Hayatımın hiçbir döneminde hiçbir cemaatin içine dâhil olmadım. İnancım gereği, şayet cemaatler Yüce kitabımız Kuranı kerimi ve Efendimizin sünneti dairesinde hareket ediyorlar ise, dinimizin zenginlikleri, güzellikleridir. Ancak Ölçü Kuran ve sünnet dışına taşıyor ise soytarılıktan başka bir şey değildir diye düşündüm ve öyle inandım. Kaldı ki 2007 yıllında Şehit liderim Muhsin YAZICIOĞLU’ na “ Cemaatlere yaklaşımım nasıl olmalı” soruma aldığım cevap ise siyasetteki görevim boyunca hep izlediğim yolda rehberim olmuştur.
Bu gün gelinen noktada, Mevcut Cumhurbaşkanımız ve mevcut Hükumetimiz ile Fettullah GÜLEN ve cemaati arasındaki mücadele yediden yetmişe herkesçe malumdur. Bu mücadele içerisinde, siyasi partilerde belli bir tarafta yer almış, bazıları ise bu işe tarafsız kalarak sadece izlemişlerdir. Benim siyaset yaşantım içerisinde yer aldığım partim ise her ne kadar bu gün bu konuda söylem değişikliğine gitse de tarafını bu mücadelede haklı olarak gördüğü cemaatten yana kullanmıştır. Elbette ki bu bir tercih meselesidir. Şahsım olarak ben partim tarafından izlenen yolun doğru olmadığını İl başkanı olarak görevde olduğum dönem içinde de sonrasında da ortaya koymaya gayret edenlerdenim. Bu söylemlerimin neticesinde diğer faktörlerde üst üste gelince sonuç görevden ayrılmama kadar gitmişti. Bu gün yine bu konu ile ilgili görüş olarak aynı düşüncem devam etmektedir. Ancak dün haber kanallarında izlediğim bir görüntü beni fazlası ile rahatsız etmiş ve bu konuda şayet bir birey olarak tepkimi ortaya koymaz isem “ Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü aklıma geldiği için görmüş olduğum eksikliği tepki koyma adına paylaşmak istedim.
Ana haber bülteninde gecen haberde,Manisa’da paralel yapılanma ya da tam ifadesi ile paralel çete kapsamında yürütülen soruşturma da gözaltına alınan ve tutuklanan “Din dersi “ öğretmeni tutuklandı diye haberin altı kalın çizgiler ile çizilirken o din dersi öğretmeni gördüm ki Fettullah GÜLEN cemaatinin İzmir’de İZDİM olarak bilinen merkezinin uzun süre başkanlığını yürüten Şemsettin AYYILDIZ. Şemsettin Bey polis otobüsüne bindirilirken görevli memurlara ”Allahtan korkun. Ben evde bıçağı bile aileme verirken tersinden veririm. Ben bir din dersi öğretmeniyim ve Çeteden tutuklanıyorum. Bundan sonra çocuklarımı terörist olarak yetiştireceğim” Bu ifadeleri duyunca üzüntüm bir kat daha arttı. Çünkü Şemsettin AYYILDIZ beyi tanıyorum. Sadece ben değil tüm İzmir siyaseti hatta bürokrasisi yakından tanır. Şemsettin bey 18 li yaşlara kadar Ülkücü olarak kendini yetiştirmiş daha sonraki yıllarda Din dersi öğretmeni olarak hizmetler vermiş ve Fettullah Gülen’ nin talebelerinden olmuş bir insandır. Gördüğüm tanıdığım bildiğim Şemsettin AYYILDIZ’ın bir terör örgütü üyesi olması ihtimal dâhilinde bile değildir. Elbette ki ben bunları kendi öngörüm kanaatim olarak söylüyorum. Neticede en doğrusunu Allah bilir. Şemsettin beye yapmış olduğun bu destekle de Asla Cemaatçi olmadım, olmamda. Çünkü siyasi yaşantım içinde de gördüm ve bire bir yaşadım ki, İçinde bulunduğum siyasi oluşum , yıllardır kendilerine gereken siyasi desteği gücü nispetinde verirken, Şehit liderimiz Cennet Mekân Muhsin YAZICIOĞLU, Cemaatin kanalı olarak bilinen kanalın açılışlı için var gücü ile mücadele ederken, bizzat kendisinden duyduk ve dinledik ki maalesef Cemaat olarak adlandırılan yapı hiçbir döneminde ne Şehidimize nede Şehidimizden sonra göreve devam eden mevcut yönetime oy desteği vermemiş, rüzgâr nereden eserse desteğini o yönde kullanmıştır. Kaldı ki yine âcizane olarak hep ifade ettim ki Cemaat ya da cemaatler bize oy vermek zorunda değildir. Neticede Bu hususla ilgili Cennet Mekân Muhsin YAZICIOĞLU’nun Cemaatlerin oy kullanma da hangi yöntemi izlediğini ve bu konu ile alakalı ne dediğini, belki bu gün mevcutta kiler bilmiyor olabilir ancak bizler iyi biliyoruz.
Peki, ne yapmamız lazım. Cemaat bize destek olmadı diye gördüğümüz haksızlık karşısında susmamız mı gerekir. Ben böyle yapanlardan olmayacağım. Şemsettin AYYILDIZ beyin özelinde ne kadar bildiğim tanıdığım ve asla ve kata Terör örgütü üyesi olmak gibi bir suçlama ile karşı karşıya bırakılanlara yöneltilen bu ithamın gerçeği yansıtmadığını gücüm nispetinde tepkimi ortaya koyarak göstermeye gayret edeceğim. Ve dostane bir tavsiye olarak bu gün özellikle Cemaat diye bilinen yapı ile Mücadeleyi yürütenlerin kendi ifadeleri ile Paralel yapı mensuplarına yönelik yürüttükleri operasyonlarda Hakkaniyetten ayrılmadan ve Hukukun bir gün bu emri verenlere de lazım olacağını hiç akıllarından çıkarmadan görevlerini yapmaları yönünde olacaktır. Sözlerimin içerisinde de ifade ettiğim gibi Elbette ki en doğrusu Yüce Allah bilir. Bu duygu ve düşüncelerimle ADALETİN MUTLAKA BİR GÜN HERKESE LAZIM OLACAĞI gerçeğini bir kere daha hatırlatıyor, selam, Sevgi ve saygılar sunuyorum.