Değerli okurlarım bugünlerde sizlerden gerek sosyal medya, gerekse telefon kanalı ile beni sevindiren eleştiriler almaktayım. Diyeceksiniz ki eleştiri sevilir mi, evet, yapıcı ise sevilir. Gelen soruların değişkenliği mevcut ama yüzeysel olarak cevap vermek istiyorum. Öncelikle, yazayım da neyi yazayım, yazdık da neler değişiyor diye düşünmeye başladım. İnsanoğlu düşünür, doğru ve yanlış yönleri tespit ederek karşı taraftaki kişilerin kendine çeki düzen vermesi, insanlığa daha verimli olmasını sağlamak amacı güderek bazen bu düşünceleri paylaşır. Bizler düşündükçe, paylaştıkça, yazdıkça daha da kötüye giden siyasi ve ekonomik atmosfer oluşuyor. O yüzden iyisi mi yazmayalım, çünkü herkes kendini mükemmel ve hatasız görüyor, hatalarını görmeyerek karşı tarafta arıyorlar.
Gördüğüm ve bildiğim bir şey var, hatasız kul olmaz. Hepimiz bu konuda mutabıkızdır.
Ülke siyasetine dokunmadan, İzmir’de, eskiden içinde bulunduğum ama eksen kayması yüzünden istifa ettiğim AK Parti’yi yazmak ihtiyacı duyuyorum. Ülke siyasetine bakacak olursak, ortada koskoca bir hiç var. İktidardaki partinin il yönetimi ve ilçe yönetimi neler yapıyor? Bu sorunun cevabına ben kendi fikrimi ve vatandaştan yükselen görüşü katarak yaklaşayım; herkes yolunda, vatandaşın derdi yok gibi davranarak selfie siyaseti ile bir yerlere mesaj verme derdindeler. Ve bu mesaj nerelere kadar gider bilemiyorum ama sandıkta İzmir’den alacakları her iki bölgeden dört milletvekilinin hesabını, faturasını şimdiden kesmiş bulunuyorlar. Ekonomik kriz nedeni ile oylar düştü. 2011 seçimlerinde 11 vekili olan bir AK Parti, 8 vekile neden düştü kimse kurcalamadı. Keza bir dahaki seçimde de kurcalanmayacak. Peki Son Başbakan Sayın Binali Yıldırım ve Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ Bey’den kim hesap soracak? Bittabi hiçkimse. O yüzden 2023 seçimlerine sen, ben, bizim oğlan ile hazırlanan bir il başkanı ve milletvekilleri var ortalıkta.
Kıssadan hisse, 2023 seçimlerine bir şey kalmadı. Hepimiz bekleyip ve göreceğiz. Biz son virajdan önce son bir kere uyaralım ki neden gördün, neden uyarmadın denilmesin.
Sayın AK Parti Genel Başkan Vekili, Eski Genel Başkanım Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un bir söylemi vardır: « Kulun söylemi, Allah’ın kelamıdır. »
Ne demek istediğimi açıklamam beyhude.
Muhakkak sokakları dolaşarak anlayabilecek ilçe ve il başkanları vardır. AK Partili idareciler sözde muhafazakar oyların sahibi gibi ama artık gram alakası yok!
Konuyu toparlayacak olursam… Bence %20 altına inmiş, hatta % 15 bandında olan bir AK Parti var tünelin ucunda. Bunun % 40 sorumlusu Genel Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir ve yardımcıları burada bir virgül koyarak Teşkilatlar Ekrem Erdem başkanı mumla arar durumda , % 20 sorumluları onun kapısında kendi adamını bir yerlere getirmek için sabahlayan milletvekilleri, % 20’si sözde söz sahibi olup gerçekleri gören ama müdahil olmayan Genel Merkez Başkan Yardımcıları, kalan son % 20’si de ekonomik krizdir. Bunlar AK Parti’yi dibe çeken temel sebepler olacaktır. Naçizane.
Kalın sağlıcakla.