteyenlerin her türlü emellerini kıracak şekilde tarımda, sağlıkta, sanayide ticaretlerimizin geri kalmaması, fakirliğin üst sınırlara çıkmaması, milli eğitimin halkın gerisinde kalmama mücadelesini temenni ederek tüm dünyada lider olarak baş tacı olan Türkiye Cumhuriyet’inin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm şehitlerimize ve gazilerimize en içten saygı, sevgi ve şükranlarımı sunarım. Onlar kadın, çocuk demeden canlarını feda ederek özgürlüğümüzü ve bağımsızlığımızı ilan ettiler. Verdikleri onurlu mücadele sonucunda bizlere bugünleri armağan ettiler ve Cumhuriyetimizi kurabilmeyi başardılar. Cumhuriyet kadını olarak geleceğimizden her zaman çok umutlu oldum. Gelecek sizin elinizde. Hepimizin elinde…
Hepimizin Cumhuriyet Bayramını kutluyorum.
Şafak Sol
Kadın Girişimciler Kurulu Sektörler Arası Komite Üyesi