Zaman ne kadar çabuk akıp geçiyor. Yaş otuz beş yolun yarısı demek isterdim lakin yolun yarısını geçeli çok oldu. Geçen yıllara baktığımda aklımda kalan sadece güzel anılar var. Ne arkamdan iş çevirenleri ne de mutsuzlukları hatırlıyorum. Aklımda sadece mutlu olduğum anılar kaldı.
Tıpkı bu hafta yaptığımız ikramlıkları Katip Çelebi Yeşilyurt Hastanesi’ne götürerek sağlık çalışanlarını unutmadığımızı gösterdiğimiz gibi. Bu hatıradan aklımda kalan evde vakit öldüren değil bu memleket için ben ne yapabilirim diyen kadınlardı. Teşekkürler İZKAB
Zamanı geri döndürebilme imkanım olsaydı daha çok çalışırdım. Daha çok kadına ulaşır onların dertleriyle dertlenir, onlarla gülerdim. Ne söylediğinizi duyar gibiyim ‘yapıyorsun Aydan’. Evet, yapıyorum ama bir tane üzgün kadın görmemek adına daha çok çalışırdım. Umutsuzluğa kapıldığım zamanlar oluyor. Ama benim umutsuzluklarım yılmalarım çok kısa oluyor. Belki yapı meselesi bilemem fakat sizlere tavsiyem moraliniz mi bozuldu Afrika’da susuzluk çekenlere bakın Suriye’de savaşta ölenlere, zulüm gören Uygur Türklerine, daha da mı mutsuzsunuz gelin benimle birlikte bırakın yemek takımı olmasını kaşığı çatalı az olan, dolabında kırk çeşit yiyecek değil de iki çeşit bile olmayan evlere gidelim.
Dünyada aç bir insan varsa, bu Korona virüsü başımıza geldi ise suçlusu biziz. Ne çok severiz birilerini suçlamayı, hâlbuki birini suçlamak istiyorsanız kendinizi suçlamanızı öneririm. Sahiden herkes kendi kapısının önünü süpürse dünya daha güzel bir yer haline gelmez mi sizce de?
Evde kaldığımız süreçte bunları fazlası ile düşüneceğiz zannedersem. Umarım bu süreçten güçlenerek çıkarız.
Unutmayalım ki vakit hiç bir zaman geç değil her an yeniden başlayabiliriz.