Haberlere zaman zaman göz atıyorum. Geçtiğimiz günlerde Kartal’da 8 katlı bir bina çöktü. 18 vatandaşımız hayatını kaybetti. Yine birkaç gün önce Kayseri’de Erciyes üniversitesinde yapımı devam eden Kongre Merkezi’nin çatısı çöktü.
Kartal’da yıkılan binanın etrafındaki on binada yapılan incelemelerde bina inşaatında deniz kumu kullanıldığı tespit edildi ve tehlike arz ettiği için binalar boşaltıldı.
Bir başka haber: Fiyatların artışları ile ilgili. Sebze fiyatları tarlada çok ucuz için hallerde ateş pahası. Hallerde pahalı olunca pazarda ve manavda daha da pahalı oluyor. TOKİ bir çok yerde bina yapıyor. binalarda problemler oluyor. Malzemeden çalındığı yada işçiliğin kötü olduğu görülüyor.
Devlet son zamanlarda bir çok okullar yaptırıyor. Okullara gittiğimiz zaman idareciler okulların bir çok eksiklikleri olduğunu, böyle eksik bir şekilde okullarda eğitime devam ettiklerini ifade ediyorlar.
Peki bütün bunlar neden oluyor? Herkes parasını tam aldığı halde işini neden iyi yapmıyor? Üstelik bu gibi hatalar bir çok insanın yaşamına mal olabiliyor. Problem neden kaynaklanıyor?
Bir çok sebep sıralanabilir. Ancak konuştuğumuz bir çok aklı başında kişinin söylediği tek şey var: Denetimsizlik. Sadece saydığımız hususlarda değil, daha bir çok konuda, bir çok sektörde denetimsizliğin acı sonuçlarını görmemiz mümkün.
Bir çok krizin baş sebebi de denetimsizlik ya da denetimi yapan kişilerin bir şekilde işlerini düzgün yapmamaları. Kamu menfaatini değil, kendi menfaatlerini ön plana çıkarmaları.
Bir çok durumda ya denetleme hiç yok. Ya da denetlemeye gelenler bir şekilde memnun ediliyor. Ve eksik, yanlış olanlar şeyler de tam ve düzgün imiş gibi raporlanıyor.
Denetimsizlik yüzünden belediyeler, ellerindeki paraları, imkanları zayi ediyorlar. Trilyonlarsa liralar boşa gidebiliyor. Ciddi denetimler yapılınca paraların nerelere gittiği tespit ediliyor ve başkanlar görevden alınabiliyor.
Bu denetimlerin parti ayrımı yapmaksızın bütün belediyelere ve bütün kurumlara ciddi olarak yapılması şart. Kanun eksikse meclis kanun çıkarmalı. Cezalar caydırıcı değilse caydırıcı olacak kadar artırılmalı.
Denetimlerde kayırmacılık olmamalı. Çünkü denetimde yapılan hataların faturası çok pahalıya patlayabiliyor.Denetim görevi verilen kişilerin bu denetimlerinde kamuyu değil, kendi menfaatlerini gözettikleri tespit edilirse en ağır cezalarla cezalandırılmalı.
Türkiye krizlerden, problemlerden kurtulmak istiyorsa, denetim mekanizmaları her sahada, her sektörde ciddi hale getirilmeli. Eksik yönleri varsa en kısa sürede giderilmeli. Eğer denetim düzgün yapılsa, imara aykırı yapılaşmaların önüne alınabilir.
Bir de kendilerine kamuya ait görev verilen kimselerin görevlerini hakkıyla yapmadıkları takdirde kul hakkıyla ahirete gideceklerini de unutmamaları lazım.