İskenderun ve Adıyaman'daki bizzat birebir yaşadığımız olaylara kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Yine başımızdan geçen birebir yaşadığımız olayları anlatalım .
Bi iznillah Adıyaman'da bir abi gelerek dedi ki: "Benim battaniyeye ihtiyacım var."
Beraber yola çıktığımız tüm arkadaşlara depremzede kardeşimizin ihtiyaçlarını karşılanması için "hemen ekmek, gıda, su, elbise ayarlayın."diyerek ilettik.
Kalbi güzel kardeşimiz bizim kardeşlerimize söylediğimiz ihtiyaç listesini duymuş olacak ki:
"Hayır, hayır yanlış anladınız. Ben sadece ihtiyacım olan battaniye istiyorum. Başka insanların ihtiyacını giderin, benim sadece ihtiyacım battaniyedir." dedi.
Nasıl bir teslimiyet, nasıl bir sadakat ki acısının içinde başka insanları düşünüyor.
Rabbim bir daha böyle afetler göstermesin.
Amin YA MUİN CELLE CELALUHU.
Diğer bir güzellik ve mutluluk ise, bir hanım ablamız yanında bir küçük kız çocuğu ile geldi, kız çocuğu çok ağlıyordu. Ablamız aracın başına gelerek, "abi bize çorap verebilirmisin?" dedi.
Hemen arkadaşlarımız ve kardeşlerimiz ile, " Ablamızın neye ihtiyacı var ise hemen hazırlayalım. Ablamıza teslim edelim." dedik.
Abla ağlayarak dedi ki: "benim hiç bir şeye ihtiyacım yok," sadece kızını göstererek. "Ayağı çıplak olan kızıma çorap verin, yeter" dedi .
Bunları söylerken iken ağlamaya devam ediyordu.
O ağladıkça bizlerin de gözlerinden âdeta sicim gibi gözyaşları akmaya başlamıştı.
Rabbim ne büyük bir imtihan, bir çorap bu kadar mı kıymetli olabilirdi? Ufacık bir deliği olduğunda elimize iğne ipliği alıp yamamaya acizlenen, bu nedenle de "At hatun yaaa kaç paralık eşya, yenisini alırız" dediğimiz zamanları hatırlayınca utancımdan âdeta yerin dibine girdim.
Ablamızın durumunu sonradan öğrendik.
Tüm ailesini annesini, babasını, eşini ve diğer çocuklarını kaybetmişti.
Sadece kızı ile kalmıştı, acıların ve üzüntülerin en büyüğü bu olsa gerek. Tüm sevdiklerini bir gece de üstelik helalleşmeden toprağa vermek. Kimin yüreği buna dayanır, hangi yürek acı üstüne acıya katlanır?
Yürekler dayanmasa, dayanamasa da Rabbim kaldıramayacağımız yükleri biz aciz kullarına yüklemez.
Bizlere düşen sabır ve teslimiyet, lâkin bu olayları gördükçe ülkemin insanlarının ne kadar merhametli, teslim ve tevekkül içerisinde Rabbine iltica ettiğini daha iyi anladım, idrak ettim. Hamdolsun.
Rabb'imize her konu da ne kadar şükür etsem azdır.
Rabbim, her karışı şehit kanı ile sulanmış mübarek topraklarda ve bu insanlarla aynı gök kubbenin altında yaşattığın için sana sonsuz şükürler olsun.
*