BAŞIN AÇIK VEYA KAPALI OLMASI, BEYNİN AYDIN VEYA KARANLIK OLDUĞUNU MU GÖSTERİR? .
Birisi demiş ki; Beyin karanlık olduktan sonra, başörtülü olsa ne olur, olmasa ne olur?
Elcevap:
Başın kapalı olması veya açık olması beynin karanlık olması, ya da aydınlık olması ile bir ilgisi alakası yoktur. Sadece insanları ötekileştirmek, ayrıştırmak isteyenlerin tutarsız çağdışı kalmış hezeyanlarıdır.
Beyni veren yüce yaratıcının nasıl ki; yapan bilir, bilen konuşur misali; bir makinayı yapan mühendis onun çalışma programını, kullanma kılavuzunu yazar ve en ince detay ve ayrıntısına kadar en iyi o bilir kaidesiyle bir mesaj vermek istersek eğer; edebiyatçıların teşbih sanatını kullanarak veya bir metafor örneği ile şöyle diyebiliriz; beyni, yaratıcının istediği tarzda kullanmak güneş gibi aydınlığı ve aklın gereğini yapmayı, kullanmamak ise kesif bir ziülumat ve karanlığı ve aklın gereğini yapmamayı gösterir ve sembolize eder.
Beynimizin çok kuvvetli zırh gibi bir kafatası ile kapatılmış olması ve kalbimizin gögüs kafesi içerisine gizlenmesi, en kıymetli olan organlarımızın tirizlikle yaradan tarafından muhafaza edildiğini göstermektedir.
Bu zırh gibi kafatası kodlandığı üzere beynimizin yani bilgi işlem merkezimizin her koşulda mükemmel çalışmasını sağlamakta ve işleyişine asla mani olmamaktadır. Hakeza gögüs kafesi içerisine gizlenmiş kalbimiz de her türlü darbelere karşı işleyişini mükemmel şekilde sürdürebillmektedir. Bu örnekleri vermekte ki maksadımız; çok kıymetli olan herşeyin zırhlanarak örtülerek nasıl da muhafaza altına alındığını hatırlatmaktır.
Beynimiz saniyede on trilyon işlem yapmaktadır. Bu devasa bilgi işlem merkezimiz, dünya da bulunan en gelişmiş bilgisayarların yapmış olduğu işlemlerin trilyonlarca katı işlemi bir saniye de yapmaktadır. Bu muhteşem organımızın çok kuvvetli ve kapalı bir zırh içinde olması onun kıymetine asla halel getirmez ve bilakis bu şekilde muhafaza edilmesi gerektiğini akıl ve şuur sahibi her insanın da idrak ve kabulünü istilzam eder.
Şimdi gelelim başın kapatılması hikmeti meselesine! Başın kapalı olmasının emredilmesi; kadının muhafazası ve kadına verilmiş değerdir. Aynı zamanda bir ilahi emirdir. Dışarıda karşılaştıkları erkeklerin -her erkeğin olmasa da, kahir ekseriyetinin- menhus pis bakışlarının rahatsız edici nazar ve tecavüzatından, nazik ve nazenin bir fıtrat ile yaratılmış bayanları muhafaza etmesidir.
Evet nasıl ki; bir asker veya bir polis, resmi bir üniforma giyse gösterir ki, devlet’in hem bir muvazzaf bir memuru, hem muti bir neferi, hem de bir devletin şahs-ı manevisine mensup olduğunu, arkasında koca devletin gücünün olduğunu gösterir izhar eder ilan eder. Ve onu gören insanlar da o üniforma ile hem onu tanır, hem de görevli olduğunu anlar itaat etmek zorunda kalır. İşte bunun gibi bir mümin kadın başını ilahi bir emirle bir nevi üniforma gibi kapatır, Rabbinin bir sadık memuru olduğunu hem muti bir kul olduğunu izhar eder, hem de gayrın kötü nazarından kendini muhafaza eder. Aynı zamanda bu itaatiyle üniforması olan başörtüsü gayrın tecavüzatına sed çeker ve iffetine halel gelmez ve heryerde kendisini muhafaza eder ki; başörtüsü ona, lisanı hal ile der ki: sen bir başörtülü mü’min’sin hareketlerine dikkat et, konuşmana yürüyüşüne davranışlarına dikkat et. Bir nevi üniforma giymiş bir devletin askeri polisi gibi her davranışında devleti temsil ettiğini bilir gibi hareket eder. Serkeşlik, edepsizlik ve toplumu rencide edecek tavırlar sergileyemez.
Hasılı kelam başını örtmekle; hem ilahi emre itaat etmiş, hem karşıdaki na-mahrem’e ikazatta bulunmuş, hem de kendini nefsinin ve şeytanın hile ve tuzaklarından muhafaza etmiş olur.
Murat FİDAN