Hey dünya hey! iyi ki çoğunuz o eski karanlık Türkiye’yi yaşamdınız. O ceberut devlet yönetimini yaşayan birileri sağınızda solunuzda varsa bu günün özgürlük düzeyini onlara sorun bence.
Bir parti silahlı bir örgütün siyasi versiyonu olacak ve bir gazete de bu partinin süper yandaş medyası olarak yayın yapacak ve devlet ikisine de katkı verecek, kolaylık sağlayacak, kimin aklına gelirdi. Buna rağmen bu mahallenin adamları hürriyetten şikayet edecekler. İşte HDP, işte Yeni Yaşam gazetesi.
Manşetlerini inceledim;
Pervin Buldan, Abdullah Öcalan ile görüşme lazım diyor.
Devlet bir defa hata yaptı, Öcalan ile görüştü. Çözüm süreci başlattı. Ama oyunun ortasında HDPKK tarafı oyun bozanlık yaparak öz güvenlik gücü ve öz yönetim taleplerini dile getirdiler. İki yılda silahsızlanma %15 gibi cüzi bir oranda yapıldı ve süreç akamete uğradı. Onlara sorsanız Hükümetin süreci yürütmediğini size söylerler.
Çukur Hendek mücadelesi ile savaşın şehirlere taşınması da Öcalan’ın talimatıyla oldu. Çukur siyaseti başlamadan aylar önce bu mücadele tarzının talimatını içeren 17 maddelik emirname bir vesile ile elime ulaşmıştı, doğrusu bana inandırıcı gelmemişti, ama maalesef olan oldu. Bütün bu olup bitenlerden sonra hangi umutla Öcalan ile görüşülebilir?
Evet Devlet süreci durdurmak durumunda kaldı, yine başlatmalı ama muhataba gerek yok, eksikleri tamamlasın yeter, ne yapacakları zaten belliydi.
Her fırsatta Barış ve huzurun mimarlığını yapan Reisi diktatör diye eleştireceksiniz, ülkeyi daha rahat idare etsin diye destek olacağına köstek olacaksınız ve siz çözümün paydaşı olacaksınız, akıl alır mı?
Anayasanın 42.maddesi ile 66.maddelerini düzeltsin gerisi kendiliğinden gelir. Bunun için de birileri ile masaya oturmasına gerek yok, hele ki Öcalan gibi İlahi Öğretiden habersiz olan biri ile hiç gerek yok.
Başka bir manşet Binali Yıldırım Kürtlere şirin görünmeye başladı. Tabi başlık böyle değil ifade aynen şu: “AKP sıkıştığı için Kürdistan’a saldırdı”
Binali Yıldırım zaten şirindi ne diye kendini şirin göstersin. Ak Parti döneminde yapılan iyileştirmelerin hepsinde onun da payı vardır. Ayrıca Bay Ekrem Karadeniz bölgesinin muhtelif şehirlerinde miting yapıyorsa Binali bey de Diyarbakır’a Şanlıurfa’ya gelmişse, “hoş gele, sefa gele” demek lazım değil mi?
Binali yıldırım; Kitabımız Kur’an, Dinimiz İslam, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Kıblemiz Kabe deyince birilerinin gözüne mi battı. Bu değerlere inanmayan biri iç barışımıza zerre kadar faydası olur mu? Maalesef Buldan ve arkadaşları bunu anlamazlıktan geliyorlar.
Ayrıca “birinci Mecliste Kürdistan mebusu da Lazistan mebusu da vardı” demesi birilerini kudurttu galiba. Birileri çatlasa da, patlasa da artık Türkleri seven Kürtler, Kürtleri seven Türkler her geçen gün artıyor.
Başka bir manşet “bireysel katliam var” diyor, Efendim son 4 yılda 1760 kadın cinayeti işlenmiş bunların 1338 tanesi ateşli silahlarla işlenmiş cinayetlerdir. Burada verilen ruhsatlı silahların payı var deniliyor. Aslında bu tür ölümlerin asıl mesulü HDP zihniyetidir. Selis kadın evleri ile Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine, kadın erkek arasını sözde eşitlik kavramı ile ne kadar bozduklarına baksınlar bence.
Her fırsatta diyorum hayatın bazı alanlarında Kadın, bazı alanlarında Erkek birincidir. Eşitlik olmaz onun yerine Adalet kavramının için doldurmak gerekir, maalesef ağababaları öyle istiyor diye illa eşitlik diyorlar.
Kürtçeye mezarda bile yer yok vs. Yahu bunların Kürt ve Kürtçe kelimelerini diline almaya hakları dahi yok. Bunlar CHP dostları, sinsi ve bilinçli politikalarla Kürt gençlerini inanç ve kültürlerinden kopardılar, Kürtlere verilen hakların gecikmesinde de rolleri azımsanamaz.
Çünkü seküler Kürdün hayata ne sıkıntı vereceğini bilemezsiniz, sağı solu belli değil, bağlı olduğu bir değeri kalmamış. Devlet ne diye onu Kürt olarak kabul edip, muhatap kabul etsin.
İki kelime Kürtçe konuşmakla Kürt olunmaz, insani değerlerle Kürt olunur. Din giderse, Namus giderse, Sadakat kaybolursa, geriye Kürtlükten ne kalır? sıfır elde bir şey yok, ayrıca birilerinin konuştuğu Kürtçenin de dil alakası kopuk.
Demem o ki hak ve özgürlük alanımızı bu kadar geniş tutan Ak Parti iktidarına bir derece destek verelim. Vatandaşlarıma da tavsiyem şudur eğer birileri barış ve huzur meselelerinde Erdoğan’a destek veriyorsa biliniz ki bu memleketin hayrınadır. Ona karşı acımasızca saldırgan davranıyorsa biliniz ki barış huzuru istemeyenlerdendir.
Türkiye’de iyi niyetli bir iktidar var, başka ülkelerde bulunmayacak kadar özgürlük var, adil gelir dağılımı konusunda bir sıkıntı yaşanıyor onun da telafisi mümkündür bence. Bir de adalet mekanizmasında bir gevşeme gözüküyor ama bunlar aşılmayacak sorunlar değildir.
Ben evelsi gün yeni yaşam gazetesini alınca bayi şaşırdı ve dedi ki “Dikkatli ol seni götürürler ha” ben dedim ki kimin ne hakkı var bana sıkıntı vermeye, madem yasal bir basın organı benim de alıp okumaya hakkım var,
Sonra dedim ki ben manşetleri hakkında eleştirel bir yazı yazacağım, bu defa dedi ki; “Aman dikkatli ol, sana sıkıntı vermesinler.” Ben yine dedim ki HDP bu sivri siyaseti yapabiliyorsa ve Yeni Yaşam gazetesi bunları kamuoyu ile paylaşma hakkına sahipse benim de eleştiri hakkım olacak/olmalı.
Başımıza ne geldiyse bu korku havasından geldi. Yeri gelir “Doğruya doğru, yanlışa yanlış” demiyoruz ve kirli politikanın ömrü uzuyor.
Daima doğrulardan yana olmak dileğiyle.