24 Haziran seçimlerinde 6 bini bulan vekil adaylığına müracaat etti. Diyarbakır’dan 211 kişi 14 vekil adaylığı için müracaat etmişti.
Mülakatta komisyon başkanı Erol Kaya “Bu kadar kişi arasında neden sizi seçelim?” Sorusunu sorunca birkaç neden sıraladıktan sonra, dedim ki; “Kritersiz vekil aday adaylarını alırsanız halınız böyle olur, 6 liranın yanı sıra 6 kriteriniz de olsaydı, bu sayı 30-40 olurdu, siz de rahat bir seçim yapardınız.”
İşin ilginç yanı Diyarbakır komisyonunda ne şehrimizin il başkanı ne de il koordinatörü vardı. Demek ki bu işler iş olsun diye yapılıyormuş, ayrıca galiba siyaset güçlü bir Meclis de istemiyor. Halbuki bu sistemde Meclis ne kadar güçlü olursa sistem o kadar verimli işler, öyle ki yeni sistemde dar bölge seçim usulü ile vekiller seçilmesi lazım, liste yöntemi ile vekil seçilirse bu sisem yaralı kalır, ağır aksak işler.
Gelelim belediye başkan aday adaylığı baş vurusuna orada da kriter yok ilçe nüfusuna göre belirlenen para miktarını bulan müracaat etti. Burada yine bir oyun var, mülki amir karşısında zayıf kalacak bir başkan aranıyor galiba.
Bir kaymakamı atarken kılı kırk yarıyoruz da bir belediye başkan adayı seçerken neden kriteriniz yok?
Şu kriterlere dikkat edilseydi fena mı olurdu;
1-Askerliğini yapmış olmak,
2-Üniversite mezunu olmak,
3-Parti teşkilatlarında çalışmış olmak,
4-Evli olmak,
5-An itibariyle il ya da ilçe başkanı görevini işgal etmemek,
6-Zamanında müracaat etmek,
7-Seçim için moral motivasyon içerikli bir hikayesinin oluşu,
Siz bunları arttırabilirsiniz, eğer nitelikli bir belediye başkan adayı bir ilçede seçerseniz sizin kazanma ihtimaliniz artar, kaldı ki oylarınızın artması dahi siyasetten başarıdır.
İlginçtir Ak Parti Türkiye geneli genelde rekorunu kırarak 17 yıl iktidarda kalmayı başardığı halde Diyarbakır’da ilk seçimde aldığı oy oranını hiç yakalamayadı, üstelik düşüş üstüne düşüş yaşadı. Bunu analiz eden yok galiba.
Sünetüllah şudur ;işin gereğini yaparsanız verim alırsınız. İyi adaylarla sahaya çıkıp olağan üstü bir tempo ile çalışırsanız, ya kazanırsınız ya da oylarınızı arttırmış olursunuz. Bence ikisi de başarıdır.
Bir arkadaş anlatıyor belediye başkan a. adayları toplantısında kendisi okul müdürüyken İş-Kur aracılığı ile okulunda hizmetli olan bir bey efendinin de müracaat ettiğini fark ediyor. Bu kadar düzey farkı uçurumuna fırsat verirseniz, siyasetin kalitesi de düşer tabi.
Sonra şikayetler başlıyor,
*Meclisten nitelikli yasalar çıkmıyor,
*Vekil rant peşinde,
*Taşra bürokrasisine ehil kimseler atanmıyor,
*Belediyeler gerektiği gibi halka hizmet etmiyor,
*Bu ülkede aç ve açıkta kalan kimseler var, vs.
Partilerin üst yönetimleri siyaseti bu hale getirdi ve siyaset ucuz bir toplumsal faaliyet haline geldi.
Siyaset ucuz olmuş arkadaş, meclis ucuz, belediye meclisleri ucuz, belediye başkanlıkları ucuz, kimisi diyecek ki olur mu bu vazifeleri olmak için birileri para pul bile veriyor, ben de diyorum ki, işte ondan dolayı ucuz ya, bir makam para ile alınabiliyorsa o vazife ucuzdur.
Siz siz olun size hizmet edeceğine inandığınız adaya oyunuzu verin vicdanen rahat edin. Benden söylemesi.
Açıklaması ikinci bir tarihe ertelenen Diyarbakır ilçe belediye başkan adaylıkları inşallah isabetli bir değişiklikle karşımıza çıkar. Sosyal medyada ilçe adayları isimleri, ne derece doğruydu bilemem, ama kahır ekseriyeti hoşuma gitmemişti.
Haydi hayırlı seçimler.