İyi günler sevgili arkadaşlar.
Herkesi biraz düşünmeye sevk etmek gerek. Yoksulluk sınırı, farklı farklı kurum ve sendikaların hesaplarına göre değişkenlik kazansa bile, gıda haricindeki zorunlu ihtiyaçların tutarı ortalama 8-9 bin civarında. 4 kişilik bir ailenin hayata tutunmaya devam edebilmesi için kazanması gereken para, maalesef ki günümüzde bu civarlarda. Peki bu parayı kazanabiliyor muyuz? Asgari ücrete gelen artış, insanları bir miktar rahatlatmış gibi gözüküyor. Aslında arkaplanda dönen ticari dolapları görünce, bu ali cengiz oyunları oynayan tüccarların yanında asgari ücrete gelen zam devede kulak kalıyor.
2022 yılı için asgari ücret, aylık brüt 5.004,00, net 4.253,4 Türk Lirası olarak kesinleştirildi. Döviz dalgalanmalarının getirdiği sıkıntılar dışında, her dolar/euro artışında zam ekleyen marketler, dolar ve euro düşüşe geçtikten sonra ne zamı düşürdüler, ne de fiyatlarda bir oynama görüldü. Bir diğer halk sömürüsü de şehirlerarası otobüs taşımacılığı. Pandemi döneminde sadece %50 doluluk oranıyla gittiklerinden dolayı zam yapan firmalar -ki o dönem de elbette çalışan gideri, benzin, ikram, vb düşünüldüğünde haklı bir hamle olarak kabul edilebilir-, pandemi önlemleri azaltılarak kaldırıldıktan sonra belli bir indirime gitmediler. Döviz kurlarının yükselişiyle, sabit kalmaları yine anlaşılabilir. Fakat yakın zamanda %20-30 civarı zam istediklerini belirtmeye başladılar. Elektrik, doğalgaz, su ve internete gelen zamlar ise aklı karıştırıyor. Vergilere gelen zamlarla, Aralık 2021’i ikiye katladı Ocak faturaları. 1 Ocak 2022 tarihinde elektriğe %127 ve doğalgaza %50 zam geldi.
Yakın zamanda İran, teknik sıkıntılar nedeniyle Türkiye'ye gaz akışını 10 gün süreyle durdurduğunu bildirdi. Peki neden? Teknik sıkıntılar neden halledilemiyor? Krizin ne kadar derin olduğunun sinyallerini her yerden anlayabiliyoruz. Bir başka tarafa da göz atalım… İthalatı çok önplana aldığımızdan dolayı, hammadde üretimimiz çok düşük. Dolayısıyla döviz kuru ve gümrük vergileriyle fiyatlar dudak uçuklatan hale geliyor. İş sahibine bunun bir de vergi, işçilik ve enerji olarak daha da yük eklediğini düşünürsek… Üretici olmak da satıcı olmak da alıcı olmak da maliyetli bu ülkede artık. Düzenli olarak motorine, dizele ve benzine yapılan 2 kuruş 2 kuruş zamlarla hepsinin litresi inanılmaz sayılara ulaştı. En son 20 Ocak gecesi benzin’e 46 kuruş zam geldi. Benzinin litre fiyatı 14,12 TL oldu… Bu halk artık ulaşımı da sağlayamıyor. Isınamıyor da! Yemek yiyemiyor doğru düzgün. Cebe giren para girdiği anda yok oluyor. Son PPK toplantısında faizlerin sabit bırakılmasına karar verilmişti. Aylardır düzenli olarak yapılan faiz indirimleri sağolsun, ülkenin borçları da arttı.
Tamam, diyeceksiniz ki biz bunların farkındayız. Farkında olup ses çıkarmamak ne kadar beyhude bir hareket. Herkesin hayat standartları düşüyor. Kelle koltukta geziyoruz. Hele de okuyan bir çocuk sahibiyseniz, işler kat kat zorlaşıyor. Asgari ücrete gelen zam ise solda sıfır kalıyor bunca artışın yanında. Halk, zor zamanında birbirine destek olması gerekirken, herkes nasıl daha fazla aşırsam, cebime daha fazla girse derdine düşüyor. Yaşayamamak, herkesin insanlığını yavaş yavaş sömürmeye ve azaltmaya başladı. Ve biz de bu filmi oturduğumuz yerden izliyor ve tek bir aksiyon almadan oturup hayıflanıyoruz. Nasıl çözülecek? Erken seçimde göreceğiz.
Allah yar ve yardımcınız olsun.
Aynen katılıyorum. Teşekkürler. Not: Yazıya dislike atanlar 1. Bahçeli 2. Erdoğan :))