Namaz-I-
Doğruyu doğru olarak kabul etmedikçe hiç bir doğru, insanların nazarında doğru muamelesi görmez.
Bugün Müslümanlarla, Müslümanların ikame etmeleri gereken ibadeti hasbihal edeceğim. Samimice konuşmak, olanı olduğu gibi serdetmek istiyorum satırlarıma. Yazacaklarım durum tespitinden başka bir şey değil. Ne edebiyat yapacağım bu konuda ne de ağzımda lafı geveleyeceğim.
Ne yazık ki namaz kılmayan Müslümanların sayısı gün geçtikçe çoğalıyor. Bu durum beni derinden yaralıyor. Namaz kılmayan bu insanların hepsi de Allah'a iman ettiklerini söylüyorlar. Bunu kalben mi söylüyorlar yoksa dillen mi telaffuz ediyorlar onu bilmem. Çünkü müneccim değilim. Bunun hesabı Allah'a kalmıştır. Ancak kalpten iman eden bir insanın namazsızlığa tahammül edeceğini ne aklım alıyor ne de havsalama sığıyor.
Namaz kılmamanın bir çok nedeni vardır elbet. Ama bunun en önemli sebebinin iman zayıflığı olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. İmanı güçlü bir Müslüman'ın namaz gibi bir ibadeti terk etmesi düşünülemez ve kabul edilemez. İman eden bir insanın, inandığı değerleri hayatında yaşaması hayati önemdedir. Şayet bir insanın yaşamında inandığı dinin değerleri ve emirleri sergilenmiyorsa, orada imandan ve inançtan bahsetmek mümkün olmazsa gerek. Belki de insanlarımız namazı basitleştirerek olması gereken mecradan koparmışlardır. Ya da Yüce Allah'ın emrini ve isteklerini sıradan herhangi bir amirin emirlerine benzetmek suretiyle mecrasından uzaklaştırmışlardır. Halbuki namaz Allah ile buluşmadır, konuşmadır, dertleşmedir.
Namaz kılmak için evvela namazın ne manaya geldiğini ve neyi ifade ettiğini bilmek gerek. Bunu da ancak Yüce Allah'ın anlatımından, Peygamberi (s.a.v.)'in bildiriminden ve sahabenin yaşantısından anlayabiliriz. Yüce Allah bizlere: "De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (Enam/162) deyin diyor.
Hiçbir şey için değil sadece ve sadece O'nun için kılacağız namazı. Çünkü hayatımız ve ölümümüz onun içindir. Varlığımız da O'nun istemesinden dolayıdır. Yerine getireceğiz Rabbimizin tüm emirlerini, yasaklarından kaçındığımız gibi.
Bir başka ayette de: "İman etmiş kullarıma söyle: "Alış-verişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmezden evvel, dosdoğru namazı kılsınlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak etsinler." (İbrahim/31) buyurmaktadır.
Kimin ne dediğine bakmıyoruz Rabbimizin fermanı olduğu konularda. Yaratanımız ne buyurmuşsa, olanı olduğu gibi anlıyor ve kavrıyoruz. Hiç bir tarafa da çekmiyoruz bu konuları. Evet! Alış verişin ve dostluğun fayda vermeyeceği bir günde yani ahirette kıldığımız namazlar bizim için önem arz edecektir.
Sizce de önemli değil mi?
Namazdan bihaber insanların namazla alakaları da olmaz. Bu durumun imanla alakalı olduğunu bilmem bir daha söylemeye gerek var mı? İmanı zayıf olanlara veya inanmayanlara bunu anlatabilmek mümkün değildir.
Unutulmamalıdır ki namazdan kaçış yok. Bu durum ayetle de sabit. Allah'ın düşmanlarına karşı, kıyasıya girişilen bir savaşta bile bu ibadetin terki kabil görülmemiştir. Bu konuyla alakalı olarak: "Yeryüzünde adım attığınızda (yolculuğa ya da savaşa çıktığınızda), kafirlerin size bir kötülük yapmalarından korkarsanız, namazı kısaltmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kafirler, sizin apaçık düşmanlarınızdır." (Nisa/101) Anlayacağımız lamı cimi yok bu işin. Savaşta olsak bile kılacağız bu ibadeti.
Ahirette Müslümanlardan sorulacak ilk ibadetin namaz olduğunu şu hadisi şerif dile getirmektedir: "Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Aziz ve Celil olan Rabb'i: 'Kulumun nafile namazları var mı, bakınız?' der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir." (Tirmizi, Mevakit/188) Bu hadislerden bihaber olmak, bilmiyorum demek cehaletin göstergesinden başka bir şey olabilir mi bir Müslüman için.
Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de serdettiği bilgilere göre hiç bir ibadet namaz kadar önemli gözükmemektedir. Bu durumu vurgularken diğer ibadetlerin basit olduğunu söylemek istemiyorum. Ancak namazın dışındaki ibadetlerde bir veya birden fazla şart aranırken namazda böyle bir şart da söz konusu değildir.
Unutmayınız ki namaz için istenen bir tek şart var, o da Müslüman olmaktır. Müslüman olanların yerine getirmeleri gereken bir ibadettir yani. Oruca hastalık, zekat vermeye ve hacca gitmeye ekonomik güç, cihat etmeye güçsüzlük engel olabilirken namaz için böyle bir durum söz konusu değildir.
Nihat GÜÇ