Muhammedi kimdir diye sorsanız? “Bu stresli ve sıkıntılı dönemde hak ve adalet adına doğrudan yana söz ve tavırlarıyla varlığını hissedebilen, takva ehli kimselerdir” derim.
Var mı böyleleri derseniz, evet var ham de çok var derim. ya Allah deyip, sabırla yoluna devam etseler kanaatimce Allah’ın inayeti, Hz.Muhammed’in şefaatiyle başarılı olurlar.
Yakından takip ettiğim, hasbelkader tanıdığım bir kaç ismi numune olarak paylaşmak isterim,
Kocaeli’nden Bahri Odabaşı,
Mardin’den Muhammed Şerif Öter,
Diyarbakır’dan Bahri İleri,
Üçünün de ortak yanı İş Adamları olmaları, İslam inancını özümsemeleri, söz sırası onlara geldiğinde haktan yana tavrını ortaya koymaları, daha ne olsun. Yani tam birer Muhammedi.
Üçü de çalışıp devletin hazinesine katkı veren, sivil insanlar olarak memleket için taş üstüne taş koyan, verimli, üretmen insanlardır.
Her üçü de vizyon sahibi, plan proje üretebilecek kapasitede ve yanında dosyaları var, bu memleket bu millet nasıl kurtulur diye elle tutulur uzgörüye sahiptirler.
Bu tür insanların konuşmaları, sesini yükseltmeleri lazımdır diye düşünüyorum.
İkisinin adı Bahri, Arapça bir kelime olan Bahri(Denizim)demektir. Gerçekten bakıyorum birer umman denizi gibiler, bazen istişare ediyoruz, her defasında bambaşka bir fikir, bir yenilik ile karşılaşıyorum.
Birinin soyadı İleri diğerinin ise Odabaşı. Dolayısıyla bu adları ve soyadları taşımanın bir bedeli var arkadaş.
İkisi de kendine üzgü öyle fikirleri var ki insanın aklı duruyor. Odabaşı diyor ki devlet bana fırsat versin 5 milyonluk istihdam ve yıllık 200 milyar dolarlık ihracat benden.
İleri ise, diyor ki bana müsaade edilse ben Diyarbakır’ın Lice ilçesini il yapar orayı bir cazibe merkezi haline getiririm, Doğu Güneydoğu bölgemizle ilgili projesini öyle bir anlatıyor ki, insan hayran kalıyor, neredeyse işsizlik sorununu kökten çözüyor.
Muhammed Şerif Öter kardeşimize gelince.
Birinci adıyla Muhammedi, ikinci adıyla Şerif, soyadıyla da yüksek sesle kendini ifade eden anlamında Öter sübhanellah daha ne olsun?
Muhammedi, hak ve adaletten yana bir duruş,
Şerif, bulunduğu şehri idare etme, sahiplenme,
Öter, icap ettiği zaman yüksek sesle hakkı haykıran anlamına gelmektedir.
Aslında bu üç değer bir araya geldiği zaman insanda müstesna bir kişilik olarak kendini gösteriyor. Ondan dolayıdır ki kamu adına nerde bir vazife varsa bu kardeşimiz oraya koşuyor.
Mardin küçük Millet Meclisini birkaç yıl idare etti, bu vesileyle MkMM aracılığıyla Mardin’in sesini TBMM’ye ulaştırıyordu.
63 dernekle oluşan Mardin Toplumsal Dayanışma Federasyonu(MTDF) başkanı olup bu vesileyle Mardin’in sorunlarına, Bölgenin sorunlarına, Ülke meselelerine her fırsatta sahip çıkıyor. Muhabbet ve güvenim de her geçen gün onun hakkında arttıkça artıyor.
Yazılarıyla, beyanatlarıyla gerektiğinde bazı hususi toplantılarda her fırsatta önemli meseleler üzerinde durup, çözümü için yol haritası sunuyor.
Bu yazının ilhamını Bahri İleri abimizle yaptığım sohbet esnasında yakaladım. Tabi yazının bu anlamda yazılması da onun için bir sürpriz olacak sanırım.
“Mardin’e Selam ver Ey Devlet” başlıklı yazımda Mehmet Şerif Öter beyin adı geçince, hemşerim Bahri İleri dedi ki, “tabi ki bir insanın adı Şerif, soyadı Öter olursa konuşması da arttık kaçınılmaz oluyor, konuşmaya devam etsin, bir gün işe yarar”, burada dahi o nüktedan vasfını gösterdi.
Netice itibariyle diyorum ki ey Muhammediler, ey Şerifler zaman şehrimize ülkemize sahip olma zamanıdır. Kendinizi küçük görmeyin, hak ve adalet adına sesinizi yükseltmeye çalışın.
Müslüman olarak hepimiz birer Muhammedi, şehirli olarak hepimiz birer Şerif adayıyız.
Zaman cesaretli olma zamanı,
Zaman hak adına sesimizi yükseltme zamanı,
Zaman Peygamberin izinde yürüme zamanıdır.
Başka bir yolu takip eden varsa hem dünyada, hem ukbada zarardadır bilmek lazımdır diye düşünüyorum.
Benden söylemesi
Gördüğümüz hakkı söylesek her şey yerli yerine oturacak.Allah hakkı görme basireti ve onu söyleme cesareti versin inşaallah.-Yazınız için teşekkürler.