KAFALARINI KOPARIN!
Hak ve Adalet insanlık tarihi boyunca aranan iki kavramdır. Dolayısıyla bu değerlere ulaşmaya ne engel oluyorsa ortadan kaldırmak devletin vazifesidir. Bu işi vatandaşa havale ederseniz, asayiş bozulur, anarşi oluşur.
Devletin zayıf olduğu durumlarda maalesef “ihkakı hak” devreye girmiş ve kişi hakkına ulaşmak için üstüne düşeni yapmıştır.
Ne yazık ki, bu iki kavramın örselenmesinde aracı olan iki menhus bela var biri para, diğeri kadın.
Bu konuda zevzeklik yapanların kafalarını koparın derim. Malum günah yerinde durmaz işlendikçe büyür, büyüdükçe daha büyük günahların oluşmasına vesile olur, tabir yerindeyse kokar hem işleyeni hem çevresini rezil eder.
Fıkıhta bir hatırlatma var, deniliyor ki; “ısraru alasseğir yesiru kebiren” yani küçük günahları yapmakta ısrar ederseniz, büyük günaha dönüşür. Herhalde bir hakikat ancak bu kadar veciz anlatılabilir. Bu yazımdan sadece bu akılda kalsa dahi yeter de artar.
Ne yazık ki bizim ülkemizde de bu hastalık kendini gösteriyor. Adam işlediği günahta ısrar ediyor.
İnsan bu dünyaya canı istediği her şeyi yapmak için gelmiş değildir. Onun için daha fazla para, daha fazla kadın, başka bir ifade ile daha fazla zevk peşinde olanların vay haline. Şu zalim nefsin yularını çekmezseniz size ne yaptırmazlar ki?
Öncelikle para pul ile Devlet mekanizması içinde iş yapanların kulağını çekmek lazım.
İhale farelerinin ensesine inmek lazım,
Haksız yere rant elde edenlerin boyun ölçüsünü aldırmak lazım,
Para karşılığı birinin hakkını başkasına verenlerin çenesini kırmak lazım,
İş Kur’a bir bayanı yerleştirmek için onunla cinsi münasebet açısından beraberliği şart koşanların yüzüne tükürmek lazım,
Kadınları birbirine göndererek, gizli görüntü çekip kasetlerle birbirini baskı altına alıp, biri diğerine yanlış işler yapmaya zorlayanları kesinlikle devletin çarkından atmak lazım.
Bir bayanı uğurlarken omzunu okşayarak “başka zaman yine beklerim” diyenlerin defterini dürmek lazım,
Birini Bakan ya da Milletvekili yaparken galiba “hadım” etmek lazım. Şu sekreterleri ile evlenen kimselere dikkat edip, onlara mesafeli durmak lazım. Acaba kaçıncı sekreterle evlendiler diye düşünmek lazım.
Yazının başlığı size ağır gelmiş olabilir, ama bu tür geveze insanların yanlış tutum ve davranışları o kadar büyük facialara neden oluyor ki, bu ifadeyi yazının başında yazmak durumunda kaldım.
Bizim kanunumuzda da rüşvet ve irtikap, yüz kızartıcı suç grupları işlemek direk görevden atılmayı gerektiren hallerdir, ama bir garibe, sahipsize uygulanmasından başka pek uygulandığını görmedik.
Var mısınız bu konuda bir Bakanlık kurmaya, bir şartla bu Bakanlığın çalışanlarını vazifeleri boyunca iktidarsızlık ilacını bay bayan demeden mecbur edeceksiniz, bir de midelerinin yarısını aldıracaksınız, başka türlü kontrol etmek çok zor olacak galiba. O kadar güvensizlik oluşmuş ki insan ne diyeceğini bilmiyor. Narkotik polisi uyuşturucudan, Kaçakçılık masası polisi tarihi eser kaçakçılığından yakalanıyorsa insanın aklı “zir u zıber” oluyor.
Kardeşlerim,
Dostlarım,
Vatandaşlarım,
Devletimize de Milletimize de sahip çıkmak bizim vazifemizdir. Fakir fukaranın, garip gurabanın huzur ve mutluluğu devletin adil işleyişine bağlıdır. Ne yazık ki kanunlar her geçen gün iyi doğru evrildiği halde para ve kadın düşkünleri yüzünden devlet mekanizması iyi işlemiyor.
Şaka bir yana birkaç yüz kişi rüşvet ve irtikaptan, yüz kızartıcı suçtan görevden atılsaydı, hatta Bakan ya da Milletvekili ise, Genel müdür ya da General ise vatandaşlıktan atılsaydı, bu ülkede çok şey değişecekti diye düşünüyorum. Eski karanlık devlette Generalın sofrasına biber yok diye helikopterle şehre inildiği günleri gördük. Bu günlere bin şükür, ama adam kıtlığından Devletin düzene girmesini yavaşlatan hırsız, arsızlar var.
Aslında kafa koparmak bu tür adi insanlara ödüldür, hayatta başkasının yüzüne bakamayacak durumda yaşamaları gerekir ki insanlar onlardan ibret alsın.
Selam ve selametle kalın.
Eyüphan KAYA