Siyasette altılı masa olarak bilinen altı partinin bir araya gelerek kurdukları masanın adına ben altılı maşa olarak değiştiriyorum. Neden mi ?kendi söylemlerinden dolayı Ülkeye değilde birilerine hizmet ettiklerinden dolayı, şimdi onları tek tek yazacağım. İşte Ali Babacan.
Ali Babacan, Deutsche Welle Türkçe’de Nevşin Mengü’nün sorularını yanıtla mıştı.
Anayasanın ilk dört maddesinin tartışılmaya açılmasıyla ilgili soruya Babacan, “Şu anda bunları tartışmak için uygun iklim yok ülkede. Onun için hiç kimseyle konuşmuyoruz bu konuda” diyerek cevap verdi.
Babacan, “Uygun iklim olursa tartışır mısınız?” sorusuna karşılık, şu anda ülkede “ciddi çatlakların” oluştuğunu ancak “Günü geldiğinde zemin ve şartlar uygun olduğunda” Anayasanın ilk dört maddesi üzerinde de konuşulabileceğini söyledi.
İlk dört madde diğer hangi parti dokunmak istiyor biliyor musunuz? Hdp. Yani Babacan'ın düşüncesiyle Hdp düşüncesi aynı bu biir..
Gelelim İkinci kısıma
"HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, "HDP kendi adayıyla seçime girecek. Yakında adayımızı açıklayacağız" dedi. Ardından DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Milletvekili sayısında anlaşamazsak DEVA Partisi olarak seçime katılırız" şeklinde konuştu. Peki bu iki partinin benzer açıklamaları ne anlama geliyor?
Bildiğiniz gibi son dönemde HDP ile DEVA Partisi sahada birlikte çalışıyor. Doğru düzgün bir teşkilatı bulunmayan DEVA Partisi'ne sahada HDP'liler destek veriyor. Yani tabanda bir HDP-DEVA ittifakı görülüyor. Tabandaki bu ittifak, aslında seçimlere HDP ile DEVA'nın birlikte katılacağının habercisi. Bu yöntemle daha fazla milletvekili çıkaracaklarını ve seçimlerin ikinci tura taşınmasına katkı sağlayacaklarını düşünüyorlar. Siyasi kulislerde konuşulan da bu buda İkii..
Şimdi de üçüncü kısım.
Hatırlarsınız Ali Babacan şok bir çıkışla, SİHA'lara ilişkin olarak rekabet vurgusu yaptığı açıklamasında, "Bu proje, 'kutsal, dokunulmaz' hale getirildi. Kusura bakmayın dokunacağız" Demişti. Gelen tepkiler üzerine geri adım atarak sözlerinin çarpıtıldığını dile getirmişti.
Hdp Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Meclis Genel Kurulunda yaptığı konuşmada
İnsanlığa karşı suçlar içerisinde yargısız infaz da geçer ve SİHA'lar tamamen yargısız infaz araçlarıdır çünkü SİHA'lar hedeflerini tespit eder, kendilerine göre suçlu kabul eder ve buna göre cezalandırır. Biz SİHA'larla nasıl yargısız infazların yapıldığını gördük. O SİHA'lar hâkim oldu, savcı oldu, cellat oldu; insanları katletti. Bu insanlığa karşı suçtur. Zamanı ve yeri geldiğinde bu konuda kararlı olanlar yargılanır ve hiç kimse de bu sorumluluktan kurtulamaz.
Benzer açıklamayı da Ağrı milletvekili Dilara Dilan Taşdemir yapmıştı.
Türkiye'nin bağımsızlığına ve bütünlüğüne kasteden teröristlerin öldürülmesi için kullanılan SİHA'ları "yargısız infaz araçları" olarak nitelendiren Ağrı milletvekili Dilara Dilan Taşdemir, şu ifadeleri kullandı:
"Değerli arkadaşlar, bir diğer sorun ise tabii ki SİHA'lar. Yani bu silahlı insansız hava araçları, artık insanları yargısızca infaz eden araçlara döndüğü için dünya çapında da çokça eleştirilen silahlar bunlar.
Hdp ve Deva partileri, İhalardan Sihalardan çok rahatsızlar.yani bunların Maşa oldukları belli Türkiyeye hizmetleri olmayacak ülke için çalışmayacaklar. Ayrıca ülkenin menfaati için Babacının o siha çıkışına karşılık ilk tepki geldi. DEVA Partisi Lideri Ali Babacan’ın SİHA çıkışının ardından partinin Bilecik’in Pazaryeri İlçe Başkanı Mehmet Beyan ve yönetim kurulu üyeleri toplu istifa etti.İstifa eden Vatan söz konusu olduğunda gerisi teffaruattır düşüncesiyle koltuğundan vazgeçen Babacan'a sert tepki gösteren kardeşlerimi alınlarından öpüyorum.
Şimdi de Kılıçdaroğlu.
ABD'li ekonomist, yazar, sosyal teorisyen, siyasi danışman ve çevre aktivisti Jeremy Rifkin'in Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanı olduğu bildirildi. Dünya Amerikalılardan kurtulmaya çalışıyor Kılıçdaroğlu ülkenin başına musallat ediyor bu adamı. Zaten adamda pek sağlam pabuç ta değil. Jeremy Rifkin'nin danışmanlığını yaptığı Portekiz ve İspanya ekonomisi krize sürüklenmiş ve Rifkin bu krizlerin baş sorumlusu olarak gösterilmişti.
Londra’ lara kadar giderek para arayan Kılıçdaroğlu aynı yöntemle para arayan mevcut hükümeti de dilencilikle suçlamıştı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde Avrupa Birliği'nin öngördüğü bütün kuralları kabul edeceklerini söyledi.Çok tehlikeli bir açıklama. Ne demek Avrupa birliği'nin öngördüğü bütün kuralları kabul etmek. Kardeşim onlar seni parçalamak isteyen maddeleri dayatırsa, üretme derse, ibadethaneleri azalt derse, milli fabrikalarını kapat derse kabul mü edeceksin hey be adam.
Yine Chp zihniyetiyle devam edelim “CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, katıldığı canlı yayında HDP'ye ilişkin çok tartışılacak açıklamalara imza atarak HDP'ye bakanlık verilebileceğini söylemişti. Tekin'in bakanlık çıkışından sonra ittifakta oluşan kriz giderek derinleşti. Günlerce konuşulan bakanlık vaadi tartışmaları sonrası CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım fitili tekrar ateşledi. Gürsel Tekin'in "HDP ye bakanlık verilebilir" sözleri hakkında konuşan CHP'li Yalım, HDP’nin 1 değil, 1’den fazla da bakanlık alabileceğini belirtti.”
Düşünsenize İçişleri bakanlığı, Savunma bakanlığı, Adalet bakanlığı…?????
Kılıçdaroğlu Chp mitinginde “Ben Hakkaride ne söylediysem buradada aynısın söylüyorum iktidara gelirsek özerklik yasasını getireceğim” Salon hınca hınç alkışlarla yıkılıyor videoda.
Bir başka açıklamadada şöyle söylüyor Kılıçdaroğlu.
“Yerel yönetimlerin özerklik şartını aynen kabul edeceğiz. Onlara özerklik vereceğiz aynı Avrupa'daki gibi. Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Yasasını aynen kabul edeceğiz.”
Malesef bu konuda Hdpnin ısrarla istediğ hatta Avrupanın istediği bir madde. Bakınız kendi fikirleri değil birilerinin istekleri hep.
Chp li Atilla Yeşilada açıkça şu ifadeleri kullanmıştı “Yapılması gerekli icraatlar" diyerek şunları söyledi: "(…) Osman Kavala'yı ve Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakılacak. S-400'ler bir depoya kilitlenecek. Merkez Bankası'na istediği kadar faiz arttırmak için yetki verilecek Eğer bunları yapıyorsa Türkiye düzelir." Bu düşünce bu zihniyet ülke yönetecek hey yavrum hey.
Altılı maşadan biride Karamollaoğlu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Pınar Işık Ardor Un sunduğu Pazar Siyaseti programına katıldı.
Karamollaoğlu, Türkiye’de siyasilerin kullandığı makam araçlarının sayısı üzerinden gönderme yapmak isterken pot kırdı.
"Günahtır ya, ne olmuş Renault’a binse?"
Temel Karamollaoğlu, “Türkiye’de 500 tane Mercedes araba varsa, makam aracı olarak kullanılıyorsa, 700 diyen de var günahtır ya.. Ne olmuş Renault’a binse?” diye tepki gösterdi.
"Sizin makam aracınız ne?"
Bunun üzerine Pınar Işık Ardor, "Sizin makam aracınız ne şu anda?" diye sordu.
Kısa bir süre duraksayan Karamollaoğlu, "Mercedes şu anda. Bir tane var, onu söyleyeyim" dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, canlı yayınında Fatih Altaylı'nın konuğu oldu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan SP Lideri, hükümeti yerli olmamakla eleştirmeye başladı.
REKLAM ARASINDA TELEFON GELDİ
İHA ve SİHA konusunda bilgisiz bir şekilde Türkiye'yi aşağılayan Karamollaoğlu, reklam arasında gelen telefon üzerine bu sözlerini düzeltmek zorunda kaldı. SP Lideri, önce "İHA ve SİHA'larda bile dışarıya muhtacız. İHA'ları yapanlar, onun merceğini kendileri yapmıyor ki" dedi. Karamollaoğlu, reklam arasında kendisine telefon geldiğini belirterek "Yüzde 98 yerli yapıyormuşuz." dedi.
Yani bu adam ülkeyi yönetmeye talip öyle mi, hadi oradan adamın hiçbir şeyden haberi yok.
Ayrıca kendi içlerinde bir ayaklanma başladı Haymana Mutabakatı heyeti açık ve net şekilde Chp ile birlikteliğin rahatsızlığını yazılı ifadelerle belirtiler. İşte kısaca o açıklama.
“Haymana Mutabakatı Heyeti Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Yaşar, Saadet Partisi'nin güncel politikasının ve CHP'ye olan yakınlığının partinin kurumsal hafızasıyla zıt düştüğünü belirterek, Haymana Mutabakatı Heyeti'nin ortaya çıkış amacını anlattı:
"Haymana Mutabakatı Heyeti, bu camiada en az 30 yılını vermiş olan genel idare kurulu üyeleri, il başkanları, kanaat önderlerinden oluşan bir heyettir. Bunların tamamı partinin şu anki siyasi stratejisini beğenmeyen, bunu eleştiren, hatta 5 yıldır bu stratejiyi kendi içerisinde tartışan, genel başkan başta olmak üzere genel başkanlık divanında anlatan bir oluşumdur. 5 yıldır anlatıyorduk… Partinin yürütmüş olduğu siyasi çalışmalar konusunda herhangi bir değişikliğe gidilmediği için biz de Milli Görüş anlayışına yıllarını vermiş arkadaşlar olarak toplanıp bu çalışmaların doğru olmadığını, parti politikasının Milli Görüş anlayışıyla uyuşmadığını deklare ettik. Biz bu kararı 30 Kasım’dan önceki kongrede almıştık. Kongre sonrası yine aynı anlayış devam edince yayınlarımıza devam ettik. Erbakan Hoca ve arkadaşları bu yola çıkarken, önce ahlak ve maneviyat çerçevesinde siyaset yapmayı öncelemişti. Tam dört tane partimiz kapatıldı… Kapatılma sebeplerinin tamamı ahlak ve maneviyat temelinde siyaset yapmasıydı… Erbakan Hocamıza siyaset yasağı verildi… Bunun müsebbibi ise CHP’ydi… Partimizin şu anda CHP ile ittifak yapması, hatta CHP’li birinin önümüze cumhurbaşkanı adayı olarak çıkması ihtimaline biz karşı çıkıyoruz. Yıllardır CHP ile mücadele eden bir hareketin mensuplarının CHP’ye hizmet etmesini bizim temel ilkelerimize uymadığını söylüyoruz. Bundan ötürü mutabakatı yayınladık."
Yani Ülke yönetmeye talip bu Karamollaoğlunun kendi partisine faydası yok ki ülkeye olsun.
Ve Meral Akşener.
İyi Parti Lideri Akşener, "Atatürk'ü anmak ve imanımızı tazelemek için buradayız." dedi.
İman tazelemek Bir kabri ziyaret etmekle olmaz, Kelime i şehadet ile olur dua ile olur, hacca gidersin orda olur inancımız gereği bu böyledir.
Meral Akşener: “İktidara geldiğimizde ‘Medenî Bilgiler’ kitabını, ders kitabı olarak okutacağız.”
“Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” kitabı, 1931 yılında iki cilt hâlinde yayımlanmıştır. Kitabın ikinci cildi CHP Genel Sekreteri Recep Peker tarafından hazırlanmıştır. Kitabın içeriği inancımıza ters düşen ifadelerle doludur.
1. İnsanı “Tabiat” Yarattı
Doğanın (tabiatın), herşeyden büyük ve herşey olduğu anlaşıldıkça doğanın çocuğu olan insan kendinin de büyüklüğünü ve onurunu anlamaya başladı.
İşte, insanlar, bu anlayış derecesine yükseldikten sonradır ki “doğanın (tabiatın), insanda yarattığı bütün yetenekler, çalışmalarını serbest olarak yapmayı ve serbest olarak geliştirmeyi gerekli kılar; bu gereklilik doğaldır; doğanın verdiği haktır”, düşüncesine ulaştılar. (Medeni Bilgiler, Liseler için, 1931, s. 80-81).
Yukarıdaki ifadeler, yüce Allah için kullanılan “ekber/en büyük” karşılığında “tabiat” için kullanılmıştır:
İnsan da tabiatın çocuğudur. O, yaratmıştır. Aynı şekilde bütün yeteneklerini yaratan da tabiat olmuştur.
2. Muhammed’in Kurduğu Din
Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, milliyetlerin fevkinde (üstünde) şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu (sürüklüyordu). Açık ifadeyle:
Muhammed’in kurduğu dinin gayesi, milliyetlerin üstünde kapsamlı bir Arap milliyeti siyasetine götürüyordu (Medeni Bilgiler, s. 364-365).
Cümle temelde yanlış kurulmuştur. Peygamberler din kurucuları değildirler. Hazret-i Muhammed “aleyhisselâm” da din kurmamış, yüce Allah tarafından peygamber seçilmiş ve kendisine indirilen âyetleri, İslam dinini insanlara tebliğ etmiştir. Peygamberlerin bir görevi de tebliğdir. Gelen vahyi, insanlara bildirmektir.
İslam’ın gayesi de, “Arap milliyetçiliğine götürmesidir” ifadesi, İslam’ı hiç bilmeyenlerin veya ancak İslam düşmanlarının ortaya atabilecekleri bir yalan ve iftiradır. Hangi âyet ve hadiste bu bildirilmiştir? Aksine dine aykırı bir kavmiyetçilik, yerilmiş, kötülenmiştir. İslam kardeşliği ve takva esas alınmıştır (Hucurat, 13). İslam’ın temel kaynaklarında olmayan bir şeyin, dine mâl edilmesi kadar kötü ve âdi bir isnad olabilir mi? Dahada bu kitaptan alıntılar alınabilir ama köşe yazısı olmaktan çıkıyor konu. Akşener'in bu çıkışına karşılık Tarihçi Murat Bardakçı şu ifadeyi kullanmıştı. ”Meral Akşener, bu ders kitabını takdim ile ayaklarına kurşun sıkmaktadır.”
Akşener, "Bugün, kirli bir zihniyeti memnun etmek için verilen bu siyasi karardan sonra; kadınlara yönelik her türlü şiddette, cübbelerini ilikleyip o imzayı atan parmakların izi olacak. Ama az kaldı. Biz geleceğiz ve İstanbul Sözleşmesi yeniden yaşatacak!" dedi.
Yine oldu Akşener içeriği maddeleri aileleri paramparça yapan bu sözleşmeyi nasıl getirirsin Daha önce “SÖZLEŞME” İsimli köşe yazısı yazmıştım Türk milletine birçok zarar veren, aileleri parçalayan bu İstanbul Sözleşmesi çok şükür ki hükümetin yanlıştan dönmesi sonucunda iptal edilmişti. Türk aile yapısına uygun olmayan bu sözleşme asla yeniden gelmemelidir.
Birde bu İyi partide Bahadır Erdem var iki çıkışıyla gündeme gelmişti bir attığı twitte “Sakın ola Leyla Zanaya bir kere daha dokunulmasın Kürt halkı için ömrünü adamıştır. Türkiyeye barış gelecekse Leyla Zana olmadan olmaz”. İkinci çıkışıda malum Kılıçdaroğlu'nun sürekli ağzına doladığı “Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalı” ifadesidir. Bu ne çelişki bu ne iş ben anlamadım gitti. Bunların bütün istekleri Hdp Nin istekleri ile aynı masada Hdp fiilen olmasada fikren olduğu kesindir.
Ahmet Davutoğlu ve Gültekin Uysal'ı yazmıyorum, sanırım dört adayın kendi açıklamaları ve kurmaylarının açıklamalarını açıkça yazdım. Son bir hatırlatmayla kime oy verirseniz verin hür iradeniz dir, iktidar partici de değilim, şuna buna oy verinde demiyorum ama Chp içinde her Teröristin cenazesine giden avukatlığını yapan Sezgin Tanrıkulunu, Ermenileri öven her defasında Türk düşmanlığı yapan Canan Kaftancıoğlunu, “Demirtaşın göğsüne şeref madalyası takacağım” diyen Kılıçdaroğlu'nu unutmamanızı hatırlatıyorum.
Kendi içlerinde anlaşamayan altılı masanın nasılda altılı maşaya dönüştüğünü yazdım karar siz milletimindir,
Saygılarımla.
Sevgili dostum. Kalemine, yüreğine, emeğine sağlık. Erdoğan yıllarca hırsızlıkla suç***dı. 128 milyar dolar nerede diye soruldu. Aslında GOEBBELS taktikleri yaptılar. Çok uzatmayacağım dostum. Bu seçimlerde kim nereye oyunu verirse versin. HAİN'e mi yoksa HIRSIZA' mı oy vermek daha mantıklı olur bunu düşünmek gerekir. Sağlıcakla kal. Selamlar.
Harika ellerine sağlık abim
Kime oy verelim kardeşim armut' ta sap üzüm' de çöp var yazdın , bir'de nar' da kabuk varmı? Onu' da bekliyorum. Gerçi yüz yüze konuşsak daha faydalı olur ama olsun. Kendine iyi bak.
Eyvallah Reis Çok Güzel Açıklamışsın Ağzına Yüreğine Sağlık Bu Altılı Masadan Bu Memlekete Asla Fayda Gelmez Kendi Aralarında Anlaşamayanlar Nasıl Memleket Yönetecek Merak Ediyorum ALLAH SONUMUZU HAYIRLI EYLESİN.