Bu şikâyetler benim kalemim ile yazıya aktarılsa da aslında duyarlı vatandaşların ortak şikayetleri olduğunu unutmayalım.
Buyur bakalım vatandaşın şikâyeti neymiş?
*Televizyon dizi ve programlarımdan şikâyetim var,
Televizyonlarda öyle diziler oynatılıyor ki; inanç, kültür ve ahlakımızı ayaklar altına alıyor. Namussuz olmayı, kaçamak yapmayı, zinayı aşk olarak göstermeyi, namahremlerle elele, kucak kucağa olmayı bir marifet sayıyor, özendiriyor, teşvik ediyor.
Buradan haykırıyorum! bu özellikte bir nesil yetişirse ülkemiz silahsız, sopasız düşman işgaline girip, iç ve dış düşmana teslim edilmiş oluyor. Dolayısıyla ‘hain’ arıyorsanız, bu tür program ve dizilerin yayınlamasında imzası olanların ta kendileridir bence.
*TBMM’den şikâyetim var,
Meclis vatandaşların sorunlarıyla uğraşması gerekirken, kanun/yasa yaparken elin gavuru ne der? Düşüncesiyle hareket ediyor.
İstanbul Sözleşmesini kabul etmesinden tutun, 6284 numaralı yasaya kadar, İsviçre medeni kanunun kabulü dahil her biri başımıza bir bela ve Meclis buna bir çare getirmekten aciz, yada umursamaz durumdadır. Kimi adam boşadığı eşine 20 yıl nafaka ödüyor, Meclis bu sorunu çözmek için yasal bir düzenleme yapması gerekirken aval aval bakıyor.
*Külliyeden şikâyetim var,
Cumhurbaşkanımızın çok çalıştığı belli; Ülkemiz adına, İslam dünyası adına bir çok önemli çalışmaların altına imza atıyor.
Ama yeni sistemle birlikte kişisel haklar dışında kalan suçlara bir genel af getirip ülkeye sosyal bir huzur kazandırmasını bekliyorduk olmadı.
Ekonomi, Adalet, Sürekli eğitim alanında vatandaşlarla güçlü bir bağ oluşturma adına yapılacak çalışmalar bekliyoruz, bu konuda duyarlı vatandaş olarak sesimizi Reis’e ulaşamıyor.
İlginç bir örnek vermek istiyorum; Adalet Bakanlığı Hukuk kuruluna üye 47 Profesör, aralarında bir saygın üyeyi belirleyerek Cumhurbaşkanına bir şeyler anlatması için yetkilendiriyorlar, son basamağa kadar da kabul görüyor, ama müsaade onayını veren son kişi diyor ki; “Reis’e ne diyeceksin? Bana söylemsen müsaade etmem”, söylemek istediklerini ilgili kişiyle paylaşmayı kabul etmeyen muhterem hocamız görüşmeye alınmıyor.
Bu ne tuhaf bir durum! Cumhurbaşkanının ablukaya alan bu kimselerin derdi ne? Bunlar Reis’in bazı şeylerden haberdar olmalarından mı koruyorlar?
Külliyeden şikayetçiyim derken Reis’ten değil, etrafını kast ediyorum. Benim bildiği Reis bir Müslüman bana tuhaf gelen, O’na da tuhaf gelir. Ama kişi bildiklerine duyduklarına göre düşünür hareket eder. Bazı şeylerden haberdar olmadığına eminim.
*Bir bütün olarak siyasetten şikâyetim var.
Maalesef siyaset deyince;
Yalan,
Menfaat,
Adam kayırma…vb. anormal kavramlar akla geliyorsa, bunu bütün siyasetçilerin düşünmesi lazım.
Yönetim sanatı, problem çözme sanatı, huzur ve mutluluğa hizmet etme aracı olan siyaset, nasıl bu itici kavramlarla anılıyor, her partinin düşünmesi lazım.
Şimdi soruyorum siyasetçilere, şu konularda ortak gayeleriniz var mı?
*Ülkenin huzur ve selameti için
*Milletin mutluluğu ve refahı için
*Vatandaşa endeksli politikalarda
*İnanç, kültür ve tarihi değerler çerçevesinde çalışmalarda bir araya gelebiliyorlar mı?
Bu konuda her biri başka telden çalıyorlarsa, soruyorum şimdi bu siyasetçiler hangi hayırlı işi yapabilirler?
MHP/İYİ parti; Türk ha Türk,
CHP; sabah akşam Atatürk,
HDP; iş olsun diye Kürt de Kürt,
Ak Parti nerdeyse devletleşti,
Şikâyetim var arkadaş! Kim benim derdimi soracak?
Maalesef halımız perişan, bir bütün olarak şapkamızı önümüze bırakıp düşünmeliyiz, böyle gitmez!
Benden söylemesi