Kamuoyundan Özür Diliyorum!
Başkanlık sisteminin gelmesi için çalışma çaba gösteren ülkemizin binlerce yazar çizerlerini sıralarsanız her halde ilk 100’e girenlerden biri ben olurum. Peki bunu yaparken derdimiz neydi? Tabi ki ülkemiz daha iyi yönetilsin diye bunu yaptık/yapıyorduk.
Sözlü, yazılı propagandanın yanı sıra her gün üçer dörtlükten ibaret bir şiirle 63 gün Başkanlık sisteminin faziletlerini halka anlatıyordum.
Hatta bu sistemi biat ile halifenin seçimine benzetiyordum. Aslında kullanılan her oy aynı zamanda seçilene bir süreliğine yetki verme adına biat sayılır zaten.Üstelik Halife seçilirken sadece erkeklerin reyi vardı burada kadınlar da rey kullanıyor.
Özellikle Meclisin Başkanın hükümetine karşı bir Denge Denetleme görevini görebileceğini halka samimi duygularımızla anlatıyorduk. Maalesef şu andaki haliyle halka anlattığımız gibi gitmiyor, Meclisin varlığı yokluğu hissedilmiyor, maalesef yalancı duruma düştük, dolayısıyla kamuoyundan özür diliyorum.
Bu haliyle giderse sistem bir kanadı kırık olarak, yarı ölü yaşar istenilen randımanı veremez. Çünkü Meclis “dar bölge” seçim yöntemiyle seçilen vekillerden oluşmadığı için vekalet görevini yaparken “halkın gözlerine nasıl bakarım” diye düşünmeleri yerine, liderlerinin vereceği işarete bakıyorlar.
“Şerefül mekani bil mekin”(mekan değerini oturanından alır) diye bir ifade var. Kaç vekil halka vekalet yapıyor ki, Meclis güçlü olsun.
Baksanıza bu toplumun dengesini bozan, her geçen gün sosyal sorunlarımızın artmasına, ailelerimizin dağılmasına neden olan İstanbul Sözleşmesini iptal etmek için vekillerden bir ses çıkmıyor. Farklı partilerden 50 vekil bir araya gelip parti yönetimlerini uyarıcı bir açıklama yapabiliyor mu?
Vekili bu duruma düşüren liste sıralı vekil seçimidir. Hem gelecekte listeye grip girmeme korkusu var, listeye girerse ilk sıralarda yer alıp almama endişesini taşıyorlar.
Dar bölge seçim usulünde, bir şehrin vekil sayısı kadar seçim bölgesi tespit edilir ve vekil adayı halkın ayağına giderek, yüz yüze tanışıp, vaatlerde bulunuyor ona göre oy istiyor, Meclise gittiği zaman yaptığı her çalışmayı seçmenin taleplerine, beklentilerine göre yapar memlekete geldiği zaman direk seçim bölgesine gidip halkla hemhal olur, kendisi vatandaşa randevu vermez tam tersine vekil halktan randevu alır. Filan gün size gelebilir miyim diye.
Devlet başkanı seçim yöntemine de kısmi bir ıslah gerekir, malum iki yada daha fazla aday yarışınca seçilen başkanın yanı sıra diğer başkan adaylarının da meclise girmesi yani vekil olması sağlanmadır ki mecliste daha rahat bir muhalefet yapabilsin.
Geçer seçimleri anımsayın Muharrem İnce %30 civarında oy aldı, ama vekil olarak meclise giremedi, halbuki başkan adayı aynı zamanda seçilebilir bir ilin listesinde birinci sırada yer almalı seçilemediği takdirde partisi meclise vekil gönderebilmişse vekil olarak meclise girip güçlü bir muhalefet yapabilmelidir. Buyur işte 40 vekil meclise gönderen İyi Parti Genel Başkanı TMBB genel kuruluna giremiyor, burada bir sakatlık var gelecek seçimlerde buna bir yasal düzenleme getirilmelidir
Yerel seçimlere de makul bir yasa yapılandırılması gerekir. Belediye başkan adaylarından biri başkan olarak seçilince diğer adaylar genel baraj oranında yerelde oy almışlarsa belediye meclisine encümen olarak girebilmelidir. O zaman Mecliste grubunu daha iyi idare eder, güçlü bir muhalefet iktidarın/başkanın emniyet supabıdır.
İsterseniz adaletin tecelli etmesi, Meclisin ve Belediye meclisinin daha iyi işler yapması için bu yapılandırmaya gidin, isterseniz demokrasi hileleriyle bu aksak seçim sistemiyle devam edin tercih sizin.
Kimisi diyor ki, efendim “dar bölge” seçim yöntemi gelirse Mecliste istikrarı sağlayamayız, ben de diyorum ki ne kadar istikrar sağlanamaz diye endişe etseniz de bu günkünden daha iyi olacağı kesindir. Bizim birbirimize, halkımıza güven verip güvenmemiz lazımdır diye düşünüyorum.
Düzenli bir seçim yasasını görmek dileğiyle.
Selam ve selametle kalın.
Eyüphan Kaya
Başkanlık Sistemi Ak Parti Diyarbakır hatibi