Öncelikle Rabbim bir daha böyle bir afeti milletimize göstermesin.
Dilerim ki ebediyete göçenlere Rabbim şefaat versin, mekanları cennet
olsun, geride kalan vatandaşlarımıza da güç, kuvvet, sıhhat ve sabır
bağışlasın.
Deprem hakkında pek bir şey söylemek istemiyorum, söylenecek çok şey var
ama hepsi çoktan binlerce kez söylendi. Rabbimden gelen bir büyük yıkım
bu ve elden hiçbir şey gelmiyor; ancak zamanında önlemler alınması
gerekirdi. Bu sefer ders çıkaralım diyoruz, hiçbir zaman o seferde bir
türlü ders çıkaramıyoruz ne yazık ki. İnsanoğlu nefsini terbiye
etmedikten sonra devamlı acı bilançolar önümüze çıkacak. İşte bu sebeple
daha çok kazanma, daha fazla güç isteğini törpülemek ve daha çok
insanlaşmak durumundayız. Hiçbir zaman dünya kendi çevremizde dönmüyor
ve her zaman herkes kendini tatmin edemez. Bireysel değil toplumsal
düşünerek hareket edilirse, halk için her zaman daha iyi sonuçlar elde
edilir. Bu mantalitenin empoze edilmesi ve herkes tarafından kabul
görmesi gerek.
Gel gelelim siyasete. Gündem altılı masanın nasıl beşli masaya düştüğü…
Televizyonlarda o kadar boş konuşan yorumcu var ki insanlar sanki seçim
sonrası istikrarsız bir Türkiye algısı olacak gibi düşünmeye,
yanılgılara kapılmaya başladı. Mesela, Meral Akşener kumar masası veya
noter masası derken neyi kast etti? Evet, çok büyük siyasi kumar
oynanmakta. Bunun sonucunda elimize hep yek de gelebilir, dü şeş de
gelebilir, ortası yok. Meral Hanım’ın hırslı ve yenilgiyi kabullenmeyen
yapısı sebebiyle böyle bir riske girdiğine inanıyorum. Bilirsiniz,
liderler birilerinin sırtına basarak yükselmeye veya kendini karşı
tarafa kabul ettirmeye çalışır ve aslında tam da bu oldu.
Meral Hanım, şahsımın görüşüm, altılı masayı basamak olarak gördü. Ve
kuvvetli ortak olarak kendini gördü, özetle olmazsam olmazlar algısını
yaratarak gücünü Cumhur İttifakına kabul ettirmiş gibi. Burada iki şık
var, bunlar nelerdir?
Birincisi, Millet İttifakına seçim sonrası ben varsam varsınız tepkisini
verdi çünkü kinci tur kesin gibi duruyor. İkinci turda destek vererek
daha fazla kazanım elde etmek peşinde olabilir. Bu bana basit geliyor.
İkincisi bu yazdıkların uç noktada diyebilirsiniz. Gerçekçi olan ise MHP
seçmenine veya milliyetçi seçmene seçim sonrası yeni Genel Başkanınız
hayırlı olsun demek isterim. Bu nasıl olacak der gibisiniz. Türkiye
Cumhuriyeti’ne gelmiş en iyi siyasi deha demek istiyorum.
Tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan seçimin gittiğini
gördüğünden dolayı son kozunu oynadı. Cumhurbaşkanımız küçük ortağı
büyük strateji uzmanı sayın Devlet Bahçeli’yi evinde -neden veya niçin
sorusunu bulamadık- kaç defa ziyaret etti, neden ziyaret etti sorusu
hala kafalarımızda var. Bunun birincil sebebi genel protokole uymaması.
Siyasi görüşmeler, bildiğiniz gibi formal bir şekilde ya partilerin
genel merkezlerinde ya da külliyede yapılabilir. Ama öyle ki, bu şekilde
görüşmelerin de derin bir anlamı var. Kişi bir kişiyi ikna etmek için
ısrarcı olur ve bu ısrarını her yerden ziyade evinde ziyaret esnasında
gerçekleştirir. Burada mediumun, yani ortamın, yani mesajın kendisinin
ne olduğu açıktır. Bu ziyaret, ben senin ayağına geldim, sen benim için
değerlisin anlamı taşır. Yaşı ilerlemiş Sayın Bahçeli’yi ikna olmuş
olarak görüyorum. Seçim sonrası Meral Hanım’a Sayın Devlet Bey koltuğu
bırakırsa şaşırmamak lazım!
Son olarak kimin geleceğindendaha ziyade parlamenter sisteme dönüş için
partiler veya ittifaklar çalışmalı. Bu seçim karmaşasında kazanan
muhakkak millet olmalı yoksa milletin ekonomisini düzeltemezler,
milletin elinden tutamazlar, milletin sırtını doğrultamazlar. Ve bu
millet, sonrasında tüm partilere kırmızı kart gösterebilir ve hakkıdır
da.… 2001 öncesi partilerine nasıl kırmızı kart gösterdiyse, olumsuz her
türlü şeyin tekrarıyla, tarih yeniden tekerrür edebilir ve inanın,
şaşırtıcı bir sonuç olmaz.
Saygılarımla.