Değerli okurlarım,Yaşar Özsoy’un oğlu Hüseyin Özsoy’un sünnet töreni için ,Buldanın yüksek rakımlı,soğuk ve sis’in kışın yoğun yaşandığı Karaköy deyim. misafirperver insanların Beşiğidir Karaköy..Canayakın,samimi insanlardır. Her geleni misafir etmek için seferber olurlar..Ağırlarlar,yedirirler,içirirler.Gönlünü alır gönderirler. İşte bu şirin köydeki sünnet töreni için bulundum..Ahmet Tekeli,İbrahim Bal,Hasan Maden ,Ahmet Uzunoğlu kardeşimle sünnet yemeğini yiyoruz..Masamıza sık sık yemek kapları geliyor,içleri yemek dolu. Biri gidiyor,biri geliyor..Doyuncaya kadar yemek faslı devam ediyor . Üstüne çaylarımızı yudumluyoruz..Köyümüzün delikanlısı İbrahim Bal’ın evine konuk oluyorum..Çay ikramı yapılıyor..Köyü dolaşıyoruz..Kahveleri oturuyorum..Köylülerle keyifli bir sohbet yapıyorum. Karaköy de bana karşı inanılmaz bir sevgi var..Herkes elimi sıkıyor,halimi –hatırımı soruyor. hoş geldin diyor..Allah sevenlerimden razı olsun. Bu kadar sıcakkanlı insanların arasında vaktin nasıl geçtiğini anlayamıyorum.Bir bakıyorum hava kararmış.Akşamın buz gibi soğuğu.Yağmur da başlıyor.. Dönüş vaktim gelti-çattı.Ahmet Tekeli kardeşim,evinin önünden arabasını getiriyor.5 dakika sonra aracın içindeyim. İbrahim Bal ve toplam 5 kişiyiz. Yolda 50 metre ilerliyoruz ..Yoğun sis,aşırı yağmur yağıyor..Sanki gök yarıldı..Her taraf simsiyah İnanılır gibi değil..Zifiri karanlık..Aracın farları yetmiyor..Anca 2 metreyi aydınlatabiliyor.. Kaptanımız Ahmet Tekeli yolları avucunun içi gibi biliyor.Ağır ağır ilerliyoruz. Yolun sağı da,solu da uçurum..Dik yamaçlar..Camdan şöyle bir yana bakıyorum..Uçurumlar.. Bildiğim tüm duaları içimden okuyorum..Sağ-salim varmak,kazadan –beladan korumak için. Arabanın içinde elimde havlu ,sürekli aracın ön camını siliyorum..Müthiş bir buhar içerde.. Kaloriferi kapattırıyorum.Camların bir bölümü açılıyor..Bu esnada havlu elimde sürekli ön camı silmeye devam ediyorum..Aracımız kenarlara gelince yüreklerimiz ağzımıza geliyor..Ahmet abim,ağır ,ağır diye sürekli telkin ediyorum..”Peki abi “diyor..İbrahim Bal kardeşim,”Ahmet arabayı durdur “diyor.. Aracımız duruyor..Eline aldığı havlu ile aracın ön camını dıştan dipten-tırnağa siliyor. Aracımız tekrar hareket ediyor..5 metre gitmeden tekrar aracın ön camından yolu göremiyoruz. Aracın silgeç’i ise sürekli çalışıyor..Yollar ise kıvrım kıvrım. Türlübey ışıkları karşıdan görünüyor..Şükürler olsun Türlübey deyiz..Orada nisbeten sis daha az. Yağış devam ediyor.Ne varki Türlübey’in de yolu çok kötü..Dolambaçlı,dar yollar. Bu köylerimizin kaderi böyle yollar olmamalı.. Çile-sıkıntı-endişe- dolu yolculuğumuz Alacaoğlu köyüne kadar devam ediyor.. Ben ne yalan söylüyeyim..Sürekli 3 kulhuval,1 elham okuyorum..Başka çarem de yok. Araç kaptanımız Ahmet Tekeli ye sürekli moral veriyorum. Dikkatli ve çook ağır gidişimiz le Buldana 2 saatte varıyoruz. Santral garaja vardığımızda 2 saatin geçtiğini anlıyorum..28 kilometrelik köy yolu nu bu kadar zamanda geçebildik. İnanılmaz virajlar,inanılmaz dar..Her an ölümcül bir trafik kazası yaşanabilir. Karaköylü ve Türlübey li mucize şekilde hayatta yaşıyor.Bu yolların başka izahı olamaz. Şimdi Denizli valimizden ,Denizlili vekillerimizden ricam şudur..Karaköy yolunu yeni baştan mutlaka yapınız.Bu yol 40 yıl önce yapılan yol.İhtiyaca cevap vermiyor. Karaköylü insanlara günün şartlarına göre geniş-virajı çok az olan yeni ,modern bir yol yapılmalıdır. Bu insanlara Türkiye cumhuriyetinin vatandaşı olduğu hatırlatılmalıdır.. Karaköy lü, Batı da Doğu yu yaşıyor..Bu insanlar 4 ay çalışıyor,8 ay yatıyor..İşsizlik-ekonomik sıkıntı diz boyu..İş sahasının açıldığı,üretimin yapıldığı Karaköy arzuluyorum.. Denizlili tekstil fabrikalarının gözünü Karaköy’e çevirmesini bekliyorum. İstanbul da bulunan dev tekstilci Buldanlı hemşehrilerimizin gözünü Karaköy’e dikmesini bekliyorum. Ölümcül trafik kazalarının yaşanmaması için bu çağrıma yetkililerin duyarlı olmasını istiyorum. Sevgi ve saygılarımla.