ALLAH C.C. yüce yaratıcı, Adem’ i yarattı. Önce suret’ i Adem olarak. Yani görünüm diğer mahlukat’ tan farklı olarak İnsan biçiminde. Sonra dedi’ ki eşyayı öğren, O’ na eşyanın isimlerini öğretti. Toprak, bulut, yağmur dağ, taş, çiçek, telefon, araba vs. vs.. Sonrada dedi ki ! Bana kul ol.
İşte eşref-i mahlukat, yani yaratılanın en üstü burada olmakla başlıyor. KUL olmak !.
ALLAH C.C, Kainatta bütün yarattıkları İnsan’ a hizmet içindir. Toprağın ekin, ağacın meyve vermesi
Hayvanlar, böcekler, denizler, güneş gezegen sistemi, vs. vs. Hepsi İnsana hizmet için yaratılmış karşılığında’ da KUL olmamız bizden istenmiştir.
Peki nasıl olacak bu iş?
Nereden referans alacağız biz?
KUL olmanın en güzel örneği kimdir? diye sorabiliriz kendimize haklı olarak.
Tabii’ ki Rasulullah efendimizi(s.a.v)örnek alacağız. Daha peygamberlik kendisine gelmeden yıllar öncesi yaşadığı hal ile putperestler bile ona Muhammed-ül emin ( En güvenilir insan ) ismini takmışlardır.
Ve O'nun en büyük mucizesi olan, ALLAH (c.c) katından indirilen KURAN’ a bakacağız.
Önce kalben iman edeceğiz, İman esastır. Rasulullah’ ın ALLAH’ ın kulu ve peygamberi olduğuna şehadet edececiğiz. Kuran-ı kerim’in ALLAH katından geldiğine iman edeceğiz.
Ve ayetinde açıkça yazıyor zaten "ALLAH katındaki tek din İslam’dır" Al-imran 19"
Maalesef ki! Ülkemizde insanımızın bazıları, İslâm hakkındaki hükümlerini, okuyup araştırarak, dinin temel kaynaklarını inceleyerek vermez. Bilakis, Müslümanların hal ve hareketlerine, yaşam tarzına bakarak verir. Onlara göre İslâm, Müslümanların hayatları örnektir. Hal ve hareketlerinde ne varsa kendini gösteren odur.
Oysaki önce dinimizi güzelce öğrenip, Efendimizin hayatını okuyup anlasak, kişiler üzerinden değil kurallar üzerinden doğrumu, yanlış’ mı olduğuna karar vereceğiz.
Bu durumun tersi halinde yeryüzünde zulüm ve inkâr karanlığında pay sahibi olmanın ağır vebali beklemektedir.
Madem’ ki kendimize Müslümanım dedik, o zaman kurallarına uyacağız. Kendi içimizdeki ibadet kuralları haricindeki temel kuralların en başı İyi insan olmaktır.
Müslüman “Aldatan bizden değildir” hadisi şerifindeki düstur ile hareket ederek, güvenilir olmak zorundadır.
Tatlı dilli, çalışkan, temiz, akıllı olmalı, çevresindeki insanlara örnek olmalıdır.
Büyüklerine, küçüklerine saygılı ve sevgili olmalı, asla adap ve edep çizgisinden uzaklaşmamalıdır.
Tüm bunlar açıkça gerek efendimizin hayatında, gerekse Kitabımız Kuran-ı kerimde yazmasına rağmen maalesef ki Müslüman coğrafyasına baktığımız zaman pek örnek gösterilecek gibi durumun olmadığını görüyoruz. Buna rağmen bazı Müslümanların yanlışlığı İslam’ ı temsil etmediğini’ de açıkça söylemek isterim.
İşte burada ALLAH c.c. ayetinde açıkça belirtilmiştir.” Asr’ a yemin ederim ki insan gerçekten ziyan içindedir. Bundan ancak iman edip iyi ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnadır. ASR suresi 2.ayeti.
Velhasıl, son sözü yine ALLAH’ ın ayeti ile noktalayayım. “Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir. Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe hâlis kullar olunuz.” Al-imran suresi 79 Ayeti.
Kul’ a kul olmak değil, ALLAH C.C. KUL olmak niyetiyle selam ve dua ile kalınız.