■ Müslüman Dünya ayağa kalkıyor!
Genelde üç asır, özelde son yüzyılda dünyadaki yönetim tarzı ilahi öğretiden ayrıldığı gibi, İslami yönetim tarzına da savaş açmışçasına yanlış üzerine yanlış yapılıyor!
Öyle tehlikeli bir gidişat var ki, Birleşmiş Milletler Yönetimi Şambala örgütünün öncülüğünde eşcinsellerin tarikatına girmiş vaziyete düştü. Şambala örgütü, küresel çetelerin üye olduğu ve yeryüzünde Allah ile mücadele etmeyi nihai hedefine alan bir ahlaksız ve zalim örgüttür. Onları ancak gerçek iman sahipleri yenebilir.
İyi mi oldu, kötü mü oldu siz karar verin!? Bu dünyada silah sanayi öncelikli yatırımlar arasında yer aldıkça, savaşlar kaçınılmaz olur, o durumda da zayıf ve güçsüzler Allah’ın mülkünde, Allah’ın garip kulları olarak mağdur ve mazlum konuma düşüyorlar.
193 üyesi olan BM yaşlandı diye 2010 yılında bir kampanya TASAM aracılığı ile nitelikli düzeyde imzaya açmıştık, devletlerin diplomatları ve misyon şeflerinin imza verdiği bir kampanyaydı, yavaş yavaş semeresini veriyor.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Dünya Beşten büyüktür!" demesi ile uyanan dünya bir arayışa girip, bir kurtuluş yolu arıyor! Bu yol tektir ve bu yol, Kur’anın emirlerine dikkat etmektir.
İnsanlığın huzur ve barışı ancak böyle sağlanılır.
Üstad Bediüzzaman Said Nursi'nin ifadesiyle: "Şu istikbal inkılabatı içinde en yüksek gür seda İslam’ın sedası olacaktır!"
Bu veciz ifadenin gereği olarak İslam Dünyası bir blok halinde örgütlenerek dünyada bir denge unsuru olmak durundadır. Aksi takdirde bu gün olduğu gibi zillet yaşamaya devam edecektir!
Bunun için de İslam dünyasında Yasama, Yürütme ve Yargı organları İslami düşünce ve değerlere göre mutlaka dizayn edilmelidir.
Buna tahammül etmeyen İngiliz aklı, Evanjelistler ve Siyonistler kahrından ölüyorlar ve uzatmalara oynamak için bütün kozlarını kullanıyorlar!
Sayın Erdoğan’ı iktidardan düşürmek için elinden geleni yapmaya çalışan küresel çete, Pakistan'da İmran Han’ı görevden uzaklaşmasını bir derece başardılar gibi, ama İmran Han ve Pakistan halkı bu işin peşini bırakmayacaktır inşaalllah!
İslam dünyası en büyük darbeyi Mısır Cumhurbaşkanı Şehit Muhammed Mursi’nin görevden alınmasında yedi. Keşke Mursi’ye gerektiği gibi sahip çıkabilseydik de Amerikan piyonu Abdulfettah Sisi, Mısır’da galip gelmeseydi!?
15 Temmuz 2016 kıyamında; cesaretini Ezan, Sala, Tekbir, Vatan ve Bayrak'tan alan Türkiye’nin şeref abidesi vatandaşları Allah’ın inayetiyle içeriden ve dışarıdan ülkemize müdahil olan düşmanlara iyi bir ders verdi ve cihana meydan okudu!
O babayiğitlere de Demokrasi Şehitleri deyip şehitlik makamını basite indirdiler. Yetmedi 15 Temmuz Millet Bayramına devlet el koydu, bunu da kaygıyla izliyoruz. O gün meydanda devletin valisi mi vardı ki 15 Temmuz Zafer Bayramı 81 ilde valiliğin kontrolünde kutlanıyor? Kanaatim odur ki, en kısa zamanda bu yanlıştan dönülmekidir.
İlk yıl Diyarbakır’daki Milli İrade nöbetlerini düzenleyen tertip komitesindeki üç kişiden biriydim, üçüncü gün Tevhid Bayrağına sınırlama geldikten sonra hevesimiz kırıldı ve yavaş yavaş organizasyon valiliğe geçti ve halk bir adım geride durdu, artık sıra ilk gece içinden gülenlere geldi, devlet kurumları alanı kapladı, gelenler de biraz mecburiyetten geldiler.
Unutmayın ki, rengini şehit kanından alan ay yıldızlı bayrağımızı Tevhid Bayrağı ile karşı karşıya getirmek bayrağımıza hakarettir!
15 Temmuz ruhu bu ülkede hep zinde tutulmalıdır. Türkiye’nin İslam dünyasına diyet borcu var, Hilafeti ortadan kaldıran bu ülke yine İslam dünyasını toparlayarak hatasını telafi etmelidir ve ediyor da! Yoksa dünya gerçekten kan kaybediyor.
Siz dünya ülkelerini öyle insafsız sanmayın 153 ülke üzerinde yapılan araştırma sonucu “İslami hayat endeksi”ne göre ilk 32 ülke arasında bir İslam devleti dahi yok, Türkiye 105. sıradadır. Düştüğümüz hali görüyor musunuz? Ahlaken çökmüş Kemalist laik sistemin bizi düşürdüğü hale bakın!?
Bizim ülkemizde Allah’ın yasakladığı her şey serbest, emrettiği şeyler ise yakın zamana kadar yerine getirilmesi suç sayılıyordu. 28 Şubat sürecinde yapılan aramada Kur’an-ı Kerim için sakıncalı materyal tanımı bile yapılıyordu. Bundan daha büyük bir zulüm ve ahlaksızlık var mı dünyada!?
Yani devlet bizim ama sistem bizim değildir. Başka bir ifade ile ev bizim ama içindeki eşya hayat tarzımızı zorlaştırıyor. Evimize sahip çıkacağız, sakıncalı eşyayı da değiştireceğiz, o kadar!
Mesele budur, karar budur ve böyle olacak inşaallah!
Eyüphan Kaya