Evet evet.. Hani şu hepimizin korkulu rüyası olan, sizin de bildiğiniz adıyla; “Huzursuz Bağırsak Sendromu” ndan bahsediyorum.
İrritabl bağırsak sendromu (IBS), sindirim sisteminin işleyişini etkileyen yaygın ve uzun süreli bir durumdur. Karın ağrısına, şişkinliğe ve sindirim sisteminde yaşanacak (kabızlık,diyara) değişikliğe neden olabilir.
IBS’nın kesin olarak bir nedeni olmamasına rağmen, bireyin yaşam tarzına ve yaşadığı olaylara bağlı olarak semptomlar ve iyileşme süresi değişkenlik gösterebilir. Ayrıca, durumun diyet ve yaşam tarzındaki değişiklikler ile zamanla düzelebiliyor olması da mümkündür.
Diyetiniz ve yaşam tarzı değişikliği ile belirtiler en aza indirgenebilir ve durum kolayca yönetilebilir. Her birey için farklı tedavi protokolü olup, aynı zamanda semptomların etkisini azaltmak ve yaşam kalitemizi iyileştirecek bir takım kilit noktaları vardır.
• İlk öncelik; yemek yerken karın bölgenizi sıkıştırmayacak, ideal bir masa ve sandalye de oturmak.
• Yemek öncesi ve sırası rahatlamayı denesek? Yemekten önce bazı basit nefes egzersizleriyle sindirim sisteminize yardımcı olurken, sinir sistemimize de kontrol altına alabiliriz. Bir taşla iki kuş; “dinlenme ve sindirme” … Her yemekten önce; burnunuzdan derin bir nefes alıp, ağızdan yavaşça verin ve birkaç dakika bunu tekrarlayın.
• Yemeklerle birlikte tükettiğiniz sıvılar, sindirim enzimlerini seyrelttiği için öğünleriniz de sıvı alımını kısıtlayın. Yemek sularını küçük küçük yudumlayın ancak ideal olarak içecekleri öğünlerden yarım saat önce tüketin veya öğünlerden iki saat sonrasına saklayın.
• Ağzınıza attığınız her lokmayı en az 20 kez çiğneyiniz. 1,2,3…20 diye saymanın kulağa hoş gelmediğini biliyorum ama sindirimin ağızda başladığını da unutmamakta fayda var. Aslında bazı besinler 20’ den daha fazla çiğnenilmeye ihtiyaç duysada işin püf noktası, besini yutmadan önce lapa gibi olması.
• Çatalınızı ve kaşığınızı süsleyen her besinin tadını çıkarın. Doymak için yemek değil, yemek yerken keyif almak prensibiniz olsun. Yemeğin çeşidine ve yemek yeme şeklinize dikkat etmek, vücudun gıdaları daha iyi sindirebilmesini sağladığı için IBS semptomların azalmasında etkili olacaktır.
• Şekeeer ! Tüm işlenmiş gıdaların içeriğinde yer alan rafine şeker; patojenik bakteri, mantar ve mayaların temel besini yani kötü bakterileri besler ve yararlı bakterilerin azalmasına neden olur. Şeker tüketimini minimum seviyede tutsak ve belki de hiç tüketmesek …
• Bağırsaklarnızı probiyotiklerle ödüllendirmeye ne dersiniz? Ev de hazırlayacağınız, kendi imalatınız turşu (özellikle lahana turşusu), kefir ve yoğurt gibi probiyotikten zengin fermente gıdalar tüketerek bağırsak sağlınızı iyileştirmeye yardımcı olabilirsiniz. Yalnız diyetinize uygun miktarlar da tüketmeye özen gösterin.
• Yüksek lif içerikli, diyabetik dost canlısı ve kalp sağlığı dostu bir besin olan; karabuğdayı sofralarınıza misafir edebilirsiniz. Nasıl mı? Karabuğdaya, bulgur veya pirinçmiş gibi davranabilir, aynı pişirme yöntemleriyle yemeklerinize çeşitlilik katabilirsiniz veya karabuğday unuyla yapacağınız kreplerle kahvaltılarınızı çeşitlendirebilirsiniz.
• Diyet ve IBS söz konusu olduğunda genelleyip 'herkese uyar' yaklaşımı yoktur. Bu nedenle bir gıda günlüğünü edinmeniz faydalı olabilir. Bir kişi için olumlu sonuç aldığımız diyet protokolü bir başkası için aynı sonucu vermeyebilir hatta belki kötü sonuçlarla karşılaşılabilir. Bu nedenle besinlerin sindirimine nasıl tepki verdiğinizi bilmek ve bunları kayıt altında tutmak yaşayacağınız semptomları kontrol altında tutmanıza yardımcı olur. Potansiyel tetikleyici besinler, başlığı altında kara listenizi oluşturabilirsiniz.
Sağlıklı bir bedene sahip olmak için öncelikle sindirim sistemini iyileştirmeniz gerekmektedir.
Tam da Hipokrat’ın da dediği gibi “Tüm Hastalıklar Bağırsakta Başlar !”
Sağlıklı günler diliyorum …