MUCİZE HEDEFİNDEKİ TEKNOLOJİNİN DİLİ
KAİNATTA NE VARSA BAL ARISIINDA VAR
Şimdi bir yazar düşünelim. Öyle bir kitap yazmış olsa ki; o kitabın bir noktasında bir sayfa, bir kelimesinde bir bölüm, bir satırında bir kitap yazılı olsa, her yerde sergiler ve o sanatı ilan etmeye çalışırız. O halde:
“Bir kelime-i kudreti, meselâ “bal arısı”nı ekser eşyaya bir nevi küçük fihriste yapmak...” (2/295) ifadesini anlamaya çalışalım.
Bal arısı nasıl bütün eşyaya küçük bir fihristelik yapıyor bir tahlil edelim. Bir kitabın içerisindeki konuların neler olduğunu ve nelerden bahsettiğini öğrenmek isteyen birisi ne yapar? Önce kitabın fihristine bakar ve böylece de kitabı okuma merakı veya programı aydınlığa kavuşur.
Fehim, ifhamdan yâni anlamak, anlamaktan kolaydır. İşte bir zehirli sinek olan bal arısı, en güzel tatlı olan bal yapımı için görevlendirilirken, ona neler yerleştirilmiş bazılarını saymaya çalışalım:
Botanik bilgisi yerleştirilmiş. Hem çiçekleri tanıyor, hem onlardan bal hammaddesini topluyor, hem o çiçek grubu arasında çiçeklerinin ve nesillerinin devamı için döllenmeye aracılık ediyor, hemler çoğaltılabilir.
Kimya bilgisi yerleştirilmiş. O maddeleri öyle oranlarla bir araya getiriyor ki, yiyenlere zarar vermesin. Terkip uzun süre kokuşmasın, çevreye zarar vermesin, her yiyene uygun olsun.
Bir grubu çiçek balı yaparken, bir grubu da çam balı yapar. Bir çiçek grubu balı, diğer grup bala karıştırılmaz. Biz yerken insan olarak birbirinden ayırmaya zorlandığımız balın tadını ve kokusunu arılar nasıl karıştırmıyorlar.
Mühendislik bilgisi yerleştirilmiş. Tornası ile tesviyesi ile programlanmış CNC tezgahlarında öyle bir işçilik çıkarıyor ki, hiçbir çiçeğin kurumasına sebep olmadığı gibi,
balın dalağının altıgenlerinin köşe açıları eşit ve 60 derecedir.
Hangi birini sayalım, kısacası kainatta ne var ise bal arısında var, bal arısında ne var ise kainatta var.
Bal arası, bal yapma görevinde kilometrelerce arazi gezmekte, toplamış olduğu polenleri yuvasına getirip ve peteklerin kendine mahsus gözlerine depolamaktadır.
Hep birbirine benzeyen evler, altıgen şeklinde, ama karıştırılmıyor, kendine ait yerlerin dışına çıkılmıyor. Bu projenin eğitimi yaptırılarak, bu bilgileri acaba kim kafasına yerleştirdi?
Acaba bunun navigasyonu mu var ki; akşama kadar kilometrelerce yol kat edip, akşamleyin tekrar kovanına nasıl dönüyor?
Evet manevi navigasyonu var. Çünkü bal arası olan mucize yaratık, ilhamla yolunu tayin ediyor.
“Evet bal arısının ve hayvanatın ilhamatından (Allah tarafından kalbine doğan manalar) tut, tâ avam-ı nâsın ve havass-ı beşeriyenin ilhamatına kadar (sıradan insanların ve alim insanların  kalbine doğan manalar) ve avam-ı melaikenin ilhamatından (sıradan meleklerin kalbine doğan manalar)  tut , tâ havass-ı kerrûbiyyunun ilhamatına kadar (Allah'a yakın olan meleklerin en büyükleri, dört büyük melek kalbine doğan manalar) bütün ilhamat, bir nevi kelimat-ı Rabbaniyedir(herşeyi yaratıp terbiye eden Allah'ın kelimeleri, sözleri).” (46/448)
Demekki bu harika işlerin yapılmasında hayvanlar, ilhama mazhar olarak hareket ediyorlar ve görevlerini eksiksiz yerine getiriyorlar.