Rehber-2-
Tek güvencemiz var, o da şaşmaz, yanılmaz olan rehber. Yolculuk boyunca rehberin yaptığı uyarıların dikkate alınıp alınmadığı son derece önemli. Atılan her adım, verilen her nefes kayıt altında ve hesaba dahil.
Maratonun başladığını belirten kum saati ters çevrilmiş vaziyette. Dur durak bilmeden işliyor zaman.
Yapılan uyarıları dikkate alanlar şöyle veya böyle ulaşıyor menzile. Vaat edilenlere kavuşan insanlar geriye dönüp parkurun çok kolay olduğunu ve çekilen çilenin, katlanmak zorunda kaldıkları her zorluğun verilen nimetler karşısında çok basit, değersiz ve hatta gülünç kaldığını da belirtiyorlar. Tıpkı: "(Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): "Cennete gir!" denildi. O da, "Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!" (Yasin/26) ayetinde belirtildiği gibi.
Yol almak isteyen bizler hedefimize kazasız ve belasız ulaşmak için yanımıza, yolu çok iyi bilen rehberi alabiliyoruz. Zaten imtihanın amacı bu. Hatta bu, tavsiye edilen bir durum. Kimin rehberi dinlediği, kimin de sırt dönerek kendi kendini veya heva ve hevesini rehber edindiği yukarıdan, çok yukarıdan, en yukarıdan bir radarla kontrolü yapılıyor he an her saniye.
Düşünceler bile kayıt altında. Bilmedim, görmedim veya tanışmadım ayaklarına yatmanın imkansızlığıyla karşı karşıyayız aynı zamanda.
Geçişi kolaylıkla sağlayabilmek için yapılan her masraf, gösterilen her çaba, katlanılan her zorluk kat kat geri verilecek ulaşılan menzilde. Rehberde yer alan bir bildiride: "Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir." (Bakara/261) denilmekte. Anlayacağınız hiç bir emek zayi olmayacak menzile sapasağlam ulaşıldığı taktirde.
Yanına bir rehber almadan ilerlemek isteyen insanların bir nevi intihar ettiklerine de her gün şahit oluyoruz gözlerimizle. Böylesi insanların sağ salim bir şekilde menzile ulaşamadıklarından da haberdarız. Yolda ilerlerken yer yer helake uğramış milletlerin, insanların kalıntılarıyla da karşılaşıyoruz. Hatta yılda bir iki sefer de deneniyoruz aklımızı başımıza devşirmek için.
Zorunlu olarak edinmemiz gereken rehberin kendisine has bazı özellikleri var elbette. Durmamız ve hızlanmamız gereken noktaları o belirleyecek, o bildirecek, o açıklayacak. Aç, susuz veya uykusuz kalacağımız zamanları ve mekanları o tespit edecek. Nerede oturacağımıza, kiminle yürüyeceğimize, günün hangi saatlerinde kime nasıl tekmil vereceğimize o karar verecek. Giyeceğimiz elbiseleri dahi o kararlaştıracak, o belirleyecek. Yapılacak tüm iş ve işlemleri o tespit edecek. Yolun kenarlarını o düzenleyecek. Bize düşen belirlenmiş yolda korkusuzca ilerlemek.
Bu şartları iyi biliyoruz. Çünkü maratonun amacından haberdarız.
Kendisine sorulan her soruyu cevapsız bırakmaması rehberin en önemli özelliği. Yolu en güzel şekilde izah etmesi, çıkması muhtemel badirelerden bahsetmesi, en zorlu virajları çok önceden vurgulayarak sırtımıza yüklemiş olduğumuz ıvır zıvır eşyaları atmamız açısından son derece önemli.
Sorulmayan veya danışılmayan hiç bir konuya değinmez rehber, sessizce bekler kenarda. Kendisine danışmazsanız asla yol göstermez size. Siz elinizi uzatmazsanız, çek kurtar beni demezseniz, uçurumdan yuvarlanıyor olsanız dahi elinizden tutup çekmez yukarıya, yardımcı olmaz size.
Her şey yolcuların arzu ve isteklerine bağlı. İsteyen istediği gibi ilerleyebilir bu parkurda.
Hemen yanı başında metrelerce yüksekten aşağıya yuvarlansanız bile siz istemedikçe, siz çabalamadıkça, arzu ve isteklerinizi bu yönde toparlamadıkça hiç bir müdahalede bulunmaz. Siz harekete geçmezseniz o harekete geçmez hiç bir zaman. Kendisine tanımlanan görev bu.
Rehber ile konuştuğunuz vakit o da konuşur sizinle. Dinler sizi yılların ustalığıyla. Sorduğunuz her soruyu kalbinizi teskin edecek, her kuşkuyu giderecek, şek ve şüpheleri izale edecek, ruhunuzu itminana ulaştıracak şekilde cevap verir. Mutlu ve mesut eder sizi. Hiç bir şüphe bırakmaz sinenizde. Kendisiyle ilgilendiğiniz kadar ilgi ve alaka gösterir. Sırt dönmeyene asla sırt dönmez o.
Ancak kendisine sırt dönecek olursanız o de size sırt dönmekten çekinmez. Bırakır dağın zirvesinde, en kuytu, en karanlık, en izbe köşelerde. Unuttuğunuz anda o da sizi unutur, barınmaz sinenizde. Ancak isteğinize göre yanınızda ve sizinle beraber yol alır dağların zirvesine doğru. Elinizden tutar ve her türlü uçuruma yuvarlanmaktan korur. Gizli ve açık düşmanların saldırılarına karşı muhafaza eder sizi. İnsanların akıl sır erdiremedikleri taktikler verir.
Yolu avucunun içi gibi bilen bir rehberden bahsediyorum. Asla şaşmayan bir bilgiye sahip. Zaman zaman size bu bölgeden geçen insanların düştükleri hataları dile getirir: "İşte burada, işte şurada, şöyle bir insan, kulaklarını tıkayarak, elbiselerini başına geçirerek yapılan uyarıları dinlemedi ve uçurumun dibini boyladı. Hatta dağın zirvesine tırmanırken suda boğulan kimi insanın Peygamber (a.s.)’ın evladı olduğundan” dahi haberdar eder.
Dağların zirvesinde, göz gözü görmeyen zifiri karanlıklarda, sisli ve puslu ortamlarda, çatallaşan yolların başında, uçurumların kenarında size en doğru yolu telkin eder. Ancak hangi yolda yürüyeceğinize karışmayan bir yapısı vardır. Sergilediğiniz davranışlarda bulunan eksiklikleri ve yanlışlıkları serdeder ortaya. Her adımınızı takip eder, yazar bir kenara. Çatallaşan yolların başında gerekli uyarıları ve nasihatleri de yapmaktan geri kalmaz. Hangi yolda ilerlersen karşına çıkacak durumları da özellikle fısıldar kulağına. Adım başı yaptığı uyarılar nedeniyle hiç kimseden ne bir çekincesi vardır ne de bir korkusu. Buna rağmen zorlamaz kimseyi. İsteyenlere “Gel der” sadece.
Evet! Yol gösterici Rehberin uyarılara uymayarak uçurumun dibini boylayan insanlardan bahsetmesi, dikkatimizi bu olaylar üzerinde toplaması, o tehlikeli bölgeden geçmekte olan bizler için hayati öneme sahip olduğunu unutmamamız içindir. Yoksa, yapılan her anons dikkat çekme, daha önce bu yoldan geçmiş ve ayakları sürçerek uçurumun dibini boylamış, hedefine ulaşamamış insanlara yapılan bir nasihat değildir. Elan yürümekte olanlar içindir.
Eğer bu yolculuğumuz esnasında rehberin yaptığı gerekli uyarıları dikkate alırsanız bu zorlu seferi sağ salim geçer ve vaat edilen zenginliğe ve bolluğa ulaşabilirsiniz. Ancak uyarılara kulak asmaz, keyfi uygulamalarınıza devam ederseniz her an uçurumun dibini, daha önce boylamış insanlar gibi boylayabilirsiniz.