İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu bey, hain bombalı saldırısı sonucunda şu ifadeleri kullanmıştı “Bu eylemi gerçekleştirenlerin bize ne mesaj vermek istediklerini biliyoruz. Biz bu mesajı aldık. Hiç merak etmesinler, karşılığını daha ağır vereceğiz”.
kesinlikle katılıyorum kendisine işte verilen o mesaj neydi içeriğini araştırarak yazdım.
Bazı filmlerde izlemişizdir, katil cinayet yerinde bir takım mesajlar bırakır. Polis cinayeti çözmeye kalktıkça ikinci vaka ile karşılaşır yine bir mesaj sonra iyi anlar ki katil mesaj bırakıyor, bırakırken de, bunu ben yapıyorum ama çözebilirsen çöz diyede kafaları karıştırıyordu. İşte anlatacağım analizli açıklamalı konu tamda bu.
İstanbul’un göbeğinde 13 Kasım tarihinde İstiklal Caddesi'nde 6 kişinin yaşamını yitirdiği, 81 kişinin de yaralandığı hain terör saldırısı sonucu hepimizin yüreği yanmış, olayla ilgili şüpheliler kıskıvrak yakalanarak suçunu itiraf etmesiyle birlikte tutuklanmışlardı. Bombayı patlatan o şerefsizi yetkililerimiz, emniyet müdürlüğü binasında iki Türk bayraklı ve Teşkilatın arması altında kelepçelenmiş mor kıyafetiyle tüm dünyaya göstermişti. şimdi bol mesaj içerikli teröristin duruşunu ve bizim mesajımızı sonrada bombadan sonra açıklama yapan siyasetçilerimiz o açıklamalarını dikkatle okuyalım.
Teröristin üzerindeki giysi mor renkte idi.Mor renk genellikle asalet ile ilişkilendirilir. Mor rengin anlamı nedir sorusuna verilebilecek diğer cevaplarsa lüks hayat, zenginlik ve zarafet.
İşin sır tarafı burada başlıyor papanın giydiği kıyafet rengi mor desem. Vaftiz rengi olan beyaz, İsa'nın saflığını temsil ediyor. Mor kıyafet Noel'de giyiliyor. Mor kıyafetin anlamıysa "Hatasından dolayı pişman olanları itirafa davet" anlamına geliyor. Dikkat buyurun ("Hatasından dolayı pişman olanları itirafa davet") Acaba, hey Türk devleti bize boyun eğmiyorsunuz hatalısınız, gelin bu hatanızdan dönün bize yani şeytanilere biat edin seslenişlerinden bir mesajmıdır?
Mor renkten devam edelim. Mor rengi ayrıca Ermeniler, (Sözde) Ermeni soykırımı adlandırdıkları gün içinde Mor çiçek logosunu kullanırlar. Birde mor renk feministliği temsil eder bombacı feminist olabilir.
Sweatshirt te ne yazıyordu NEWYORK!
"Satanic Temple" (Şeytan Tapınağı) isimli dernekte Newyork merkezlidir. Satanist Tapınak, ABD'de laiklik ve din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması ilkesinin korunması için çeşitli çalışmalar yürütmektedir.
Temmuz 2015'de Satanistler Detroit nehrinin kıyısına 3 m uzunluğunda bir şeytan heykeli diktiler. Olağan dışı bir serenomiyle açılan keçi başlı şeytan heykelini görmeye yüzlerce kişi geldi.
Bir Papa birde şeytani diyorsun kardeşim desenizde işte kafaları karıştıran unsur haçın arkasına saklanmış şeytaniler gerçeğidir.
Sweatshirt’ün üzerinde birde logo var onuda açıklayalım.
Roma başak çemberi ve çıplak romalıların Sezarın tacını yerine koyan figür. Yani Roma döneminde tek lider Sezar olmasını istemişlerdi şimdide aynı tek dünya düzeni bizim seçtiğimiz lider mantığı ve sizler bizim kölelerimizsiniz mesajı.
Işık Romanın Volkanus tanrısıdır, O kölelerin ismi Lampardiustur olimpiyatlarda resmi kurumlarda da kullanılan kullanılan yanan meşalenin derin manası
“Ben İtalyan soylu Tapınakçı paganların kölesiyim” dir. Logonun altındaki büyük olarak yazılmış 9 adet harfin anlamını da yazayım.
Logonun en altında Roma rakamıyla "MDCCLXXXI"
yazmaktadır.
Markadaki "PERSTARE ET PRAESTARE" ve "MDCCCXXXI" kelimelerinin İngilizce karşılığı "sebat etmek ve üstün olmak" ve "1831 yılı"dır.(Yine dediğimiz gibi sebat et bize, kölemiz ol üstün ol) Oysa Türk sadece Allah'a kul olur. Kimseye de boyun bükmez.
Neden İstiklal caddesi.
İçişleri Bakanımız Sayın Soylu açıklamasında şu ifadeyi net kullanmıştı.”İstiklal caddesi bizim nazlı kızımız.” Doğrudur İstanbul mübarek bir belde tamda göbeği İstiklal caddesi.
Aslında bu şeytaniler bizim namusumuza el atıyorlar, biz İstanbul'un göbeğinde sizden olan Müslüman bir kadına bombayı patlatırız, biz böyle güçlüyüz mesajı, manası bu.
Kadın oluşu, Arap oluşu, ten rengi siyahi oluşu tam bir mesaj içeriği, biz efendileriniz siz ise hizmetçilerimizsiniz.
Terörist yakalıncada bizimde bir mesajımız vardı tüm şeytanilere. Selçuklu kartalının altında doğu ve batının hakimi biz Türkler, ay yıldızlı bayrağımızın önünde böyle el pençe divan duracaksınız. Kuzu gibi olacaksınız. Çevirdiğiniz her oyunda karşınızda bizi bulacaksınız. Siz şeytanın hizmetkarı isenız, bizlerde Allah'ın yeryüzündeki ordusuyuz.
Gelelim kıymetli siyasetçilerimizin bomba patladıktan sonra yaptıkları açıklamalara.
Altılı masanın sac ayağ beş başkan aynen şu ifadelerle açıklama yaptılar.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "İstiklal Caddesi’nde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun!" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sosyal medya hesabından "İstiklal Caddesi’nde meydana gelen patlamada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Yüce Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Başımız sağ olsun…" mesajını yayımladı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Başımız Sağ Olsun. İstanbul İstiklal Caddesi'nde yaşanan patlamada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum, yaralılarımıza acil şifa diliyorum. Çok üzgünüm. Can kaybının artmamasını umut ediyorum" açıklamasında bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ise paylaşımında “İstiklal Caddesi’nde bir patlama meydana geldiğini ve can kayıplarının olduğunu üzüntüyle öğrendim. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyorum” dedi.
Patlamada terörü kınayan yok, eksik olmasınlar şifa dilemişler. Ama bu ülkeyi yönetecek parti başkanlarının bu açıklamaları beni mutlu etmedi. Türk milletinin dışından birilermiş gibi geldi bana. Tüm bunlara rağmen Türk’ün yolundan kim çevirebilir, göklerden gelen bir emir var. Daha önce olmuştu yine artık rahmani bilgiler ilim bizde şimdi şeytaniler korksun. Hatırlayın atalarım ne demişti yüzyıllar öncesinden tarih zaman değişir ama kan değişmez.
Milattan sonra 8. yüzyılda yazılan Orhun kitabeleri, taşa yazılan bir yazı olmasının ötesinde bir milletin ruhuna ve kalbine yazılan köklü bir deneyim ve birikimin de adıdır. O yüzden Orhun kitabelerinde yazılanları, hep birlikte bir kez daha hatırlayalım:
“Ben Türk Bilge Kağan, sözlerimi işitin:
Ey Türk halkı, Çin halkının tatlı sözlerine, yumuşak ipekli kumaşlarına kanıp, çok sayıda öldün.
Türk beyleri Türk unvanlarını bırakmış, Çin unvanlarını alarak Çin hizmetine girmişler ve Çin Hakanına tabi olmuşlar.
Türk halkı, yok olmak üzere imiş, Türk Tanrısı, Türk halkı yok olmasın diye babam İlteriş Kağan ve annem İlbilge Hatun’u göğün tepesinden tutup daha yükseğe kaldırmış. Babam 17 adamla Çinlilere başkaldırmış, 70 kişi olmuşlar. Devletsiz halkı, Türk örf ve âdetini bırakmış halkı, atalarının töresine göre yeniden yaratmış, eğitmişler. (…) Babam Hakan, 47 kez sefer etmiş ve 20 kez savaşmış. Tanrı öyle buyurduğu için düşmanları bağımlı kılıp diz çöktürüp baş eğdirmişler.
Ey Oğuz beyleri, halkı işitin: Üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe senin devletini ve yasalarını kim yıkıp bozabilir?
Allaha emanet olunuz saygılarımla..
Kalemine yüreğine sağlık kardeşim