1972 Nevşehir Kozaklı doğumlu olan Prof.Dr.Mehmet Karakoç Karbük Üniversitesinden Dicle üniversitesine Rektör olarak atandı. Her ne kadar dışarıdan gelse de aslında Uzmanlık süreci de dahil yaklaşık 25 yıldır Dicle Üniversitesinde olup, poliklinik çalışmalarından tutun Tıp Fakültesi Başhekim yardımcılığına kadar muhtelif vazifelerde bulunmuş ve an itibariyle on ay kadardır Karabük Üniversitesi Tıp fakültesi Dekanlığından Dicle Üniversitesi Rektörlüğüne atandı.
Diyarbakır'dan evli olması da bu şehre bu üniversiteye bağılığını arttırıyor galiba. Yaptığım araştırmaya göre genç ve dinamik yapısıyla sahip olduğu tecrübe ile üniversitemize çok şey kazandıracağına eminim.
Aslında Dicle Üniversitesinin Rektörlüğüne Prof.Dr.Kadri Yıldırım biçilmiş kaftandı, ama gel gör ki böyle şahsiyetlere nerdeyse devletin yetkili makamlarının kapısı kapalı gibi. Rektörümüz onu yardımcılığına getirebilirse fevkelade isabetli bir iş yapmış olur diye düşünüyorum.
Neyse ah of çekmek insana enerji kaybettirir. Karakoç’un atanmasını hayırlı ederken bir vatandaş, bir emekli eğitimci ve kendi ölçülerinde bir düşünce adamı olarak ondan bazı taleplerim olacak.
1-İlk açıklamasını “Kürtçe tez yasağı getirildi” diye lortada dolaşan haber hakkında tekzib içerikli bir beyanatla sesini duyursa iyi olur diye düşünüyorum. Şöyle ki;
“Efendin tez yasağı da ne oluyor? Doktora programlarımız dahi devam edecektir, bu alanda geleceğin akademisyenlerini yetiştirmek Dicle Üniversitesi olarak bizim görevimidir. Zaman içinde Kürmanca/Zazaca alanında ilmi ve kültürel çalışmalar yapmak üzere bir an evvel Kurdoloji bölümünü de açacağız.
Ülkemizde konuşulan en önemli ikinci dil olan Kurmanciyi/Zazacayı bilinmeyen dil olmaktan çıkarmak boyun borcumuzdur.”
Şeklinde bir beyanat bekliyoruz.
2-Dicle Üniversitesinde Ortadoğu Enstitüsünü kurarak bu alanda bir farkındalık oluşturup, bu bölgede neler olup bitiyor? Yerinde tesbit edecek araştırmaları yapmak ve faydalı politikalar üreterek hükümete yol göstermesini bekliyoruz.
Buyur Prof.Dr.Hüseyin Şeyhanlı ve Prof.Dr.Oktay Bozan ve Prof.Dr. Bahar Burhan Doğan gibi gelecek vadeden taze kan beyinler ve daha niceleri bu tür çalışmalara katkı verebilir.
3-Aile akademileriyle, gençlik akademileriyle bir yıl zarfında toplumun hemen hemen tüm kesimleriyle selamlaşarak toplumsal huzura bir katkı vererek, nitelikli vatandaş yetiştirme adına bir katkı yaparken ailelerimize bir yandan huzur kazandırırken diğer yandan aile içi şiddetin minimize olmasını sağlanabilir.
4-Arada bir akademik personel üzerinde memnuniyet anketleri yaparak kendi başarısını ölçerken, diğer yandan öğrenciler ders notlarını öğrenirken önce dersin hocası hakkındaki anketi doldurduktan sonra ancak notlarını görebilmelerini sağlayarak hocalara yılda dört karne düzenleyebilir. Bu şekilde işini iyi yapan, başarılı, azimli hocaları tespit edip ön plana çıkarabilir, ödüllendirebilir.
5-Yılda en az bir defa üniversitede TASAM ile işbirliği içinde Uluslararası Ortdadoğu Kongresini yaparak, çıkan sonuçları kamuoyuyla paylaşmak, siyaset alanına bir yol haritası vererek bu yolda doğru politikaları geliştirilmesine katalizör oluşturabilir,
6-İlahiyat üzerinde şehrimizin dini açıdan durumunu ele alarak her öğrenciye bir köyün dini danışmanı projesiyle ehil talebeleri bu alanda değerlendirebilir.
Kur’an okumaktan açiz olup kendini müçtehit konumunda gören ya da ilahiyat talebesi olduğu halde namaz kılmayan kimselerin dosyalarında not bıraktırarak din alanında görev almalarını önleyebilir,
ilahiyat fakültesinin ezan saatlerinde ders saatinin boş olmasını emrederek, tasavvuf ve takva kavramları ile ilahiyat öğrencilerini tanıştırabilir.
7-İsteyen tüm öğrencilere ikinci üçüncü meslek edinmelerine imkan vererek, her öğrencinin an az bir dil öğrenmelerini sağlayabilir. İsteyen her öğrencisini işe yerleştirmek, serbest çalışmasını sağlamak için danışman hoca müessesini kurabilir.
8-Çalışkan, fedakar ve ehliyet sahibi dekanlar atayarak fakültelerimize bir nefes aldırmak, görevde olan çalışkan dekanlara da yolunuza devam edin, kolay gelsin dilekleriyle kendilerine güven verebilir.
9-Üniversitemizin huzurunu bozacak, dedikoducu, itikad karıştırıcı kimseleri yasal çerçevede belli bir eylem planı dahilinde üniversitemizden uzaklaştırmasını sağlayabilir.
10-Dicle üniversitesine büyük emeği geçmiş eski ve asli Genel Sekreteri Hacı Yılmaz’ı mümkünse tekrar görevine getirebilir mümkün değilse danışman olarak tecrübelerinden yararlanabilir.
11-Belli bir eylem planı içinde tüm fakültelerde birer toplantı yapıp bütün hocalarla yüz yüze tanışıp, telefonunu paylaşarak onlara güven vermeyi sağlayabilir, öyle ki hiçbir akademisyen “ben rektör hocaya ulaşamam” demesine fırsat kalmasın.
12-İl Milli Eğitimle iş birliğine giderek her okula bir akademisyen projesiyle eğitim öğretimize bir renk katabilir.
Zaman içinde umut verirse ve gerekirse bildiklerimizi köşemizde yazmaya çalışacağız. Dileğim o ki sayfası boş olduğu gibi yönetim tazı da boş olmasın.
Umut ediyorum ki bir gün vazifesi sona erse huzur içinde bu şehirden dualarla ayrılmasına zemin hazırlar.
Tekrar hayırlı olsun, başarılarılar dilerim.