28 Şubat: Tankların Kardelenlerin Üzerine yürütülmesi
Kendimi bildim bileli; Şiddet, kaba kuvvet, zorbalık, vb. duygu ve uygulamalardan nefret eder, tatlı dil, Güler yüz, Güzel konuşmalara, Tebessüm dolu bakışlara hayranlık duyan bir yapım var. Düşüncelerine katılmasam da, saygı ölçüsünde dinlemeyi tercih ederim. Düşüncesine katılmadığım insanlarında söz haklarını saygı ölçüsünde ifade etmelerini savunmayı bir görev olarak bilirim.
Her 28 Şubat tarihi geldiğinde Milletimi temsil ettiğine inandığım DEVLETİMİN yönetimini işgal eden bir güruhun, Kültür ve inancımızı kuşanmaya gayret eden, KARDELEN misali bir gençliği ve bu gençliğe PERDEDAR olan toplulukların üzerine tankları sürme saldırılarını hatırlarım.
12 Eylül darbesinden sonra, ülkemizde yaralar iyi kötü sarılmaya başladıktan sonra, artık birdaha darbe olmaz! diyenler çoktu. Ama hep içimde, bir toplulukta, Zalimler, Hainler, Münafıklar ve Mürailerin olduğu müddetçe her zaman ve mekânda darbe olabilir inancı vardı içimde ve nitekim oldu.
Milletimiz, 1960,1980 darbelerinin etkilerini bizzat yaşayarak tecrübe etmiştir. Gerçi 1960 ve 1980 darbelerine hazırlıksız yakalanmış ama 28 Şubat darbesinin uygulamalarına Ülkemin her yerinde direnebilmiştir. O deneyimle 15 Temmuz Hain Feto darbe girişimini Yüzlerce ŞEHİTLER ve GAZİLER vererek önleye bilmiştir.
28 Şubat darbesi, İslam düşmanı, Hıristiyan ve Yahudi batı hayranı bir güruhun, DARBE ortamlarını hazırladıktan sonra. Milletimizin göz bebeği Ordumuzun Yönetim kademelerini işgal ederek, Milletimizin kültür ve inancını yeniden yeşertmeye çalışanların başını ezmek için yapılan POST MODERN DARBEDİR.
28 Şubat Girişimleri, Batının kendi Kültürü ve değerleri ile yetiştirdiği İnsanların ve örgütlerin “Cumhuriyeti ben kurdum, ben bilirim, gelirlerinizi ben pay ederim, var dersem var, yok dersem ben yok ederim '' iddiası, aslında, Vatanımız ve insanımız için kurgulanmış bir emperyalist plan ve programın uygulanmasıdır.
28 Şubat Buğdayı ekip biçip, ekmeği yoğurup fırında pişirdiği halde, ancak payına düşen tayınla idare etmiş olan bu aziz milletin; ''biz de varız ve işte buradayız'' dediği için suçlu görülerek ve cezalandırarak hizaya konmak istenmesidir.
28 Şubat. Evladını şehit vermiş başı örtülü anneyi, evcil hayvanlarla bir tutarak, ''başı örtülüler ve evcil hayvanlar giremez “ tabelasını, kamusal alanların kapısına asabilenlerin darbesidir 28 Şubat. İmam Hatip Liselerindeki başörtülü 13 yaşındaki kız çocuklarının üzerine keskin nişancı göndermiş adamların yaptığı, kirliden daha kirli, toplumun her zerresine kadar sirayet ettirilmiş bir darbedir.
28 Şubat ta En zayıf halktan, en dayanıklı savunmanın nasıl çıkabileceğinden örnekler vardır. Çeliğin ipeği kesemediğinden, İnancın mahrumiyetlere nasıl göğüs gerebileceğinden örnekler vardır. Buzulların ve karla kaplı tarlalardan KARDELENLERİN tekrar gün yüzüne çıkarak filizlendiğinin örnekleri vardır. 28 Şubat daha bunun gibi birçok hakikatin örneklerine şahit olmuştur.
Türkiye'deki darbeleri tamamı ABD/Pentagon yapımıdır. Darbelerde taşeronlar değişmiş, ama patron hiç değişmemiştir. ABD ve emperyalist güçler “Para her kapıyı açar” inancında olanların var olduğu toplumlarda, taşeronlar bulmakta zorlanmamıştır.
28 Şubatın üzerinden 24 sene geçmesine rağmen, bugünden geriye baktığımızda sadece belli bir kesimin değil, çeşitli sebeplerle milletimizin üzerinden geçen ve maddi, manevi zararlar veren bir silindir gibi geçtiğini görüyoruz.
Velhasıl 28 Şubat bir post-modern darbeydi. Türkiye’de pek çok insanın bedel ödemesine sebep oldu. Milli irade üzerine vesayet odaklarının ekonomik, siyasi, askeri ve hak-hukuki yönden çöktüğü bir dönemdi. Milletimiz MADDİ MANEVİ çok ciddi bedeller ödedi. (Özellikle Bizim yaş gurubu). Çocuklarımıza İnancımızı öğretmede, İş hayatında inancımızı yaşamada, rızkımızı helal yollarla kazanmada büyük zorluklar yaşadık. Sokakta gezen her ferdin hissettiği bir dönemdi 28 Şubat. Üniversitedeki öğrencisinden, kamu veya özel sektörde çalışanlara kadar; onun dışında siyasilerin kapatma davasıyla siyasetten uzaklaştırılmaları. O zaman İstanbul Belediye başkanı olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın bir şiir okumasıyla hapse girmesi (vb) Bunların hepsi 28 Şubat dönemindeki vesayet odaklarının Türkiye’ye, kendi manevi inanç köklerine dönüşünün önünü kapatmak için yapılmıştı ve oldukça yoğun çileler çekilen bir dönem oldu.
Ama bu dönemden Türkiye ağır bedeller ödese de çok şükür, 28 Şubat girdabından çıktı. Darbeyi yapmaya çalışanlar ‘Bin yıl sürecek’ diyorlardı ama bin gün bile sürdüremediler elhamdülillah.
Bundan sonra artık darbe olmaz diyenler şunu hiç unutmamalı. İçimizde Zalimler, Hainler, Münafıklar, işbirlikçiler ve Mürailer oldukça, her zaman ve mekânda darbe olabilir.
Dikkatli olmalıyız “PARA HER KAPIYI AÇAR” Sözüne inanlar olduğu müddetçe kendi evinin kapısını para, makam, Şöhret ve şehvet karşılığı içerden açan hainler her zaman olur ve olmuştur. Atalarımız ne güzel söylemiş. “ SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ” ve “BİR MÜSLÜMAN AYNI DELİKTEN İKİ DEFA ISIRILMAZ”. Şimdi bir düşün, aynı delikten, aynı yılan tarafından kaç defa ısırıldın. Milletim uyan artık sabah oldu. “Namaz uykudan hayırlıdır.”
[email protected] 27.Şubat 2021