Eski güzel günler nerede kaldı sorusu hepimizin çok sık duyduğu bir cümle haline geldi. Bunun sebebi, her yeni senenin nostalji hissi yaratması ve eskinin daha iyi olduğu ilüzyonu. E tabii manevi olarak. Eskide güzel olan tek şey, alım gücüydü halbuki. Ve dünyadaki konumumuz. Tam da bu sebeple, eski güzel günler safsatası kendi özel hayatlarımız için her zaman geçerli bir imge oluşturmaz. Yine de tabii ki doğruluk payı var.
Belki eski bayramların güzelliğinden bahsedebiliriz, eski komşuluklardan. Şimdilerde insanlar hal hatır sormayı, dostluğu, vefayı, paylaşmayı unutmuş. En basitinden artık çocuklar şeker için kapı kapı gezmiyorlar. Hatta öyle eskisi sokaklarda oynayan küçük çocukları göremiyoruz. Güvensizlik var, çevre eskisinden daha tehlikeli. Kontrolsüzce yığılan mültecilerden sonra, yetişkin evlatlarımız dışarıdayken bile üç kere endişeleniyoruz artık.
Eski zamanlarda az birime alabildiğimiz şeyler, şimdilerde yok. Bir markete girip günlük alışverişini yaptığında 10 lira verir gibi 100 lira ödeyip çıkıyorsun. Okuyan çocukları varsa, hele başka şehirdelerse iş daha zor. Rica, insanlık namına bir şey kalmamış. Bittabi istisnalar var, insanlığı diri tutanlar, fakat genel vurunca durum bu şekilde.
Artık yeşillikler eskisi kadar yoğun değil. Altında serinleyip dinleneceğin çınarlar, zeytinler, meşeler, kızılçamlar pek yok. Parklar bile ufak, küçük, yetersiz. Her yer gri beton yığınlarıyla dolmuş. Yüksek, göğü delen binalar. Trafik desen ömür törpüsü, sinir harbi.
Bizim bildiğimiz o güzellikler de geride kaldı. İzmir Fuarı’nda ailenle yürüyüşe çıkar, satıcılardan bir şeyler alır, yer içerdin. Şimdi çocuklar fuarın o halini bilmez. Çünkü onlara bir şey kalmadı. Onlara aslında biz daha temiz, daha değerli değil; daha kaybolmuş, daha azalmış bir gelecek bırakmışız.
Ailelerin bir araya gelip arada bir koca masalarda yediği yemekler de birer anı artık. Herkes bağımsız, ayrı bir yaşam peşinde. Herkes günü kurtarma derdinde. Aile dostlukları da öyle revaçta değil. İç içe, yanyana, güvenilir değil hiçbir şey.
Eski güzel günler, işte belki bu boyuttan bakıldığında, söylenilecek ve özlenecek bir şey. Ama öbür yandan, yenileri ve daha güzelleri inşaa edilebilir ve biz hem bunları koruyup hem de yenilerinin inşaasına el ayak olabiliriz. Sadece doğru zamanda doğru hareket etmek, her şeyi sevgi ve saygıyla kucaklamak, yıkıcı değil yapıcı, korumacı olmak gerek. Naçizane.
Sağlıcakla.