EYVAH ÇOCUĞUM BÜYÜYOR
Halil YOLDAŞ
Değerli Anneler ve babalar;
Hızla akıp giden zaman içinde canımız dan çok sevdiğimiz çocuklarımız her alanda gelişen teknolojik ve sosyolojik olayların etkisi altındadırlar.
Bizler Anne ve babalar olarak onları iyi yetiştirebilmek ve hayata güçlü hazırlayabilmek için
Kendimizi eğitim ve öğretim konusunda yenilemeliyiz.
Doğru bildiklerimizi tazelemeli, yanlışlarımız varsa doğrularını öğrenmeliyiz.
Çocuklarımız sürekli bir büyüme ve değişme içindedir ler. Bunlar Bizim çocuğumuz olsa da sizden bizden ayrı bir kişilik geliştirmektedir.
Onları tanımaya ve anlamaya çalışmalıyız.
Çağımızda Sosyal medya etkisinde yeni bir nesil yetişiyor olmasına rağmen yinede, gerçek ve sanal alemdeki gördüklerinden duyduklarından çok etkileniyor.
Çocuklar ve gençler, yaşamı deneme ve taklit yoluyla öğrenir.
Ona ayak uydurmakta zorluk çekebilirsiniz.
Onları oyunda, arkadaşlıkta ve uğraşlarında denetimli bir özgürlük verin.
Onları her yerde ve her zaman koruyup kollamayın. Onlar çorcularınız diye hangi yaşta olursa olsun şımartmayın.
Her istediğini istediği zaman elde edemeyeceğini onlara öğretin
Onlara, yerli yersiz söz vermeyin. Sözünüzü tutamazsanız sizlere olan güveni azalır.
Çocuklarımıza kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyelim.
Yanlış davranışlarında ve birlikte koyduğumuz kurallara uymadıklarında onu mutlaka sınırlayalım.
Belirlenen ve onlara öğretilen kurallar ve yasakları ona, “Aile kuralı” olarak benimsetelim.
Ona karşı tutarsız davranışlar sergilemeyin. Çünkü onlar, tutarsız davranışlarınız karşılığında hem bocalar hem de onlardan yararlanırlar.
Çocuğunuza sürekli nasihat etmeyin.
Çocuklarımız nasihatlerimizden daha çok davranışlarımızdan etkilenirler.
Yanlış yapmaktan korkmayın. Çünkü çocuklar, bunları çabuk unutur.
Anne ve Babalar olarak birbirinize karşı saygı ve sevgiyi koruyun.
Aranızda saygı ve sevginin azaldığını görmek onları yaralar ve sürekli tedirgin eder.
Çocuklarınızla çok konuşup çok bağırmayın. Çünkü onlar yüksek sesle konuşulanları pek duymazlar.
Yumuşak ve kesin sözler, onlarda daha iyi iz bırakır.
“Ben senin yaşında iken....” vb. sözlerle asla kulak asmazlar.
Kendinizle özdeşleştirmeyin. Onları olduğu gibi kabul edin. Yanılma payı bırakın.
Küçük yanılgılarını büyük suçmuş gibi başına kakmayın.
Korkutup, sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak usandırmaya çalışmayın.
Yaramazlıkları için onları kötü çocukmuş gibi yargılamayın.
Yanlış davranışları üzerine durarak düzeltin. Ceza vermeden önce mutlaka onu dinleyin. Suçunu aşan cezalar vermeyin.
Onu dinleyin. Çünkü öğrenmeye en yatkın olduğu anlar, soru sorduğu anlardır.
Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun. Gerçekleri söyleyin. Soru sorma şevkini kırmayın ve özenle cevaplandırın.
Onların, yeteneklerini tanıyın ve onun üstünde işlere zorlamayın, başarabileceği işler için onları motive edin. Ona, güvendiğinizi belli edin, onu destekleyin ve çabasını övün.
Onu başkalarıyla karşılaştırmayın, umutsuzluğa kapılmasın.
Yaşının üstünde olgunluk beklemeyin.
Öğreteceğiniz kuralları önce siz iyi öğrenin ve onu nasıl öğreteceğinizi kavrayın sonra çocuklarınıza öğretin.
Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın.
Öğrenmesi için zaman tanıyın. Dürüst davranmadığı zaman, çok fazla üstüne gitmeyin.
Onu, yalan söylemeye sevk etmeyin.
Sizi çok bunaltsa da soğukkanlılığınızı yitirmeyin. Kızabilirsiniz, ama onu aşağılamayın.
Yoksa o da sizi yabancıların yanında güç duruma düşürebilir.
Çocuğunuza karşı haksızlık ettiğinizi fark ettiğinizde, ona açıklamaktan korkmayınız.
Açıklamalarınız, sizi ona daha çok yakınlaştırır.
Bunu zayıflık olarak görmeyin ve kullanmasından korkmayın.
Unutmayın ki, çocuğunuz sizi olduğunuzdan daha iyi görür. Kendinizi ona karşı yanılmaz ve erişilmez olarak göstermeye çabalamayın.
Ondan “örnek çocuk” olmasını beklemeyin.
Çünkü o, sizden kusursuz olmanızı beklemiyor. Sevecen ve anlayışlı olmaya çalışın.
Çocuklarınız, dövüşür, atışır veya kavga edebilirler
Kavgayı önleyemezsiniz belki ama onunla baş etme ya da daha aza indirmek sizin elinizdedir.
Kavganın gerçek nedenini bulmak için ailenizi çok iyi tanıma ve bunlara çözüm bulmaya çalışmalıdır.
Çocuklarımız kavga ettiği zaman hakemlik yapmayın, “kim başlattı” vb. sözlerle tartışmanın içine girmeyin.
Onlara kavgalarla baş etme sorumluluğunu verin. Aradan çıkın, onların sizi kullanmasına izin vermeyin.
Ancak olayın kötüye gittiğini hissettiğiniz durumlarda araya girin.
Unutmayın; olayın ne kadar dışında kalırsanız çocuklarınız da kendi aralarındaki anlaşmazlıkları çözmede o kadar yaratıcı olacaklardır.
Çocuklarımız kendi sorunlarını kendileri çözümleyebildikleri zaman sevgileri ve kardeşlik bağları arkadaşlık duyguları daha kuvvetli olacak ve doğal galişme sürecine girecektir.
Bu arada kardeşlerin birbirlerine sevgilerini gösterecekleri ortamları oluşturun.
Çocuklarınız, zaman zaman şiddet duygusuna kapılabilirler. Bunu engelleyemezsiniz. Ama şiddet davranışlarını engelleyebilirsiniz.
Bunun için çevreyle ilişkilerinde şiddet hareketlerine sapmalarını engelleyecek kurallar koyun ve bunları ödün vermeden uygulayın.
Şiddet duygularını bastırmayın, duygularını size dökmesine fırsat verin.
Konuşarak anlatarak onu anladığınızı gösterin .Sorunlarına çözüm aramaya gayret ettğinizi anlamasını sağlayın.
Böylece onları rahatlatmaya çalışın.
Bu uygulama İçten içe şiddet ve nefret duygularının gelişmesini engeller.
Çocuklarımıza kitap sevgisini, küçük yaşlarda kazandırmaya çalışalım.
Çünkü insanlar çocuk yaşta elde ettikleri alışkanlıkları 70 yaşında bile devam ettirirler .
Kitapların bizim için ve çocuklar için en iyi dost ve arkadaş olduğunu unutmayalım .
Okumak; düşünerek, benimseyerek, özümseyerek bireyin hayat görüşünü belirler. Çocuklarınızın sevgi, dostluk, barış ve iyi değerleri içeren konulu kitapları okumasını sağlayın.
Vurdulu, kırdılı, ezberciliğe dayanan, kin ve nefret içeren kitaplardan ve filimlerden uzak tutmaya çalışalım.
Unutmayalım ki EĞİTİM AİLEDE BAŞLAR.
Halil Yoldaş
16.Aralık 2019