"Söylesem Tesiri Yok, Susam Gönlüm razı değil"
Geçtiğimiz hafta yıllarca mücadele ettiğimiz BBP’nin 29. Kuruluş yıl dönümüydü. Ne acıdır ki evimiz dediğimiz canla başla mücadele ettiğimiz ve Cennet mekân Muhsin YAZICIOĞLU ve dava arkadaşlarımızın SUİKAST sonucu Şehit edilmesinin ardından hazan rüzgarlarında savrulan yapraklar misali savrulan hareketimizde, neredeyse Cennet Mekan Muhsin YAZICIOĞLU’ ile yol yürümüş isimlerin bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kaldığı ve onlara olan inancımızla halen bir umudumuz var dediğimiz BBP mi zin kuruluş etkinliğinde bir kere kahrolarak gördük ki BBP asla Şehit lider Muhsin YAZICIOĞLU’nun BBP si değil. NEDENMİ DEĞİL. Bakın anlatayım.
Bende yıllarca partimiz dediğimiz BBP’nin kuruluş yıldönümü programlarına katıldım. Hafızam beni yanıltıyorsa lütfen geçmiş dönemlerimize hâkim arkadaşlarım, kardeşlerim, başkanlarım beni düzeltsin. Sayın mevcut genel başkan dönemi hariç HANGİ KURULUŞ YILDÖNÜMÜ PROGRAMINDA HÜKÜMET YETKİLİSİ KÜRSÜYE ÇIKIPTA BBP CAMİASI VE ALPERENLERE konuşma yaptı. Diyebilirsiniz ki işte ne güzel. Hükümet yetkilileri size değer vermiş ve kuruluş etkinliğine katılmış. Üstelikte, Numan KURTULMUŞ gibi AKP camiası içinde son derece etkin bir genel başkan yardımcısıyla. Keşke bu kadar masumane olsa yaşananlar. Ama bakın Kürsüde konuşan Sayın KURTULMUŞ ne diyor. "Muhsin YAZICIOĞLU’nun “KAZA” haberini aldığım andan itibaren arama faaliyetlerini yakından takip ettim". Neymiş neyi takip etmiş sayın Kurtulmuş. “KAZA” VE ARAMA KURTARMA” faaliyetlerini. EL İNSAF. EL VİCDAN. Peki ne diyecekti ki Sayın Kurtulmuş. Muhsin YAZICIOĞLU’nun SUİKAST haberini aldığım ve ARAMAMA, KURTARMAMA Faaliyetlerini yakından takip ettim mi diyecekti. Elbette ki bizce SUİKAST olduğu gün gibi malum olan hadiseye devlet dili mahkeme süreci devam ettiği müddetçe kaza diyecek. Buna bir itirazımız yok. O zaman isyanımız niye. İsyanımız şuna. Sayın Kurtulmuş Bu konuşmayı yayıp kürsüden inerken onu elleri patlarcasına alkışlayan sözde Muhsin YAZICIOĞLU’nun arkadaşlarına. YAZIKLAR OLSUN SİZE. Kendi parti etkinliğinizde bile Millet vicdanında SÜKAT olduğu ortada olan bir olaya bile KAZA diyenleri alkışlıyorsunuz ya bu konuşmaya yaptıranlar ve Alkış tutanlar bu ayıp size yeter.
15 temmuzda cumhurbaşkanına suikast p***ı yapanlar ile şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun düşürüldüğü helikopter enkazının olduğu yerde olduğu tesbit edilen (karakutuyu ve delilleri toplayan) aynı ekip olduğu ve bunların fetöcü olduğu kayda geçerek tutuk***anları bildikleri halde hâla bu konuda tepki göstermekten imtina edenler, sizin de tabirinizle siyaset değil politika yapıyorlar. Yine Aksaçlılar ile ilgili röportajınızda da dediğiniz gibi, siyaset ile politika arasındaki ince bir fark vardır. Politika ya*** ve menfaat üzerine kurulmuş ama siyaset dava, misyon için araçtır. Şehit Muhsin Yazıcıoğlu da davasının siyasetini yapıyordu. Davasının siyasetini yapmayıp başkalarının kayığına kürek çekenlerin sonu da, bilekleri yorulup, kürek çekmeyi bırakınca, fırtınalarda kayık su almaya başlayınca belli olacaktır. O yüzden bizler de burada sizin gibi politika değil de, siyasi davamız için Aksaçlıların oluşumunda yer alıyoruz. O yüzden Aksaçlılar siyaset üstüdür, Türk İslam Davasının hizmetkarıyız diyoruz. Bugün davasını savunduğunu söyledikleri liderini mertçe savunmaktan imtina edenler, yarın siyaset rüzgarında da savrulup gitmeye mahkumdurlar. Neticede kimin kayığına kürek çekiyorlarsa onlarla da batmaya müstahaklardır. "Haksız bir davada zirve olmaktansa, haklı bir davada zerre olmayı tercih ederim" Şehit Muhsin Yazıcıoğlu