MUTLU YUVA DERNEĞİ FAALİYETLERİNİ PAYLAŞTI.
Yönetim Kurulu Başkanlığını Prof.Dr.Hasan TANRIVERDİ’nin yaptığı Kurulda Prof.Dr.Mehmet Coşkunsel hoca gibi saygın insanların da bulunduğu, Koordinatörlüğünü Mehmet Kaya’nın yaptığı Mutlu Yuva Derneği yaptığı çalışmaları kamuoyuna anlatmak ve hayır sever vatandaşları arasına katmak amacıyla kahvaltılı bir toplantı yaptı, Şeref Misafiri olarak da Dr.Senai Demirci’yi davet etmişti.
Mutlu Yuva çocuklarından birinin Kur’anı kerim okuyup, Grup Tillo’nun “ortağız bir namusa, sırt sırta vermişiz” dinletisiyle başlayan bu etkinlik, ilgililerin konuşmalarıyla devam etti.
MUTLU YUVA DERNEĞİNİ BİR AZ TANIYALIM.
Mutlu Yuva Derneği; Diyarbakır, İstanbul, Ankara, Bursa, Şanlıurfa ve Yozgat’ta 120 civarındaki evleriyle 700 kadar yetim barındırıyor.
Bu evlerde yaşayan çocukların pozitif ayrımcılık yapılıp, iyi okullara gitmesi sağlanırken, sosyal ve kültürel açıdan verilen destek ile günün şartlarına uygun bir tarzda yetişmelerine imkan sunuluyor.
“Hamiyet Aile“ projesi ile güvenilir ailelerle iş birliğine gidilerek çocuğa ekstradan bir güven kazandırılıyor.
Destek olmak isteyen vatandaşlarımız şu konularda kendilerine katkıda bulunabilirler;
Sosyal Destek fonu, Yetenek ve Beceri destek fonu, Psikolojik destek fonu, Çeyiz fonu ve benzeri alanlarda çocuklara yardımcı oluna bilir.
Bu dernek “Biz Büyük bir aileyiz” sloganıyla yetim çocuklara umut oluyor, onlara moral ve motivasyon veriyor. Siz de bu çalışmanın bir parçası olabilirsiniz.
SOSYAL DEVLET, YETİMLERİNE SAHİP ÇIKIYOR.
Prof.Dr. Hasan Tanrıverdi kısaca yaptığı selamlaşma konuşmasında “Sosyal devlet olarak, fakir ve muhtaçlarımıza sahip çıkmamız lazım ama özellikle yetimlerimizi daha iyi şartlarda yetiştirmemiz gerekir.
Aile sosyal politikalarımızın katkılarıyla “Mutlu Yuva” derneğimizin çatısı altında gücümüz nispetinde çocuklarımızın mutlu olarak yaşamalarını sağlamaya çalışıyoruz.
Hem size, hem Dr.senai Demirci beye bize zaman ayırıp, etkinliğimize katıldığınız için teşekkür ederim.” Dedi.
ARTIK YURT, YUVA YOK, SEVGİ VE HAYAT DOLU EVLERİMİZ VAR.
Aile sosyal Politikalar il müdürü Rifai Yıldırım özetle: “Genel müdürlüğümüz çocuklarımızın yetim ve kimsesiz çocuklar konusunda çok hassas olup mümkün olduğu kadar toplu yaşamdan imtina ediyoruz. Mümkünse yakınlarının yanında destek verip sahipleniyoruz.
Evlat edinme, Koruyucu aile, Kardeş aile gibi yetiştirme tarzına çok önem veriyoruz. Olmasa da ev tipi hayat tarzını tercih ediyoruz. Artık yurt ve yuva tipi barınmadan vazgeçtik.
Diyarbakır’da Mutlu Yuvanın üç evi var, bizim de 19 evimiz var. Bu tür evlerde gayet başarılı ve mutlu çocuklar yetişiyor. Umarım her geçen gün bu çocuklarımıza daha iyi bakacak, daha başarılı insanlar olarak hayata katkı vermelerini sağlayacağız” dedi.
Genel müdürlüğümüz bünyesinde 135000 civarında çocuklarımız var.”dedi.
DR.SENAİ BEN DE ANNESİZ BÜYÜDÜM.
Dr.Senai Demirci; özetle ve zımnen şunları dillendirdi:
“23 yaşlarında anne babalarının ayrıldığını, üç kardeş olarak annesiz kaldıklarını söyleyerek onun için annesizliğin ne olduğunu bilirim.deyip konuşmasına şöyle devam etti.
Köyümüzün büyükleri çocuklarını tembihlemişlerdi “aman Senai ve Kardeşlerine el kaldırmayın onlar yetim.” Bir sıkıntı başımıza gelirse çocuklar melekler gibi etrafımızda toplanır bizi korurlardı.
Ben annemi hep hayal ederdim. Babam bizi nere götürürse “belki annem oradadır” diye oraya varana kadar hep hayal ediyordum.
Annem olmadığı için ben şımarmayı naz etmeyi öğrenemedim.
ALLAH’IN SİZE VERMEDİKLERİNDE SİZİN İÇİN HAYIR VARDIR.
Uzun zaman Esmaül hüsna’da Allah’ın isimlerinden biri “Mani”dir manasına bir tevil veremiyordum. Mani, engelleyen, engellemekte ne hayır olabilir ki? hep merak ediyordum, engellemenin nesi hayırlı acaba?
Gün geldi şunu anladım “Allah sizden bir şey esirgiyorsa, sizin için hayırlı olan o dur.”
İNSAN HELVAYA TUZ KATMAK İSTER ALLAH BUNA MÜSAADE ETMEZ.
Meşhur Sadi Şirazi’nin “Bostan u Gülistan” adında bir kitabı var, yazdıktan sonra Mevlana’ya göstermiş Mevlana ona bir latife yapıp “bu tuzsuz…” biraz duraksadıktan sonra “…helva” demiş.”Tuzsuz helva” malum helvaya tuz katılmaz, ama bazen biz bu kadar ters bir şey dahi Allah’tan isteyebiliyoruz. Ama O bize hayırlı olanı veriyor.
İmam Ali(ra) diyor ki; “Ben Allah’ın bana her istediğimi vermeyişinden büyüklüğünü anlıyorum.” O İmam Ali ki Peygamberimiz onun için “Ben ilimin şehriyim Ali ise kapısıdır.” Demiş.
Sizden istirhamım olacak Nehcül Belağa’yı ilk fırsatta okuyun İmam Ali’nin çok manidar sözlerini orada görürsünüz.
HAZRETİ İBRAHİM GİBİ MERT OLALIM. VERDİKLERİMİZ BİZİ BULUR.
Siz Hz.İbrahim(as)’ıon kuşları gibi elinizdekini Allah için sarf edin ebedi hayatta o verdikleriniz gelir sizi bulur.
Muhterem dinleyiciler, Ahiret inancı o kadar hak ki, şu andaki yaratılmış halimiz karşısında Allah için daha kolay ve hakkal yakin.
İrademiz dışında bizi yaratan ve yaşatan Allah elbette ki çok daha rahat bir tarzda bizi diriltir.
HER İNSAN BİR İLAHİ PROJEDİR.
Mesela ben bir projeyim, ama projenin sahibi ben değilim Allah u Tealadır. Dolayısıyla bana ne vermişse “ey vallah” demek durumundayım. Çünkü ne vermişse, ne vermemişse hayır ondadır. Ben bilmem O bilir. Kim bilir annemi benden alması bana neler kazandırdı?
Siz de öylesiniz. Bize bu kadar değer veren, insan olarak yaratan ve ölümden sonra dirilten Allah’a ne kadar kulluk görevimizi yapmak azdır.
ALLAH’A KUL OLMAK EN BÜYÜK DEĞERDİR.
İmam Ali bir münacatında: “Allah’ın kulu olmam değer olarak bana yeter, Allah’ın Rabbım olması da en büyük onurdur benim için. Ya Rebbi beni madem kul olarak yarattım en iyi kullarından eyle”
Bizim de bu şuurla yaşamamamız lazım.” dedi.
Eyüphan KAYA