DÜNYANI DEĞİŞTİR, KADERİMİZ DEĞİŞSİN
Allah’ın ve Resul’ünün selam ve bereketi üzerinize olsun.
Nasıl ki denize bir taş attığımızda dalgalar oluşturuyorsak, şu kainat denizine atacağımız her bir güzel fiil de, iyilik dalgası meydana getirecektir. Ekeceğimiz bir iyilik tohumu, iyilik meyveleri verecektir.
İnsan kendi fiillerini küçük görmemelidir. Aslında yaşadığımız kainat denizinde ve dünya gemisindeki her bir hareketimiz öylesine değerlidir ki; birimizin başlatacağı toplumsal bir iyilik dalgası, bütün kainatı yeniden şekillendirebilir.
Herkes ve her şey birbiri ile zincirleme olarak bağlıdır. İşte şurada öten kuş ve bütün zerafetiyle bize kendini gösteren şu çiçek dahi insanlığın kaderiyle alakalıdır. Her mevcut kendi hal lisanı ile şu kainat denizine olumlu bir katkıda bulunur. Bu dünyanın daha yaşanılabilir bir yer olabilmesi ise özellikle insanın böyle bir katkıda bulunmasına bağlıdır.
Eğer sen de korkularından, telaşlarından, musibetlerden ve hastalıklardan kurtulmak ve dünyayı değiştirmek istiyorsan, şu kainat denizine, iyi ve güzel bir fiil at. Yaradanı sevdiğin için yaradılanı sev. Böylece bir yetimin elinden tut, yaralı bir kuşun kanadını sar, boynunu bükmüş bir çiçeğin altını çapala, suyunu dök, aç bir köpeğe sen de bir lokma ver, şu yaşlı teyzeye tebessüm et. Allah’ın rızası ayrıntıda gizlidir, unutma. Bir hareketin ile değişimin önünü aç. Buna bugün sen de başla. Bu senin davan olsun.
Bir iyiliğinin kaderimizi değiştireceğine inanmalıyız.
Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledimi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz. (Rad suresi 11)
Toplumsal bilincimizi değiştirmemizin yolu, kendimizi değiştirmekten geçmektedir. İşte bu ayet, bizlerin iyilik tohumları ekmesiyle bizdeki değişimin başlayacağını ifade ediyor. İç dünyamızda ektiğimiz bir iyilik tohumunu, dış dünyamızda büyütmeyi bir yaşam davası haline getirmemiz gerekmektedir ki, artık bu gidişata bir dur diyebilelim. Ancak bu şekilde oluşturabileceğimiz bir kollektif bilinç ile durumumuzu değiştirebileceğimizi bilmeliyiz.
Bir yıldan fazla süredir devam eden koronavirüs hastalığının, insanlığın kaderinin içinde yer bulması, bizlerin kainat denizine attığımız kirli kötülük, bencillik, haset, şehvet, öfke, şirk gibi virüslü taşlar ile mümkün olabildiğini görmeliyiz.
İşte şu yaşadığımız, kendi yarattığımız gerçekliğimizdir. Neyi talep ettiysek bize verilen o. Bunu kendi özel hayatına da kıyas edebilirsin. Bu dünyada da, ahirette de karşılaşacağımız gerçek, hayata geçirdiğimiz fiillerden ibarettir. Mutluluğunu mutsuzluğunu, neşeni kederini, kaderini kısmetsizliğini, günahını sevabını, cennetini cehennemini sen inşa ediyorsun.
O halde toplumsal bilincimizi yükseltmek ve düzeltmek için bir iyilik tohumu da sen dik, bir dalga da sen oluştur, iyilik ve güzellik vücudunun bir hücresi de sen ol. Her bir fiili bu düşünce ile hayata geçir. Allah rızası için yap bunu…
Musibetli, hastalıklı, mutsuz yaşamak kaderimiz değil… Dünyanı değiştir, kaderimiz değişsin.
Görene, köre ne!
Levent TOPALOĞLU