Uzun süre yazılarıma işlerim dolasıyla ara vermek durumunda kaldım, üzgünüm. Birçok siyasi arkadaşım yazmayı herhangi baskı sonucu mu bırakıp bırakmadığımı sormaya başlayınca bir şeyler kaleme alma ihtiyacı duydum. Bir deyiş vardır ya hani çiğ ot yemedim ki karnım ağrısın diye. Aynen budur, kimseye yaranma derdim de kimseye karşı korkum da yok. Hak yolunda doğruyu söylemek tek derdimiz. Biz siyasi büyüklerimizden bunu öğrendik. O büyükler belli ki bunu unutmuş, Rabbim onlara bunu hatırlamayı nasip etsin.
AK Parti 2023’te ve olası erken seçimde ne yapar sorusunu bugünlerde fazlaca duymakta ve görmekteyim. Kişisel kanaatim, muhalefete bir dönemlik de olsa düşeceği yönünde. Dost acı söyler sözünü hatırlatmak isterim. Nedenleri sıralamamı isterseniz buradan köye yol olur;
AK Parti genel merkezindeki idari kadroların yapılanması geçmiş döneme göre daha zayıf. Bu durum teşkilat başkanının illerde başkan belirleme sürecinde yetkisiz kalmış olduğunu gösteriyor.
Teşkilatlara illerde zayıf ve « kişilere özel » karakterde başkanlar atanması. Örneklendirelim, bakınız İzmir. 2011 seçimlerinde HAS Parti milletvekili adayı olduğum sıralarda yakınen takip etme fırsatı elde etmiştim. AK Parti’den ve kadrosundan 11 vekil, bakan, belediye başkanları ve sayısız meclis üyeleri çıkaran Ömer Cihat Akay, partinin temellerini atan Ali Aşlık gibi, teşkilat sahibi olan kişilerin, kimsenin adamı olmadığından ve milli görüş ve dava adamı olduğundan mütevellit kenara itilmesi. İlçelerde seçim kaybedenlerin el üstünde tutulması.
Başkanlık sistemine hazır olmayan bir Türkiye ve devlet yapısının değiştirilmesi ile devletin tüm kurumlarında ast üst ilişkisinin kaybolması.
Liyakate göre değil benim adamım gelsin anlayışıyla yapılan atama ve işe alımlar.
Denetimin göz ardı edilmesinden kaynaklanan birtakım sorunlar. Bkz: Bakanlıkların temin firmalarına denetimsizlikleri sonucu bugün olduğu gibi elektrik, doğalgaz krizi, hayat pahalılıkları.
Geçenlerde Eski Genel Başkanım, şu an AK Parti’nin iki Genel Başkan Vekili'nden biri olan Sayın Prof. Dr. Numan Bey’in televizyon programındaki şu sözü çok düşündürücü ve manidar;
“Evet, bir sıkıntı var. Bir geçim derdi var. Ama vatandaş bunu bizlere söylüyor. Ama çözerseniz yine sız çözersiniz diyor”
Buradan anladığım kadarıyla « Bakın, bizden vazgeçmeyin. Çözersek yine biz çözeriz » mesajını vererek AK Parti’ye karşı milletin yaşadığı güven sorununa cevap olmak. Evet, böyle bir güven sorunu yaşandığı doğrudur. Ama çözümü icraatla gözükür.
Vatandaş siyasi partilere güven sorunu yaşamaktadır. Bu dönemde bu güveni veren siyasi parti, bir sonraki dönem iktidar partisi olmaya adaydır. Halkın yaralarını sarıp, halkı anlayan, rahatlatan parti, diğerlerinden kendini bir adım öne taşıyacaktır.
Satırlarıma son verirken sağlıcakla kalmanızı temenn
Güzel yazmışsın da