Cuma günü Memur ve Emekli Sendikaları Konfederasyonu(MESK) istişare kurulu olarak Diyarbakır İl Milli Eğitim Müdürü Doç.Dr.Feysel Taşçıer’i makamında ziyaret edip, Talim Terbiye üzerinde bir değerlendirmede bulunduk.
Taşçıer, galiba bizi kendine yakın buldu ki sahada olup biten hadiseler hakkında bazı hususi meseleleri heyetimizle paylaştı, bu aksaklıkları ahlaki yapımızın bozulmasına bağladı ve biz de heyet olarak o kanaate vardık.
Bu münasebetle ben de bu yazımda ahlak kavramı üzerinde durmak istiyorum.
Ahlak(Exlak), hulk(Xulk) yaratılıştan gelen insani değer olarak algılayabiliriz.
Peygamberimiz (sav), her yaratılan İslam fıtratı üzerinde doğar, sonra canlı cansız ekosistem onu ortama göre yetiştirir, manasında bir hadisi var.Her ne kadar anne babası onu yetiştirir dese de bu gün böyle anlamlandıra biliriz.
Çocuk yalan bilmez, kıskançlık bilmez, hırsızlık bilmez, haşa namussuzluk bilmez onları yetiştiği ortamdan alır.
Eğer biz çocuklarımızı tarihi, kültürel ve inanç değerlerimizle yetiştirebilseydik hayatın tadı daha hoş olur, yaşamdan haz duyardık.
Bunu yapamadığımız için hayatın içinde bir çok nahoş şeylerle karşılaşıyoruz.
Aralarında anlaşarak ihaleyi kırımsız alıp, cebini dolduran müteahhitler ve kamu parasına sahip çıkmayı beceremeyen kimi idareciler,
Bir okula 500 kişilik yemek gideceğine 50 eksik gönderenler,
Servis için on dolmuş anlaştığı halde okula 9 dolmuş gönderen firma yetkilileri,
Bir yolcu parasını vermemek için öğrenci servisine binip, öğrenciyi ayakta durdurup koltuğa oturan vatandaşlar, hatta muhtarlar,
Öğrenciye sulanan okul çalışanı, Öğretmenine kur yapan müdürler,
Derse hazırlıksız giren ve sınıfını oyalayan öğretmenler,
Okula gidip, okulun düzenini bozan öğrenciler,
Okulun disiplin anlayışından şikayetçi olup okul basan veliler,
Okul kantinlerini denetimsiz bırakan okul aile birlikleri,
Bu sorunların hepsi ahlak yoksunluğundan kaynaklanıyor, maalesef!
Maalesef yetiştirdiğimiz insan tipi böyle, eğer bunun önlemini almazsak geleceğimiz daha karanlık olur, acı da olsa söylemekte fayda var.
Peygamberimiz(as) “ben güzel/takdire şayan ahlakı tamamlamaya geldim” diyor. Yüce Allah Peygambere hitaben ”Muhakkak sen yüce bir ahlak ile donatılmışsın” dediğine göre bu ahlakın bir değeri, bir önemi var demektir.
Konuşma esnasında Feysel Bey’in paylaştığı bir istatistiği de yazıya almak isterim; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisinde bilgi düzeyi olarak Muğla 2.sırada Diyarbakır 74.sırada, acı bir durum ama hakikat gizlenerek durum değişmez. İşte bizim hayatımızın kalite kaynağına baktığımız zaman başarımızın neden bu kadar düşük olduğu aslında anlaşılıyor.
Ben okul müdürüyken özellikle Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine giriyordum. Haftada bir saat olduğu için bir çok sınıfa girme imkanım olurdu.
Çocuklara diyordum ki, tüm dersleriniz bir yana bu dersiniz bir yana, çünkü bu ders size hayatı öğretir, ahlakı öğretir, hayatınıza kalite katar.
Zaten önemli olan kaliteli yaşayabilmektir, yoksa çok yaşamak pek önemli değildir. İnsanlığa lazım olan Hz.Muhammed alehisselatuvesselam kameri takvime göre 63 yıl yaşamış, ama İslam dinini, model alınacak bir yaşam tarzını arkasında bırakmış, daha ne olsun.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisiyle daha doğrusu ahlaki değerlerle donatılmış bir hayat ile barışık bir hayat sürebilsek hayatın bir anlamı olur, yoksa her gecen gün günahımız artar, kalbimiz kararır, bir gün aniden ölürüz, tövbe istiğfarsız Allah’ın huzuruna yüzümüz kara olarak gideriz.
İlla ahlak, illa ahlak.
Dürüst, namuslu, kanaat ehli, sevgi saygı ile barışık, cesur ve güvenilir, selam ve dua ile nakışlanmış bir hayat ile yaşayarak, bütün bunlarla birlikte ehli secde olanlara ne mutlu.
Selam ve selametle kalın.