Ak Parti Genel Merkezine Sesleniyorum!
Ak Parti Genel Merkez düzeyinde satranç oyunu tarzında yapılan manevrada bir sıkıntı yaşanıyordu, yavaş yavaş yerine oturuyor gibi bir izlenim var. Bunun ilk işareti Genel Başkanımızın imzasıyla Ak Partiye gönül veren, zamanında teşkilatta görev alan kimselere bir mektubun gönderilmesiydi. Toparlanma açısından önemli bir faaliyet.
İlginçtir mektup sunumları partiye sıkıntı veren kimselerin eliyle olunca beni korkuttu. Mesela Diyarbakır’da Ak partinin erimesine sebep olan kimseler Genel Başkanın mektuplarını sunanlar arasında yer aldı. Acaba bu faaliyet Ak Partinin gönül dostlarını bunların himayesine vermek için mi yapılıyor sorusu aklıma geldi.
Şimdi Genel Başkan vekiline soruyorum Diyarbakır’da Ak Partinin gönül erleri yok mu ki? Parti üç beş kişinin el değiştirmesiyle ayakta tutuluyor? Ak Partinin başarılı olmasını istiyorsanız önce partiyi bazı şahısların hegemonyasından kurtarın.
Nasıl mı?
Cumhurbaşkanlığı Yüksek istişare kurulu kuruldu, ben bu ismi duyar duymaz çok keyif almıştım, ama bunlara on binler ödendiği haberi alınca üzüldüm, çünkü istişare parayla yapılmaz.
İllerde de Ak Parti il istişare kurulları oluşturulsun ama paralı olmasın, dava ve gönül erlerinden oluşsun. Bıktık bu menfaat şebekelerinden, adam kayırmacılıktan.
İl istişare kurulu ne işe yarar?
İl Başkanlığına müracaat eden kimseleri değerlendirerek 5 kişiye indirip Genel Merkeze sunsun, Genel Merkez bu beş kişiyi ikiye indirerek delegenin seçimine sunsun ve kongrede iki aday yönetim listeleri ile seçime girsin. Ya da iki aday aralarında anlaşarak ortak bir liste hazırlasın.
İl başkanının üye olduğu beş kişilik bir komisyon ilçe başkan adayları aynı şekilde il istişarenin komisyona sunduğu beş kişiden ikiye indirilerek seçimle iş başına gelsin. Böyle atama yolu ile gelen il/ilçe başkanlarından kimse verim ve başarı beklemesin.
Ayıptır, günahtır, Ak partiyi kendi elinizle öldürmeyin. Taşra teşkilatını Genel Merkezin iki durağı ile oluşturup, dağıtma dönemini kapatın.
Ben dört ayrı noktada partiye katkı vermeye talip oldum, her dört seferde de Genel Merkezin karanlık dehlizlerine takıldım.
*İlk olarak Sur ilçe başkanlığına müracaat ettim, bazı dostlarım dediler ki, kardeşim boşuna müracaat etme, falanca adama demişler, “gel mazbatanı al”, Ankara’ya gidip kendini masrafa sokma, buna rağmen gittim Genel merkeze mülakat aracılığı ile bir not bıraktım, o bilinen adam mazbatasını aldı, x şahsının katkılarıyla. Bu anormallik niye oluştu diye merak ediyorsanız, buyurun Genel Merkez Eski Teşkilat Başkanımız Mustafa Ataş’a sorun.
*İl Başkanlığına müracaat ettim, İl Koordinatörü Abdullah Erdem Cantimur mülakatında; il başkanlığına talibim ama benim yedi şartım var dedim ve sesli olarak taleplerimi okuduktan sonra yazılı olarak kendisine verdim. Bilemiyorum şimdiye kadar hiç öyle tekliflerle il başkanlığına müracaat eden olmuş muydu?
*Milletvekilliği aday adaylığı için müracaat ettim, yine amacım komisyon aracılığı ile Genel Merkeze not bırakmaktı, yoksa aday olma imkanımın zor olduğunu biliyordum. Gelen merkeze yine bir not bıraktım, ama bu not bırakma bana 10 BİN liraya mal oldu, olsun; işe yaradı mı dersiniz valla tam tersi yapıldı.
*Sur Belediye Başkanlığına müracaat ettim.
1-Bir tanıtım broşürü hazırladım vekil bile onu yapamaz, çünkü vekil adayının CV’si o düzeye ulaşamıyor.
2-47 bin Sur sakinlerine toplu mesaj attım, hem de numaramı vererek, ilk üç gün telefonun kilitlendi, nelerin olup bittiğini köşemde yazmak durumunda kaldım.
3-Sur ilçesi 100 Muhtarlarının telefon numaralarını temin ederek kendileri ile iletişime girdim.
4-40 maddelik bir Proje Paketim vardı, basın yolu ile deklere ettim.
5-12 köye özgür haber gazetesi adına giderek köylüyü dinlemeye çalıştım, düşüncelerini basına aktardım.
Bu gayret ve çaba işe yaramadı, müracaat eden yedi kişiyi dikkate bile almadılar, mülakata çağırmadılar bir not bırakmamıza dahi fırsat verilmedi. Müracaat etmeyen ilçe başkanına Sur belediye başkan adaylığı x şahsının katkılarıyla veridi. Amaç Ak partilerin oyları düşsün diye başka hiçbir gerekçe bulamıyorum. Çünkü halkın izlenimi budur.
Allah aşkına Ak Parti bu mudur yani? Belediye başkan aday aydına selam vermeyecek kadar burnun havada ise Allah senin burnunu yere sürter bilesin! Benim gibi namuslu/nitelikli Ak partilerin canına tak etti artık.
Şimdi bazı ucuz kimseler diyecek ki bu adamın kuyruk acısı var, ondan dolayı böyle dert döküyor. Yazıklar olsun öyle düşünenlere ben bir partinin ne hallere düştüğünü açık örneklerle izah ediyorum gebeş!
Bu daha deveden kulaktır. İnandırıcı olsun diye kendimden örnek verdim.
İşte bu sorunların yaşanmaması için ben 11 kişilik il istişare kurulunun oluşturulmasını talep ediyorum. Oluşur, oluşmaz o beni ilgilendirmez, ben doğru bildiğimi söyler, yazarım.
Ben nitelikli bir vatandaş, bir sivil toplum adamıyım, halimden de memnunun, kendi kapasiten düzeyinde hayata katkı veriyorum, ama ülkemin siyaset tarzı olgunlaşırsa benim işim daha da kolaylaşır, mutu olarak yaşama fırsatım oluşur, inanır mısınız bir saat önce kan beynime fışkırır gibi oldu, bu gerçekleri yazınca nispeten rahatladım.
Cumhurbaşkanı mektubuna gelince ben 100 BİN Diyarbakır gencine bir mektubun gönderilmesini üç yolla istedim, ama gelmedi. Bu mektubu da önemsiyorum, eğer mektubun içeriğine göre sahada bir çalışma olursa yine de faydalı olacağına inananlardanım.
Haydi ya Allah diyelim; “Bakalım Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.”
Ama yanlış yoldan doğru hedefe ulaşılmaz bilmek lazım.
Benden söylemesi.
Eyüphan KAYA