Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük’den Ege Hür Bakış Gazetesini özel açıklama. Eskiyörük, Türkiye’de uygulanan tarım politikasındaki yanlışları dile getirdi.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, Türk tarımının zor günler geçirdiğini bundan toplumun her kesiminin etkilendiğini söyledi.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, "Tarım bizim geleceğimiz ve Türkiye'nin en büyük kalkınma şansı. Dünyada önemi her geçen gün artıyor ve bu Türkiye için aslında bir fırsat. Çünkü iklim koşullarıyla müthiş bir potansiyele sahip ülkeyiz. Ne yazık ki utanıyorum. 84 milyon insanın fazlasını doyuracak bir Anadolu var elimizde. Ancak Türkiye artık, insanların da ineklerin de karnını ithalat yaparak doyurmaya başladı. Türkiye tarımda bir politika oluşturamadı, yolunu belirleyemedi. Ben 33 yıldır bir kavga veriyorum. Kooperatifçiliğin Türkiye'nin bünyesine uygun olduğunu, konunun sadece ekonomik değil, sosyo-ekonomik bakılması gerektiğini söylüyorum. Türkiye'nin büyük bir çoğunluğunun küçük aile işletmeleriyle sürdürüldüğünü, onların tasfiye edilip 'tarımı şirketler yapsın' diyen bir zihniyet var. Bu modelin Türkiye için tehlikeli olduğunu söylüyorum. Tabii ki ölçek büyük olmalı ama küçükleri yok ederek değil de kooperatifçilik çatısı altında birleştirerek, büyük ölçek haline getirip sürdürülebilirliğini sağlayalım. Anadolu yapısını bozmayalım diye haykırıyorum. Türk tarımında bir enfeksiyon var. 40 yıllık çiftçiyim bugüne kadar aspirinle tedavi edilmeye çalışıldı. Köyleri dolaşıyorum, her akşam köylülerle sohbet ediyorum inanın şu an bir facia yaşanıyor. Türk çiftçisi 40 yıldan bu yana ilk defa bu denli bir kriz yaşıyor. Çünkü sadece yem fiyatlarının artması değil, üreticinin girdi maliyetlerinde ortalama yüzde 45-50 artış olurken, sütün artışı yüzde 14'te kalınca üretilemez hale geldi. Bu sadece çiftçimizin sorunu değil. Bu 84 milyonun sorunu. Çünkü biz üreticiyi kurtaramazsak, tüketiciyi de kurtaramayız. Kendi üreticimiz üretemez hale gelirse, kendi değerlerimize sahip çıkamazsak, o zaman bunu ithalatla kapatmak zorunda kalırsak yabancı çiftçileri sevindiririz" dedi.
İthal edilen hayvanlarla başlayan kötü gidişin devam ettiğini söyleyen Eskiyörük, "2008'de bir facia yaşadık. 1 milyona yakın ineğimiz kesildi, sonra Türkiye 3 milyar dolarlık Amerika'dan düve ithal ederek açığı kapattı. Müdahale edilmedi, seyirci kalındı. Şimdi daha büyüğünü yaşıyoruz. Köyleri dolaşıyorum, üreticinin durumu içler acısı, eylem yapmak istiyorlar. 2008'de bir eylem yapmıştım. Tire'de 15 bin kişiyi topladım. Bu kez yaparsak 150 bin üretici gelir. Köylüler diyor ki; “Başkanım bizim sahibimiz yok”. Şu anda Türkiye'de çiftçiyi ağzına alan bir siyasetçi yok, mecliste çiftçi yok. Çiftçinin örgütü yok. Onlarca örgüt var ama hiçbiri çiftçi değil. Çiftçinin halinden anlayan yok. Ben eylemin yapılmasından yana değilim. Ama mecbur kalınırsa, eğer biz kendimizi anlatamazsak yapılacak. Her gün anlatıyorum ‘Durum bu diyorum. Tehlike var, facia yaşanıyor, üretici ineklerini kestiriyor, mezbahalar inek dolu, seyirci kalmayın” diye bas bas bağırıyorum. Ama halen seyirci kalınırsa, o zaman bu insanlar çaresizlikten bunu yapmak zorunda kalacak. Bu eylem bir siyasi eylem değil ki, aslında bir hak arayışıdır. İnsanların ekmeğini elinden alırsanız, nasihatle kandırarak yapamazsınız artık, iş patlama noktasına geldi. Yazık bu ülkeye, Türkiye'ye yakışmıyor" ifadelerini kullandı.
Başkan Eskiyörük, Türkiye’de uygulanan tarım politikalarında, en büyük yanılgının, işletmelerin büyük ölçekli olunca en iyi sonuçlarının alınacağı yönünde olduğunu söyledi.
Eskiyörük”‘Bu bakış açısı ve bu türden uygulanan tarım politikaları yanlıştır, tehlikelidir. Çitçimizin, üreticimizin yararına değildir. İşletmeler doğal ki üretim maliyetleri yönünden bakılınca büyük olarak planlanmalıdır. Ama bu planlar küçük üreticilerin kooperatif çatısı altında toplanarak birikmesi ile doğru sonuçlanır. Çiftçimiz, üreticimiz kazanmaya başlar.
Verimliliğin ve teknolojinin artması ile birlikte Gıda Güvenliğinin sağlanması bu şekilde gerçekleşir. Tarımı büyük şirketler mi yapsın? Küçük aile işletmeleri mi yapsın?
Şirket tarımcılığı tarımsal büyümeyi tehlikeli yollara götürür. Bir noktada tıkanma başlar. Köylüyü yavaş yavaş tasfiye etmeye başlarız. ”dedi.
Başkan Eskiyörük” Tire’de Tire Süt Kooperatifi olarak biz bunu tüm Dünya’ya kanıtladık. Kooperatif olarak toplu alımla birim üretim maliyetlerini düşürdük. Tüm ortaklarımızın kullanımına açık 50’nin üzerinde makine parkımız var. Üreticilerimiz kooperatif sayesinde tüm bu olanaklardan yararlanıyor. Tire’de Türkiye’nin en kaliteli sütünü üretiyoruz. Aile işletmelerimizin kazancı arttı. Ailenin kazancı artınca çocuklarımızda aynı işi sürdürmeye başlayarak üretimdeki devamlılığa imza attık”diye konuştu
“GÖÇÜ ÖNLEDİK”
Konuşmasında kooperatifleşmenin öneminin altını çizen Eskiyörük” Bu, kooperatif projelerimizle birlikte yeni istihdam oluşturduk. Gençlerimizin büyük ölçüde göçünü engelledik. Ben, mahmut eskiyörük olarak diyorum ki, bizim dünyaya örnek olmuş kooperatif deneyimimizi ve projelerimizi tüm Türkiye’de uygulayın. Tarım politikasının ana fikri olarak getirin. Avrupa’da kooperatifleşme oran %85. Tire Süt Kooperatifi modeli ile ülkemiz bu orana sadece bir yıl içinde ulaşır. Bizim çalışmalarımızı izlemeleri ve uygulamaları yeter. Hepimizin yaşadığı ve üzülerek söylediğim, tarımsal üretimin enfeksiyon kapması. Bu enfeksiyon aspirinle iyileştirilmeye çalışılıyor. Eğer kooperatifleşme yolu ile bu yaramızı iyileştirme için mücadele edemezsek, çok uluslu şirketlerin antibiyotiklerini kullanmanın yolunu açmış oluruz. Çiftçimiz, üreticimiz Milli Mücadele içinde. Türkiye ancak tarımsal üretimle Dünya’da marka olur. Çünkü bizim çiftçiliğimiz yüzyıllardan bugüne süren bir Anadolu geleneğidir. Tarım sektörünü mutlaka kalkındırmalıyız. Çiftçi elinde olmayan nedenlerle üretim yapamıyor. Bu eksik üretim, ithalat ile kapatılmaya çalışılıyor ise, sonuç Türk tarımının zarar görmesi demektir. Çiftçimizin desteklerden çok para kazanmaya ihtiyacı var. Destek son aşamada üretilen ürünü çiftçimizin kazancına dönüştürüyorsa doğru destektir. Bugün yem sütten pahalı duruma geldi. ”diye konuştu
İNEKLERE TOKİ PROJESİ
Bizim çiflik projesinin ayrıntılarını da bizlerle paylaşan Eskiyörük” Büyükşehir yasası ile köylerimiz mahalle oldu. Belediyeler yasaya dayanarak mahallede inek besleyemezsiniz diyor. İşte bu sorunlar nedeni ile Tire Süt Kooperatifi olarak Bizim Çiftlik projemizi oluşturduk. Köy meralarının kooperatiflere tahsisi ile hayvanlarımız için biyogaz üretiminin ve laboratuvarların da olduğu entegre tesisler oluşturacağız. Aile işletmeleri beslediği hayvanları bu çiftliklerimize getirerek maliyetini düşürecek. Hayvanlarımıza daha iyi bakılacağından verimleri artacak. Üstün kaliteli çiftlik sütü üretilecek. Toplu alımla maliyetler düşürülüp, üreticimiz daha çok kazanacak. Tire Süt Kooperatifi olarak Bizim Çiftlik projemize mera tahsisi için yetkili makamlara başvurduk. Birleşmiş Milletler Tire Süt Kooperatifini Dünyanın en iyi kalkınma modeli seçti. Dünyanın birçok kooperatifine sunumlar yaptık. Fransa’dan bir kooperatif başkanı bizim projemize Dünyayı Kurtaracak Proje dedi. Çiftçimizin tarımsal geleneklerini sürdürerek daha iyi ve kazançlı üretime ulaşmasını sağlamak mümkün. ”dedi
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, Türk tarımının zor günler geçirdiğini bundan toplumun her kesiminin etkilendiğini söyledi.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, "Tarım bizim geleceğimiz ve Türkiye'nin en büyük kalkınma şansı. Dünyada önemi her geçen gün artıyor ve bu Türkiye için aslında bir fırsat. Çünkü iklim koşullarıyla müthiş bir potansiyele sahip ülkeyiz. Ne yazık ki utanıyorum. 84 milyon insanın fazlasını doyuracak bir Anadolu var elimizde. Ancak Türkiye artık, insanların da ineklerin de karnını ithalat yaparak doyurmaya başladı. Türkiye tarımda bir politika oluşturamadı, yolunu belirleyemedi. Ben 33 yıldır bir kavga veriyorum. Kooperatifçiliğin Türkiye'nin bünyesine uygun olduğunu, konunun sadece ekonomik değil, sosyo-ekonomik bakılması gerektiğini söylüyorum. Türkiye'nin büyük bir çoğunluğunun küçük aile işletmeleriyle sürdürüldüğünü, onların tasfiye edilip 'tarımı şirketler yapsın' diyen bir zihniyet var. Bu modelin Türkiye için tehlikeli olduğunu söylüyorum. Tabii ki ölçek büyük olmalı ama küçükleri yok ederek değil de kooperatifçilik çatısı altında birleştirerek, büyük ölçek haline getirip sürdürülebilirliğini sağlayalım. Anadolu yapısını bozmayalım diye haykırıyorum. Türk tarımında bir enfeksiyon var. 40 yıllık çiftçiyim bugüne kadar aspirinle tedavi edilmeye çalışıldı. Köyleri dolaşıyorum, her akşam köylülerle sohbet ediyorum inanın şu an bir facia yaşanıyor. Türk çiftçisi 40 yıldan bu yana ilk defa bu denli bir kriz yaşıyor. Çünkü sadece yem fiyatlarının artması değil, üreticinin girdi maliyetlerinde ortalama yüzde 45-50 artış olurken, sütün artışı yüzde 14'te kalınca üretilemez hale geldi. Bu sadece çiftçimizin sorunu değil. Bu 84 milyonun sorunu. Çünkü biz üreticiyi kurtaramazsak, tüketiciyi de kurtaramayız. Kendi üreticimiz üretemez hale gelirse, kendi değerlerimize sahip çıkamazsak, o zaman bunu ithalatla kapatmak zorunda kalırsak yabancı çiftçileri sevindiririz" dedi.
İthal edilen hayvanlarla başlayan kötü gidişin devam ettiğini söyleyen Eskiyörük, "2008'de bir facia yaşadık. 1 milyona yakın ineğimiz kesildi, sonra Türkiye 3 milyar dolarlık Amerika'dan düve ithal ederek açığı kapattı. Müdahale edilmedi, seyirci kalındı. Şimdi daha büyüğünü yaşıyoruz. Köyleri dolaşıyorum, üreticinin durumu içler acısı, eylem yapmak istiyorlar. 2008'de bir eylem yapmıştım. Tire'de 15 bin kişiyi topladım. Bu kez yaparsak 150 bin üretici gelir. Köylüler diyor ki; “Başkanım bizim sahibimiz yok”. Şu anda Türkiye'de çiftçiyi ağzına alan bir siyasetçi yok, mecliste çiftçi yok. Çiftçinin örgütü yok. Onlarca örgüt var ama hiçbiri çiftçi değil. Çiftçinin halinden anlayan yok. Ben eylemin yapılmasından yana değilim. Ama mecbur kalınırsa, eğer biz kendimizi anlatamazsak yapılacak. Her gün anlatıyorum ‘Durum bu diyorum. Tehlike var, facia yaşanıyor, üretici ineklerini kestiriyor, mezbahalar inek dolu, seyirci kalmayın” diye bas bas bağırıyorum. Ama halen seyirci kalınırsa, o zaman bu insanlar çaresizlikten bunu yapmak zorunda kalacak. Bu eylem bir siyasi eylem değil ki, aslında bir hak arayışıdır. İnsanların ekmeğini elinden alırsanız, nasihatle kandırarak yapamazsınız artık, iş patlama noktasına geldi. Yazık bu ülkeye, Türkiye'ye yakışmıyor" ifadelerini kullandı.
Başkan Eskiyörük, Türkiye’de uygulanan tarım politikalarında, en büyük yanılgının, işletmelerin büyük ölçekli olunca en iyi sonuçlarının alınacağı yönünde olduğunu söyledi.
Eskiyörük”‘Bu bakış açısı ve bu türden uygulanan tarım politikaları yanlıştır, tehlikelidir. Çitçimizin, üreticimizin yararına değildir. İşletmeler doğal ki üretim maliyetleri yönünden bakılınca büyük olarak planlanmalıdır. Ama bu planlar küçük üreticilerin kooperatif çatısı altında toplanarak birikmesi ile doğru sonuçlanır. Çiftçimiz, üreticimiz kazanmaya başlar.
Verimliliğin ve teknolojinin artması ile birlikte Gıda Güvenliğinin sağlanması bu şekilde gerçekleşir. Tarımı büyük şirketler mi yapsın? Küçük aile işletmeleri mi yapsın?
Şirket tarımcılığı tarımsal büyümeyi tehlikeli yollara götürür. Bir noktada tıkanma başlar. Köylüyü yavaş yavaş tasfiye etmeye başlarız. ”dedi.
Başkan Eskiyörük” Tire’de Tire Süt Kooperatifi olarak biz bunu tüm Dünya’ya kanıtladık. Kooperatif olarak toplu alımla birim üretim maliyetlerini düşürdük. Tüm ortaklarımızın kullanımına açık 50’nin üzerinde makine parkımız var. Üreticilerimiz kooperatif sayesinde tüm bu olanaklardan yararlanıyor. Tire’de Türkiye’nin en kaliteli sütünü üretiyoruz. Aile işletmelerimizin kazancı arttı. Ailenin kazancı artınca çocuklarımızda aynı işi sürdürmeye başlayarak üretimdeki devamlılığa imza attık”diye konuştu
“GÖÇÜ ÖNLEDİK”
Konuşmasında kooperatifleşmenin öneminin altını çizen Eskiyörük” Bu, kooperatif projelerimizle birlikte yeni istihdam oluşturduk. Gençlerimizin büyük ölçüde göçünü engelledik. Ben, mahmut eskiyörük olarak diyorum ki, bizim dünyaya örnek olmuş kooperatif deneyimimizi ve projelerimizi tüm Türkiye’de uygulayın. Tarım politikasının ana fikri olarak getirin. Avrupa’da kooperatifleşme oran %85. Tire Süt Kooperatifi modeli ile ülkemiz bu orana sadece bir yıl içinde ulaşır. Bizim çalışmalarımızı izlemeleri ve uygulamaları yeter. Hepimizin yaşadığı ve üzülerek söylediğim, tarımsal üretimin enfeksiyon kapması. Bu enfeksiyon aspirinle iyileştirilmeye çalışılıyor. Eğer kooperatifleşme yolu ile bu yaramızı iyileştirme için mücadele edemezsek, çok uluslu şirketlerin antibiyotiklerini kullanmanın yolunu açmış oluruz. Çiftçimiz, üreticimiz Milli Mücadele içinde. Türkiye ancak tarımsal üretimle Dünya’da marka olur. Çünkü bizim çiftçiliğimiz yüzyıllardan bugüne süren bir Anadolu geleneğidir. Tarım sektörünü mutlaka kalkındırmalıyız. Çiftçi elinde olmayan nedenlerle üretim yapamıyor. Bu eksik üretim, ithalat ile kapatılmaya çalışılıyor ise, sonuç Türk tarımının zarar görmesi demektir. Çiftçimizin desteklerden çok para kazanmaya ihtiyacı var. Destek son aşamada üretilen ürünü çiftçimizin kazancına dönüştürüyorsa doğru destektir. Bugün yem sütten pahalı duruma geldi. ”diye konuştu
İNEKLERE TOKİ PROJESİ
Bizim çiflik projesinin ayrıntılarını da bizlerle paylaşan Eskiyörük” Büyükşehir yasası ile köylerimiz mahalle oldu. Belediyeler yasaya dayanarak mahallede inek besleyemezsiniz diyor. İşte bu sorunlar nedeni ile Tire Süt Kooperatifi olarak Bizim Çiftlik projemizi oluşturduk. Köy meralarının kooperatiflere tahsisi ile hayvanlarımız için biyogaz üretiminin ve laboratuvarların da olduğu entegre tesisler oluşturacağız. Aile işletmeleri beslediği hayvanları bu çiftliklerimize getirerek maliyetini düşürecek. Hayvanlarımıza daha iyi bakılacağından verimleri artacak. Üstün kaliteli çiftlik sütü üretilecek. Toplu alımla maliyetler düşürülüp, üreticimiz daha çok kazanacak. Tire Süt Kooperatifi olarak Bizim Çiftlik projemize mera tahsisi için yetkili makamlara başvurduk. Birleşmiş Milletler Tire Süt Kooperatifini Dünyanın en iyi kalkınma modeli seçti. Dünyanın birçok kooperatifine sunumlar yaptık. Fransa’dan bir kooperatif başkanı bizim projemize Dünyayı Kurtaracak Proje dedi. Çiftçimizin tarımsal geleneklerini sürdürerek daha iyi ve kazançlı üretime ulaşmasını sağlamak mümkün. ”dedi