2000li yıllardaki köhnemiş siyasetçiler ve yorulmuş partilerin 2001 Krizine sebep olduğu sıralarda, “Milletin partisi, adaletli bir yönetim” söylevi ile rahmetli Erbakan hocanın öğrencilerinden Recep Tayyip Erdoğan ve İstanbul’da tarih yazan ekibi iktidara geldi. Anavatan Partisi, DSP ve DYP’yi halktan aldığı güvenle siyaset dışına ittiğinde ise Türkiye Siyasetinde kartlar yeniden karılmış oldu. Bu duruma gelinmesinin tek sebebi, mevcut partilerin birbirine karşı hakaret boyutuna gelen söylemleri, koltuk derdine düşmüş olmaları ve halkın cebine ellerini atmaları olmuştur.
2021 yılına geldiğimizde ise bu zaman dilimde yine aynı benzerlikler görülmekte. Covid-19 denen illet hastalık sebebiyle vatandaş bütünüyle ruhsal ve maddi bir bunalıma girmiş durumda. Üstelik gerek iktidar gerek muhalefetteki partilerin halkın sesini duymaktansa birbirleriyle olmayacak polemiklere girmeleri halkın kafasını karıştırmakta ve insanları daha çok yormakta. Binaenaleyh, bu durum halkın her türlü seçmenini, parti gözetmeksizin, yeni siyasi partiler ve liderler arayışına itmekte. Bu vahim durumu bizler görürken parti vekillerinin nasıl göremediğini sorguluyor, anlamakta güçlük çekiyorum. Acaba görüp Genel Merkez’e söylememeleri mi yoksa göremiyor oluşları mı davaya ihanet, bilemiyorum. Yanılıyor muyum diye düşünüyorum fakat, bir sonuca varamıyorum. Ben mi yanlış düşünüyorum, öyleyse biri bana da söylesin...
Hükümetin acilen tüm projeleri askıya alarak millete kaynak yaratması gerekmektedir. Eğer bu gerçekleşmez, esnafı rahatlatacak doğru ve işe yarar bir paket açıklamazlar ise 2023 ya da olası bir erken seçimde mevcut partileri halkın parlamento dışında bırakmasına şaşırmam. İşbu meselede tüm meclisteki partilerin liderleri ve teşkilatlarının şapkasını önüne alıp düşünmesinin zamanı gelmiştir. Hatta çoktan gelmişti, geçiyor bile!
Bilinmeli ki rahmetli Turgut Özal’ı ülkemize atlattığı çağ ya da iktidar ortağı olan Bülent Ecevit’i terörist başı abdullah öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesi, yine rahmetli Süleyman Demirel’i yaptırdığı yol ve baraj projeleri kurtaramadı. İktidarlarını kurtarmaya, gözü açılmış ve zor durumda olan, başı sıkışmış halktan başkası etkili olamazdı. Olamadı.
Kıssadan hisse, lafı gevelemeye gerek yok. Halkın dili ile şehir hastaneleri ya da duble yollar yapsanız da, yapılanlara bakmadan bu halk ilk seçimde ekonomik düzelmeler sağlanmadığı takdirde yeni arayışlara geçebilir. Meclisteki partilerin acil bir eylem planı ile birleşip, asla ayırt etmeden her vatandaş, tüm millet için maddi ve madeni çalışmalar geliştirip uygulaması gereklidir, doğru olan budur.
Çok güzel bir söz vardır: Doğru söz işine gelmeyenin zorunda gider. Biz doğruyu söyleyelim, Allah katında sorumlu olmayalım da insanlar ne derse desin. Rabbim hepimize doğru söylemeyi devamlı nasip etsin... Herkesi korusun... Yar ve yardımcımız olsun...
Sağlıcakla kalın.