31 Mart Seçimlerinde İstanbul sonuçları dahi, Reisi Cumhurun balkon konuşmasına bakılırsa kabullenmişti. Şu ifadeyi kullandığını hatırlıyorum: “benim vatandaşım ilçelerde yetkiyi Ak Partiye, Büyükşehirde ise yetkiyi başkasına verdi” ama öyle ilginç tespitler oldu ki bu hileler karşısında artık sessiz kalınamazdı.
Sadece iptal edilen oylara bakılırsa ikinci sayımda 1’i CHP’nin ise 5’i Ak Partinin. Bu da şüpheleri arttırdı ve eştikçe başka başka sıkıntılar karşımıza çıktı, öyle ki çeyrek asırdır duymadığımız bir itiraz şekli ile karşılaştık “Olağanüstü İtiraz”, bu itirazı değerlendiren YSK seçimleri iptal etti, malum 23 Haziran’da bu seçim tekrarlanacak, ama bu seçimde HDP’nin aktif bir şekilde CHP adayını desteklemesi Kürt oylarını gündeme taşıdı.
Gerçekten de başkanı belirleyen HDP’nin oyları olacak. Fakat Selahattin Demirtaş’ın CHP’nin adayının lehine beyanat vermesi akıl karı değildir. Zaten siyaseten Demirtaş sabıkalıdır,
*80 vekille meclise gidip, siyasi sorumluluğunu yetire getirmeyen o,
*”Seni Başkan yaptırmayacağız” sloganı ile Erdoğan’ın işini zorlaştıran o,
*6-8 Ekim olaylarının meydana gelmesine sebep olan o,
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, bu defa İstanbul gibi ağır bir şehrin başına basit birinin gelmesine çağrı yapıyor. Şimdi olacak iş midir? Kürtlerin CHP zihniyetinden çektiklerini bilen biliyor, ama yaşı 30’un altında olan milyonlarca genç nerden bilecek,
*Dersimi bombalayan zihniyet, CHP zihniyeti,
*Şehy Sait ve arkadaşlarını astıran zihniyet, CHP zihniyeti,
*Kuyruk acısı hissettikçe “Ordu Göreve” deyip darbe çağrıları yapan zihniyet yine CHP zihniyeti,
Peki Kürt seçmen hangi gerekçe ile CHP adayının arkasında dursun, söyler misiniz? Burada tek bir amaç var Ak partinin işini zorlaştırmak. Yani o da işe yaramayacak ama HDP tarafını belirliyor işe. Çünkü biliyor ki Cumhurbaşkanı elini güçlü hissederse başta Kürt sorunu olmak üzere bir çok sorunu çözecek.
Malumunuz Ak parti iktidarı ile birçok alanda hak ve özgürlükler genişledi. Ülkemiz ekonomi ve bilişim alanında çağ atladı, sosyal devlet anlayışı gelişti. Vatandaşlık bir değer haline geldi. Çözüm süreciyle Kürt meselesi de belli düzeyde çözüme kavuşacaktı ,ki bazı iyileştirmelerin yapılması için zamana ihtiyaç var.
Hatırlarsanız Leyla Zana: “bu sorunu ancak Erdoğan çözer” diyerek Cumhurbaşkanlığa çıkmıştı.
Peki soruyorum Ak parti ile kavga ederek Kürtlerin lehine bir kazanım elde edilebilir mi? hayır, hayır, hayır.
O zaman al size bir ölçü, bir parti eğer Erdoğan ile kavgalıysa onun Kürtler için bir faydası olamaz, gelebilecek faydaları da engeller. Maalesef HDP şu anda onu yapıyor.
Dolayısıyla Öcalan’ın “Kürtleri rahat bırakın” anlamındaki mesajı yerinde bir mesajdır. Varsa bir kırgınlığı oyunu vermeyecekse vicdanı bilir, ama Kürtlerin menfaatini önemsiyorsa da buyursun Binali Bey’e oyunu versin, ama zinhar CHP’ye oyunu vermesin, CHP’nin Kürtlerin lehine yapacak bir çalışması yoktur çünkü.
Birileri de Bahçeli, Öcalan’ın bu mesajına karşı nasıl sessiz kalır? diye tahrik ve tahrip derdindeler. Kardeşim bir düşünce insanı olarak yeri geldiğinde Devlet Beyi eleştirsem de hakkını yememek lazım, yeri geldiğinde millet/memleket için önemli kadarlara imza verdiğine kamuoyu şahittir.
Malum ırkçı bir ideoloji ile 60-70 yılını yaşamış birisinin fikrini değiştirmesi öyle kolay değildir. Ama bazı önemli anlarda sabırlı ve sağduyulu davranması da takdir etmek gerek bence. Tıpkı Öcalan’ın idam cezasının kalkması yönünde imza bıraktığı gibi.
Kısacası hiçbir gerekçe ile Kürtlerin oylarını CHP adayına vermesi düşünülemez, adam yetersiz, hilaf konuşabilen bir lafazan, Binali Yıldırım ise 81 bir ilin hizmetlerinde imzası olan Başbakanlık yapmış ağır başlı bir bey efendi.
Bence İstanbul’a;
*Başbakanlık yapmış biri yakışır,
*Meclis başkanlığını yapmış biri yakışır,
*Tecrübeli bir mühendis yakışır o da Binali Yıldırımdır, şimdiden hayırlı olsun.
“Başkanınız Binali olsun,
Gönlünüz huzur bulsun,
Dost, ahbap sevinirken,
Düşmanın gülü solsun.”
Diyeceksiniz ki CHP düşman mı? valla seçmeni kusura bakmasın, küçük Ekrem kazansın diye iç ve dış düşmanların topu seviniyorsa bir az öyle galiba, başka ne diyebilirim ki?
“Ah şu İstanbul Seçimleri” demek durumunda kaldım. Çünkü gündem bu olmasaydı daha faydalı bir yazı yazabilirdim ama bu seçim arifesinde de ancak bu tema ile yazı yazarsınız.
Selam ve selametle.
Hocam çok güzel bir şekilde yerinde tespitlerle dile getirmissiniz.
Allah sizden razı olsun güzel insan