Dev Ajans Başkanı Erhan Gölbey tarafından hazırlanıp sunulan “İzmirden” programının bugünkü konuğu Kadın Partisi İzmir İl Başkanı Emel Denizaslanı oldu. 107.9 Radyo Pause stüdyolarında gerçekleştirilen programda, kadın olmak ve siyaset konuşuldu.
Kadın Partisi ve kadının siyasi hayattaki yeriyle ilgili olarak; “90 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nde erkek egemenlik mevcuttur ve gelinen nokta sorgulanmalıdır. Kadınlar nasıl ki evde çalışıyorsa, siyasette de en iyiyi yine kadınlar üretebilir. Olayları kadın gözüyle görmeye çalışmak çok önemlidir. Bugüne kadar görev yapmış yöneticilerde de bu sorun var. Türkiye’de kadın sorunu yok kadına yönelik sorun var. Bu sorunu çözmek için Kadın Partisi’ni kurduk. Farkımızı ve taleplerimizi göstermek istiyoruz” dedi. Bu amaçları misyon edinen Kadın Partisi’nin medyadan çok fazla destek görememesini de eleştiren Denizaslanı “Özellikle yerel ve ulusal medyanın bizimle ilgilenmemesi trajiktir. Çünkü yurt dışından daha fazla röportaj teklif alıyoruz. Medya bu konuda çok daha duyarlı olmalıdır” diyerek görüşlerini paylaştı.
Atatürk’ün “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin” sözünü de hatırlatan Denizaslanı, kadınlarımızın aktif olmamasını eleştirdi.
Son zamanlarda kadına yönelik şiddetin neyden kaynaklandığı konusunda da bireysel düşüncelerini paylaşan Denizaslanı, sistemi de eleştirdi. “Ailelerinden ve toplumdan eşitlikçi öğreti almayan ve kravat taktı diye iyi hal indirimi alan bireylerin varlığı, toplumda kadına yönelik şiddeti körükleyen faktörlerdendir. Özellikle son dönemde artan kadına yönelik şiddet eğitimsizlikten ve yasaların yaptırımdan uzak olmasından kaynaklanmaktadır” diyerek şiddeti engellemenin hangi boyutlar taşıması gerektiğini de belirtti.
Demokratik bir toplumsal alt yapının olmadığını belirten Denizaslanı; karşıt görüşlerin birbirine tahammülü olmadığını da belirtti. “ Eğer karşıt görüşlüyseniz ve başka bir görüşün toplantısı ya da mitingine giderseniz; maalesef ki konuşturulmuyorsunuz bile. Bu durum böyle olmamalıdır. Herkes her noktada kendisini ifade etmelidir” dedi.
7 Haziran seçimlerinin İzmir yansıması içinse; “sadece partililerle değil İzmir halkına sorarak milletvekili adayları belirlenmelidir. Bu en doğru yol bu olacaktır. Sandıklar İzmirlinin görüşüne açılmalıdır. Partinin içerisindeki dengeler de çok adil olmayabiliyor” diyerek İzmir ve seçimlerle ilgili görüşlerini dinleyicilerle paylaştı.
Kadın Partisi ve kadının siyasi hayattaki yeriyle ilgili olarak; “90 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nde erkek egemenlik mevcuttur ve gelinen nokta sorgulanmalıdır. Kadınlar nasıl ki evde çalışıyorsa, siyasette de en iyiyi yine kadınlar üretebilir. Olayları kadın gözüyle görmeye çalışmak çok önemlidir. Bugüne kadar görev yapmış yöneticilerde de bu sorun var. Türkiye’de kadın sorunu yok kadına yönelik sorun var. Bu sorunu çözmek için Kadın Partisi’ni kurduk. Farkımızı ve taleplerimizi göstermek istiyoruz” dedi. Bu amaçları misyon edinen Kadın Partisi’nin medyadan çok fazla destek görememesini de eleştiren Denizaslanı “Özellikle yerel ve ulusal medyanın bizimle ilgilenmemesi trajiktir. Çünkü yurt dışından daha fazla röportaj teklif alıyoruz. Medya bu konuda çok daha duyarlı olmalıdır” diyerek görüşlerini paylaştı.
Atatürk’ün “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin” sözünü de hatırlatan Denizaslanı, kadınlarımızın aktif olmamasını eleştirdi.
Son zamanlarda kadına yönelik şiddetin neyden kaynaklandığı konusunda da bireysel düşüncelerini paylaşan Denizaslanı, sistemi de eleştirdi. “Ailelerinden ve toplumdan eşitlikçi öğreti almayan ve kravat taktı diye iyi hal indirimi alan bireylerin varlığı, toplumda kadına yönelik şiddeti körükleyen faktörlerdendir. Özellikle son dönemde artan kadına yönelik şiddet eğitimsizlikten ve yasaların yaptırımdan uzak olmasından kaynaklanmaktadır” diyerek şiddeti engellemenin hangi boyutlar taşıması gerektiğini de belirtti.
Demokratik bir toplumsal alt yapının olmadığını belirten Denizaslanı; karşıt görüşlerin birbirine tahammülü olmadığını da belirtti. “ Eğer karşıt görüşlüyseniz ve başka bir görüşün toplantısı ya da mitingine giderseniz; maalesef ki konuşturulmuyorsunuz bile. Bu durum böyle olmamalıdır. Herkes her noktada kendisini ifade etmelidir” dedi.
7 Haziran seçimlerinin İzmir yansıması içinse; “sadece partililerle değil İzmir halkına sorarak milletvekili adayları belirlenmelidir. Bu en doğru yol bu olacaktır. Sandıklar İzmirlinin görüşüne açılmalıdır. Partinin içerisindeki dengeler de çok adil olmayabiliyor” diyerek İzmir ve seçimlerle ilgili görüşlerini dinleyicilerle paylaştı.