AK parti, ön plana çıkardığı, görevlendirdiği kimseler konusunda yaptığı yanlış tercihlerle ayağına balta vuruyor. Biri diyor “haftada bir, bir ayet ortaya atıyoruz bakara makara ile idare ediyoruz”, bir diğeri “Ak patiye oy verin cennetin tapusunu alın” diyor, bir başkası “sallu ala Erdoğan” sloganını üretirken, bir sözde vekil de “Cumhurbaşkanı deyince bize Allah gibi geliyor” diyen kişi, adam demeyeceğim derken bir de Fatih İstanbul’u İşgal ederken diyen Bakanımız oldu. Neymiş efendim dili sürçmüş(!)
Kim ne dese desin, gerekçesi ne olursa olsun, Egemen Bağış’ın diplomat olasını bir vatandaş olarak içime sindirmem mümkün değildir. Bakara suresindeki Bakardan daha zayıf olan birisi beni dış ülkede temsil edemez arkadaş!
Bir diğeri seçim kampanyasında Ak partiye oy verin cennetin tapusunu alın diyen Milli Savunma eski bakanının tarzını içime sindiremem arkadaş!
Yasin Aktay’a gelince İslam toplumunda sadece Peygambere getirilen salat ve selamı benzer bir tarzda Erdoğan için uyarlayıp “Sallu ala Erdoğan” demesini kabul edemem arkadaş!
Elazığ vekili bilmem ne Ağar bir konuşmasında “Cumhurbaşkanı denilince bana Allah gibi geliyor” diyen kişi Allah aşkına soruyorum buna insanca bir anlam vermek mümkün mü arkadaş!
Yetmiyordu bir de Kültür Turizm bakanının gafı karşımıza çıktı, neymiş efendin “Fatih İstanbul’u işgal ederken” ifadesini kullanıp düşmanın algı yönetimine sözcülük yapıyor, muhalif tarafın değirmenine su taşıyor.
Hangi birini anlatayım, bu insanlar neden açıktan ve alenice uyarılmıyor, gerekirse disipline verilemiyor. Ya da ilk fırsatta pasifize edilmiyor anlamakta zorlanıyorum.
Malum yanlış yerinde durmuyor, o günah bu günah derken Ak Parti ustalık döneminde tökezledi ve bir türlü kendine gelemiyor, halktan oy alarak iktidarı sürdürmek değil aslın hedef, asıl hedef ülkeyi iyi insanların yönetiminde yanlış teamüllerden, yanlış yasa ve ilkelerin tuzağından kurtarmaktır. Halk ile selamlaşıp, duasını alabilmektir.
Peki böyle mi oldu? Maalesef Cumhur ittifakı ile MHP’lileşen bir yönetimle baş başa kaldık. Öyle ki kocaman devletin valisi dağlara yazılan “ne mutlu Türküm diyene” ifadesi ile iftihar eden kimseler karşımıza çıktı.
Ben bunu kabul edemem arkadaş! Benim üyesi olduğum Ak parti bu olamaz, bir an evvel bir öz eleştiri yaparak malum deyimle fabrika ayarlarına dönmelidir. Bu şekilde 50 yıl iktidar olsa ne yazar!
Ülke sorunlarının etrafında dönüp dolaşacak;
Kürt meselesi, Türkçülük sorunu kangrenleşecek,
Aile yapımızı zehirleyen İstanbul Sözleşmesi huzurumuzu kaçırmaya devam edecek,
Eğitim Öğretimimiz Atatürkçülükten kurtulamayacak,
Vatandaşlarımız yardım paketlerine muhtaç durumda yaşamaya devam edecek,
Adalet mekanizması ağır aksak gidecek,
Çeşitli alanlarda var olan mafya yaşamını sürdürecek,
Genel bir huzur ve mutluluğu yakalayamayacağız,
Durum bu karar sizin.
De haydi kolay gelsin.