Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın.
Bir Ramazan Bayramı'nı geride bıraktık. Başlığımda yazmış olduğum iğrençliği ne yazık ki bu bayramda da görmenin üzüntüsünü yaşamaktayız. Bayram gününde dahi bu fiiliyatı işleyenler var. Nasıl mı?
İbn Mesud’dan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz (asm) şöyle buyurdu: “Faiz yetmiş üç kısımdır / çeşittir. En hafifi kişinin annesiyle zina yapması gibidir...” (Hakim, Müstedrek, 2/43). Şimdi konuyu anladınız mı? Bu hadis için sahih değildir, şeklinde konuşanlar çıkacaktır. Peki bu kimseler Bakara suresinde yer alan şu ayetlere ne diyecek? İşte ayetler: (278) Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve gerçekten iman etmiş iseniz faizden kalanı bırakın. (279) Bunu yapmazsanız Allah ve resulü tarafından size bir savaş açıldığını bilin. Eğer tövbe ederseniz, haksızlık etmemek ve haksızlığa uğramamak üzere anaparanız sizindir.
Paragrafın başında paylaştığım hadisi Şerif gibi değişik rivayetler de yok değil. Hatta bir rivayette Kâbe'de anneyle 36 defa zina ile eşdeğer tutulmuştur ki bunu kanaat önderlerimiz sürekli söylerlerdi. Diyelim ki bu rivayetler sahih değil. Peki ayet de mi sahih değil? Allah'a (s.v.t) ve onun kutlu elçisine (sas) savaş açmak basit bir eylem midir?
Bazıları diyor ki, "Rasulullah (sav) günahları birbiriyle kıyaslamaz." Onların bu iddiası boş bir kuruntudan ibarettir. Rasulullah'ın (sav) böyle bir kıyas yapmasına gerek bile yok ki. Allah (c.c) en ağır kıyası zaten yapmış Kur'anıkerim'de. Rasulüekrem (asm) efendimiz de faizin en düşüğünü anne ile zina ile denk tutmuştur ki Allah'a ve Rasulüne savaş açanlar zaten anne ile zinadan kat be kat daha ağır bir cürüm işlemişlerdir. Allah'a ve elçisine savaş açmak anne ile zinadan daha hafif olamaz diye düşünüyorum. Kur'anıkerim'de bile günahlar birbirleriyle kıyaslanırken Rasulullah'ın (sav) günahları birbiriyle kıyaslamaya hakkı yok mudur? Yoksa Allah'ın kutlu elçisi basit bir postacı mı size göre?
Şimdi konumuza gelelim. Bayram kredisi, bayramda avantajlı faiz oranları, bayram faizi, vb. reklamları tvlerde bolca görmekteyiz. Anneyle zina konusu açıldığında cinayet işleyecek, Allah'a ve Rasulüne savaş açan bir kimseyi işkenceyle öldürecek insanlar bayramlarda bile ne yazık ki faiz belasına rahatça düşebiliyorlar. Bu insanlara bunları anlattığımızda kem küm, diyerek geçiştiriyorlar. Ancak başlıktaki bir eylem için sanırım cinayet işlerler. Diyorum ki başlıktaki eylem ile faiz yemek, kredi çekmek, faiz ödemek, faiz almak, faiz vermek, aracı olmak, kefil olmak, faizle doğrudan ya da dolaylı uğraşmak eşdeğerdir, denktir, eşittir! Başlıktaki eylem için ayaklananlar faiz için de ayaklanmalıdır. Üstelik bizim kutsal günlerimizde bu reklamlar aleni olarak dönüyor! Bizim kutsal günlerimize bile faiz alet ediliyor! Buna dur demenin zamanı gelmedi mi?
Faizli bir bankada para tutmak bile o faizli sistem içerisinde faizli işleyişe destek olmaktır ki bu da dinen caiz değildir. En azından biz Müslümanlar olarak faizli bir bankadan maaş alıyorsak bile anında o parayı oradan çekip katılım bankalarında tutmamız dini bir vecibedir. Hal böyleyken buna dikkat etmeyip üstüne bir de kredi çekenler hatta bunu bizim kutsal günümüzde, bizim bayramlarımızda yapanlar Allah'a ve Rasulüne nasıl bir savaş açtıklarının farkında mıdır?
Hiçbir şekilde faizle ilişkili olmak caiz olamaz. Bazı fıkıhçı geçinenlerin ev, araba, vb. durumlar için faize, krediye verdikleri fetvalar BATILDIR! Müslümanların mal ve mülk sahibi olabilmesi için manevra alanı olarak zaten katılım bankaları vardır. Ev almak isteyen buyursun katılım bankalarına gitsin, araba almak isteyen buyursun katılım bankalarına gitsin. Katılım bankaları dururken faizli bankalara fetva vermek bir fıkıhçı için Allah'a ve Rasulüne savaş açmanın ötesinde bir durumdur. Bu fıkıhçı da başlıktaki duruma girmiş olabilir!
Başlıktaki kategoriye giren hiçbir kimsenin bayramlarını kutlamıyorum! Başlıktaki kategoriye girenlerin bayramları mübarek olmasın ki zaten onların bayramları mübarek olamaz ki.
Bakalım Allah'a ve Rasulüne savaş açanları hangi akıbet bekliyor: (Bakara-275)’’ Riba (faiz) yiyen kimseler, şeytan çarpan kimse nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara, "alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Oysa Allah, alışverişi helal, faizi de haram kılmıştır. Bundan böyle her kim, Rabbinden kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son verirse, geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki hüküm de Allah'a kalmıştır. Her kim de yeniden faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve orada süresiz kalacaklardır.’’ İşte ayet apaçık ortada. Hodri meydan. Şimdi savaş açabiliyorsanız buyurun açın.
Benim dualarım kabul olmuyor, demesin bu insanlar! Bu insanlar cürümlerin en büyüğünü işlemişler. Bu insanların duaları tabii ki kabul olmaz. Allah (svt) yine de rahmeti bol olandır, her şeye rağmen duaları kabul eder. Allah (cc) bu kimselere hidayet versin, bu kimseleri bu illetten kurtarsın, bu kimseleri affetsin!
Birikim mi yapmak istiyorsunuz? İşte size birikim formülü Sebe suresinin 39 ayetinin içindeki bir bölümde saklı. İşte o bölüm: "Başkaları için ne harcarsanız Allah onun yerine yenisini verir." Zekât ve sadakanın rızkı arttırdığı ile ilgili Başka ayet ve hadisler de bulunmaktadır ama bu yazının kapsamı dışında olduğu için sadece bir ayet içindeki bölüm ile yetinmek istedim. Anlayana zaten bu ayetin içindeki bölüm yetecektir. Hayatımızda sürekli tecrübe edilmektedir ki zekât ve sadaka rızkı bollaştırıyor. İslam ile ilgisi bulunmayan bazı bioenerji uzmanları da para enerjisi paylaşmakla çoğalmaktadır, para yardım edilince artıyor, para enerjisi yardımseverlikle arttığı için sizlere ummadığınız yerlerden paralar gelebilir, diyorlar. Bu insanlar bile bu hakikati söylüyorlarsa başka söze gerek yok. Anlayana sivrisinek sazdır. Vesselam!
Muhammed Emin TOMBAK