İnsanlar bir umut bir heyecanla iki yıldır Malazgirt’e Cumhurbaşkanımızı dinlemeye gidiyorlar, ben de iki yıldır gidiyordum, peki hep böyle mi olacak? Bence burada bir şeyler dillendirip takipçisi olmak lazım.
Umutla gidip boş elle dönünce artık hanımın ağzına düştük, eşim diyor ki; siz bu kadar zahmete katlanıyorsunuz, aramızda fark yok siz de orada Cumhurbaşkanını dinliyorsunuz, biz de burada dinliyoruz, hem de daha rahat dinliyoruz ve devam ediyor “her sene diyorsun ki bu sene muhakkak Reis bir mesaj verecek Kürtler konusunda, gidiyorsunuz boş elle dönüyorsunuz” maalesef bu sene gelme fırsatım yok. Eğer bu konuda huzur ve selamet adına bir mesaj dile gelirse ne ala, ama gelmezse gerçekten Malazgirt zaferinin kutlanması israftan ve siyasi bir gövde gösterisinden başka bir şeye yaramamış olur, yavaş yavaş küçülüp, önemini kaybedecek.
Peki ne yapılabilir?
Bu programı daha verimli hale getirmek lazım. Özellikle Sultan Alparslan’ın Diyarbakır’dan Muş ovasına gelene kadar hangi Kürt beyi ile görüşmüş, hangisi kaç bin asker vermiş, skeç halinde programda canlandırmak lazım.
“Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” ifadesinin iflas ettiğine bu muharebe en açık örnektir. Malazgirt zaferinde karşıda Türk olan Romen Diyojen var, ama bu tarafta Sultan Alparslan’ın ordusuna katkı veren binlerce Kürt var. Buna vurgu yapmak lazım.
Bu iki ifade üzerinde durmak dahi ülkemizin barış ve huzuru için paha biçilmez bir katkı verecek. Katılımcıların %60-70’i Kürt olup bir umut bir heyecan ile oraya geliyorlar, çünkü ülkemizde kanayan bir yara var ve bu yaraya merhem olacak fırsatlardan biri Malazgirt’te yatıyor, bu hakikati dile getirmek gerekir.
Ayrıca Ahlat’taki Otağa en az üç gün ayırarak, bir günü bölgedeki kanaat insanlarına, ikinci günü ulemasına, üçüncü günü idari ve mülkü ekrana vererek, Reisimiz bölge hakkında birinci elden ciddi bir bilgiye sahip olacak ve sahip olduğu bilgi, belgeleri değerlendirerek ülke yönetimine değer katacaktır. Üstelik bölge insanı bölgenin yaşadığı sorunları zafer haftasına saklayarak bir umut taşıyacak ve yılda bir defada olsa Devlet Başkanının bizzat onu dinlediğini bilecek.
Zafer haftasından sonraki Cuma hutbesine Malazgirt ruhuna değinerek Kürt beyliklerinin buraya olan katkıları anlatılmalıdır diye düşünüyorum. Kürt’lerin tarihin akışı içindeki rolleri anlatılmazsa bu gün kullandığımız “Kardeşlik” kavramının içini hukuken dolduramayız.
İşte görüyorsunuz HDPKK tarafı olan vatandaşlarımız dahi siyasi çözümden yana tercihini yapıyorlar. Bir umut bir heyecan ile beklenti içindedirler, bunların beklentilerine bir an evvel cevap vermek lazımdır. Bunun da en doğru yeri ve zamanı Malazgirt zafer etkinlikleridir.
Merak ediyorum da yüzlerce, binlerce yazar çizer var. Bu dertli mesele benim gibi bir vatandaşa kalıyor, acaba onların akına mı gelmiyor? Yoksa bunu dile getirmeye cesaret mi etmiyorlar? Her iki durum da kötüdür kanaatimce. Bilmemek çok kötü, bilip de yazmamak çok çok daha kötüdür diye düşünüyorum.
Kendimi küçük görmüyorum, birilerinin adamı olmadığım için iktidarı bir trol tarzı ile destek vermediğim için bazı önemli medya organları tarafında görmezlikten geliniyoruz. Ulusal gazetelerde yokuz, reytingi yüksek Televizyonlara çıkamıyoruz. Dolayısıyla pek sesimiz duyulmuyor. Yine de sesimize soluğumuza destek veren medya organlarına müteşekkiriz.
Madem varlık yokluk mücadelesini yaşıyoruz, Beka meselesi gibi bir durumu yaşıyoruz, o zaman içeride ve dışarıda umut ettiğimiz her kim varsa onlarla selamlaşmaya gayret edip, gücümüze güç katmamız lazım.
Bunların başında da çeyrek asır öncesine kadar Kürt vatandaşlarımızın başına gelen sıkıntılardan dolayı özür dileyip, hak ve adalet adına gerekli adımları atıp daha emin adımlarla ilerlememiz lazımdır diye düşünüyorum. Tıpkı 2005 yılında Reis’in Diyarbakır’da Kürt meselesi ile ilgili konuşup gereğini yaptığı gibi.
Selam olsun Malazgirt ruhu taşıyan vatandaşlarımıza, bu manidar zaferi dillendirmeye karar verip kutlamaya, katılmaya zaman veren Cumhurbaşkanımıza, buna boyun eğer devlet aklına selam olsun.
Malazgirt Zaferinden Beklentim var! İnşallah hayra vesile olur diye dua ediyorum.
Selam ve selametle kalın.
cok gec anliyorsunuz.